Onursuz yürüyüşün amacı nedir?
Geçen hafta bir grup arkadaşla birlikte Profesör Dr. Zeki Bayraktar hocamızın LGBTİ sorunuyla ilgili sunumunu dinledik. Bu toplantıyı organize eden ve bizi davet eden değerli dostum Niyazi Ertuğrul Beyefendiye ve Zeki Bayraktar Hocamıza katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Cinslerden biri kendisini göründüğünden farklı
hissediyorsa, tedavi edilmesi gereken bir hastalık, hak olduğunu savunuyorsa ‘’sapık’’ olarak değerlendirdiğimi en
başta söyleyeyim.
Zeki Hocanın sunumundan iki gün sonra, LGBTİ olarak bilinen
‘’sapıklar’’ Pazar günüİstiklal Caddesinde ‘’onur yürüyüşü’’ adı altında adeta
terör estirmek istediler. Bereket ki polisin aldığı güvenlik önlemleri
sayesinde amaçlarına ulaşamadılar. Ancak ilginç olan ‘’LGBTİ’’ ile ‘’onur’’ kavramının
bir araya getirilmesidir!
‘’onur’’
kavramı,
Fransızcadan dilimize geçmiştir. D. Mehmet Doğan ‘’Büyük Türkçe Sözlük’’ eserinde: ‘’Şeref, haysiyet, vakar’’ terimlerinin karşılığı olarak
kullanılmaktadır’’ der. Akıl ve vicdan ölçülerine uygun yaşayan, yeteneklerini
iyi ve güzel işler için kullanan kişi veya kişiler ancak ‘’onurlu’’ olma sıfatını kazanabilirler. Tersini yapanlar ise, onurdan
çok ‘’onursuzluk’’ sıfatını kazanırlar.
Buradan LGBTİ sapıkları, ‘’rezil’’ hâlini ‘’aziz’’
gösterebilmek için ‘’onur’’ kavramını
kullandıklarını anlıyoruz. Demek ki iyilik kötülükten, temiz pisten, doğru
yanlıştan daha güçlü ve etkilidir ki kötülüğü yapabilmek için bile, iyiliğin
kavramına sığınma ihtiyacını hissediyorlar. Zira insanoğlunda kötülük işleme
potansiyeli olsa da iyiliği sevme eğilimi daha ağır basar.
Bu bağlamda iyilik insanda asıl, kötülük ise arızi bir
durumdur. Mesela bir insan sevmediği birinin bile iyi yanlarını takdir
edebilir. Diğer canlılarda bu özellik var mıdır? bilmiyorum doğrusu. Ancak
insan, iyiliği takdir etme özelliğine sahip olduğu içindir ki sürekli tekâmül
eder.
Bu derin felsefi konuyu buradan bırakıp, yazımızın asıl
konusuna dönüp şu soruları soralım: Bu insanları kim ve nasıl bu hâle düşürdü? Zeki
Hoca bu konuda ailenin tutumuyla ilgili değerli bilgiler verdi, detaylar için kitaplarına
başvurulabilir.
Davranış bilimi uzmanları ‘’sosyal ve ahlaki normlara
uymamak kişilik bozukluğunun baskın bir özelliği’’ olduğunu söyler. O hâlde uzmanlara
sorulması gereken en hayati soru: Bu insanları buradan kurtarmak için neler
yapılabilir?
Zeki Bayraktar Hoca:
‘’LGBTİ sorunu sadece bizim değil, insanlığın sorunudur’’ ifadesi
önemliydi. Belki zaman darlığından dolayı Zeki Hoca tüm boyutlarıyla
değinemedi. Katkı sağlamak için şu hususun altını çizmek istiyorum: Dünyada
LGBTİ’nin arkasında liberal sermayeye hizmet eden medya gücü var. Bunu ‘’özgürlük’’
adına savunuyorlar. Hâlbuki kuralların olmadığı bir özgürlük anlayışı, imtiyaz,
adaletsizlik ve anarşizm doğurur.
Dünyada dürtü ve arzuları serbest bırakmaya dayalı
anarşizmi savunan ideolojiler var. En meşhur sloganları: ‘’Zincirleri kır, duvarları yık, özgür yaşa’’ tarzında otorite
tanımayan, her türlü toplumsal ilişkiyi reddederler.
Bunların önde gelen isimlerden biri Meksikalı Flores
Magon’dur. Magon ‘’karanlıkların kutsal
üçlüsü’’ dediği ‘’devlet, sermaye ve
kiliseyi tehlike’’ olarak görür. Amerika, kendi topraklarında Magon’un
anarşist hareketlerine izin vermedi ve hapiste öldürttü.
Ancak aynı Amerika kendi topraklarının dışındaki ülkelerde
ahlaki değerleri, toplumsal ilişkileri bozmak için her yolu denemektedir. Yerine
göre terör örgütlerini, yerine göre sapık grupları ‘’özgürlük’’ maskesiyle desteklemektedir. Temel amacı da ülkelerin
siyasi yapısını istikrarsızlaştırmaktır.