Onur konuğu
Dünyanın kurulduğu ilk günden beri devam eden hak batıl mücadelesinde, ABD’yi, İsrail’i, İngiltere’yi nereye oturtursunuz. Hatta bugün kendilerine Müslümanım diyen Türkiye’sinden, Arabistan’ına, Malezya’sından, İran’ına kadar hangi iklime sokarsınız.
Hakkın hakim olduğu bir düzeni hayal eden Müslümanların veya kendilerine insan hakları havarisi diyen sözde insancıkların zulüm ve haksızlıklar karşısında takındıkları tavır herkesin safını belli etmesi açısından çok önemli.
Gazze’deki soykırım da gözümüzde allanıp pullanan demokrasi eksenli dünya düzenini de, dolar imparatorluğuna teslim olmuş insanlığı da, evangelistlerin batıl inançlarını sözüm ona tanrıya dayatmak için yaptıkları zulümleri de, siyonizmin iktidarının sürdürülmesi için akıtılan mazlum kanlarına sessiz kalarak insanlıktan ne kadar çıktığımızın birer göstergesi olmuştur.
İnsanlar arasında fesat çıkarmayı düştür edinen siyonist yapının ekinleri ve nesli mahvetmek için fonlanmış STK’larının gürültüleri arasında, insanlıkla, gayri insanilik, şeref ile şerefsizlik, haysiyet ile haysiyetsizlik, onur ile onursuzluk yer değiştiriyor. Neslin bozulması için önemli kampanyalarından biri olan üçüncü cinslere özgürlük kampanyalarına ‘onur yürüyüşü’ demeleri boşuna değil. Kilometrekareye en çok ‘onursuzun’ düştüğü Tel Aviv’den Gazzeli masum bebeklerin sesinin duyulduğu veya oval ofislerinde zina partileri yapılan Beyaz Saray’da vicdan olduğunu zannetmek insanlığa ihanetten başka bir şey anlamına gelmiyor.
Aksa Tufanı harekatının yapıldığı 7 Ekim’den bu yana tam 8 aydır, soykırım ve vahşetin her türlüsünü Filistinli sivillere karşı işleyen, hastaneleri okulları vuran, bebekleri öldüren, insanları katil Netanyahu ABD Kongresi’nin onur konuğu oldu. Daveti kabul eden Netanyahu ABD Kongresi’nde (Senato ve temsilciler meclis üyelerine karışı) dört kez konuşma yapan ilk lider olacak.
Nixon’un istifası sonrasında ‘bizim büyük cumhuriyetimiz, insanların değil kanunların hükümetidir başkanların yolsuzluklarını örtbas eden Ford gibi, Trump’ın günahlarından ABD hükümeti adına bir demokrasi kahramanı oluşturuluyor. Sünnetüllaha karşı açılan savaşta, Trump’ın evli olduğu halde evli bir kadınla zina yapmasını hazmeden ardından kadına sus payı verilmesine ses çıkartmayan şeytani düzen, verilen sus payının vergisinin ödenip ödenmediği konusunda sözüm ona adalet adına hareket ediyor.
Trump’ın mağduriyet algısını kırmak isteyen rakibi Biden ise, hem Trump yargılamalarını kamuoyunun dikkatinden kaçırmak, hem de İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırıma rağmen ben Cumhuriyetçilerden daha fazla İsrail soykırımlarını desteklerim mesajını vermek için önce Hamas’ın 4 ay önce sunduğu ateşkes şartlarına hinoğlu hin maddeler ekleyerek kendi teklifi gibi kamuoyuna sunuyor, hem de Katil Netanyahu’yu ABD’de ağırlamaya hazırlanıyor.
İsrail-ABD-İngiltere ittifakının Netanyahu’yu temize çıkartmak için attığı adımların sadece bir davetten ibaret olduğunu düşünmemek gerek. Netanyahu’yu UCM’ye şikayet eden Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki seçimlere birebir müdahale ederek, iktidar değişimi için uğraşıyor. Filistinlilere kayıtsız şartsız destek veren Türkiye’yi sıkıştırmak için ise, Suriye’nin Kuzey’inde terör örgütünün işgal ettiği bölgelerde seçim yaptırarak, terör devletine alan açmak istiyor. ABD-İsrail bir taraftan el altından seçim altyapısı oluştururken diğer yandan da tıpkı, Irak’ın Kuzey’indeki seçimlerde olduğu gibi efendim henüz seçim ortamı oluşmadı diyerek sorumluluğu da üzerinden atma kurnazlığını gösteriyor.
Sözün özü, insan yaptığı şeydir yapacağını söylediği şey değildir. Gazze’de süren soykırıma karşı politikacılarımızın esip-gürlemelerini bir tarafa bırakarak, dolar imparatorluğunun aparatları tarafından onursuzların ellerinde kirletilen insanlık onurunun kurtarılmasının zamanı çoktan gelip geçti. Gazze sahiline kurduğu limanın dalgalar karşısında paramparça olmasıyla işgal planlarını geciktiren Biden yönetiminin, İsrail’in güvenliğini sağlamak, Filistinlilerin temsilcisi Hamas’ı yok etmek için Suudi Arabistan, Mısır, BAE gibi ülkelerden asker devşirerek bunu da Filistinlileri korumak için yaptığını söylemesi onursuzluğun bir başka göstergesi. Saddam Hüseyin’in tek bir BM kararını ihlal etmesi sonucunda Irak’ta milyonlarca insanı katleden ABD’nin İsrail katliamları karşısında Hamas’ı yok etmek için plan üzerine plan kurması şeytanın hilesinin ne kadar zayıf olduğunun, İnsanlık onurunun bu onursuzlardın erinde sonunda kurtarılacağının göstergesi. 8 aydır tek bir esirini kurtaramayan Hamas’ın savaş gücünü kıramayan kağıttan kaplanın yok edilmesi ferd ferd hepimizin insanlık onuruna sahip çıkmasına bağlı. Vesselam….
