'Onlara' Her Şey Serbest!..
Bugünlerde, bazı okuyucularımdan gelen “ikaz” mesajlarını şöyle toparlayabilirim:
“Kardeşim, kendinize çok dikkat edin,
‘İnsanlarımızı’ teker teker linç ediyorlar!..
‘Başarıyla’ tamamladıkları her operasyondan sonra da, iştahları
artmış olarak başkasına yöneliyorlar!..
Aman, ekrana çıktığında her söylediğine, eline kalemi aldığında her yazdığına çok çok dikkat et!..
‘Sarı Öküz’
mevzuu gündemde.
Bunlar, oraya buraya çekilmeye müsait bir kelimeni
yakalarlarsa, saptırıp, linç
ederler.
‘Bizim’ dediklerimiz de, bu linç operasyonuna, bugüne
kadar olduğu gibi aslını feslini araştırmaya gerek görmeksizin destek verirler!”
Böyle bir hava var gerçekten.
“Bu kesim”den
birisinin ağzından, maksadını biraz aşan birkaç kelime çıksa…
İtinayla cımbızlıyor...
Uygun kanalda, şeytan işi başlıklarla saptırıyor…
Servise veriyorlar…
Sosyal medyada linç kampanyası başlatılıyor…
Bu kampanyaya, “Aman beni de onlardan
zannetmesinler!” psikolojisinden bir türlü kurtulamayan bazıları da destek
verince…
“Linç Operasyonu” tamamlanmış oluyor.
Hedefe yerleştirilen kişinin durumuna göre, “soruşturmalar”, “görevden uzaklaştırmalar”
gerçekleşiyor.
En azından müthiş
bir “itibar suikastı” ile “marjinalleştiriyorlar” hedef aldıkları
şahsı.
“Çağdaş Devrim Yobazları”nın bu taktiği, aslında “Siyonistlerin Propaganda Yöntemi”.
İsrail Vahşeti’ne ve
“Siyonist Lobisi”nin insanlığı perişan eden “sömürü çarkı”na dikkat çektiğinizde, “içerideki ve dışarıdaki”
ajanlarını kullanarak sizi “antisemitist” ilân ediyorlar…
İnsanlık tarihinin bu en yaman ırkçıları, size “ırkçı”
damgasını vuruyor ve “marjinalleştiriyor”lar.
***
Bu operasyonlara, “Siyonizm”in kirli faaliyetlerine
dikkat çeken nice etkili devlet adamı, gazeteci, akademisyen, vs., muhatap
olmuştur.
Hedefe yerleştirilen bu insanlara, “kendilerinden”
saydıkları bazıları da yüklenince…
“Marjinalleştirme Operasyonu” tamamlanmıştır.
Bu operasyonlara hedef olanları isim isim saymaya
kalksak, bir büyük kitaba sığmaz
herhalde.
Türkiye’den iki misal;
Rahmetli Necmettin Erbakan ve ‘özellikle’ son üç dört yılda Sayın
Recep Tayyip Erdoğan.
***
İşin bu tarafı böyle.
Öbür tarafında ise…
Bu yazının başlığında, “Onlara Her Şey Serbest!” diyerek işaret
ettiğimiz “ayrıcalıklı” insanlar, “Kültürel İktidar” sahipleri var.
Bunlardan biri geçtiğimiz günlerde, canlı yayın bitti zannederek bir “hanım”a
sarktı.
Bunun yarısını “bu kesimden” biri yapmış
olsaydı, insan içine çıkamaz hale
getirilirdi.
“Kültürel İktidar Takımı”ndan biri yapınca, “ak”landı.
Hem de, “Siyasi İktidara Destek Verir Görünümdeki” “İri Gazete” tarafından!..
Bir başka misal:
Geçtiğimiz günlerde,
“Kültürel İktidar Mensupları”ndan, biri, canlı
yayında “Aşı yaptırmam diyen vatan hainidir!” dedi.
“Vatan Hainliği” gibi yerinde kullanılmadığı takdirde “vatan
hainlerine” yarayacak bir kavram üzerinden,
böylesine vahşi bir söylem üreten “anlı, şanlı, büyük akademik unvanlı”
bu şahıs da, baktım gayet rahat
ifadelerle röportaj veriyor.
Kendisine…
Bazı yazarlar, “Oldu olacak “Heil Hitler” diye bitirseydin hadsiz!. Bu nasıl bir kafa,
bu nasıl bir zihniyet! Aman Allah’ım, sen bunların şerrinden koru!” vesaire diyerek tepki göstermiş…
Hepsi bu kadar!..
***
Misalleri sabaha kadar uzatmak mümkün.
“Her Daim Kültürel İktidar Partisi”ne bakın mesela;
“Taciz, tecavüz gırla” ama aldırdığı yok.
Bunların milyonda biri, kazayla “Siyasal İktidar Partisi”nde
yaşansa…
Yandı gülüm keten helva!
***
İşte size birkaç misal verdik efendim.
Bu memlekette “Siyasi İktidarlar” değişir, ama “Kültürel İktidar” değişmeeeez!..
Davul senin boynundadır, tokmak bunların elinde!..
“Kardeşim,
kendinize çok dikkat edin!..
Bugünlerde, ‘bizim
insanlarımızı’ teker teker linç
ediyorlar... Bunlar, oraya buraya çekilmeye müsait bir kelimeni
yakalarlarsa, linç ederler!.”
diye ikaz eden kıymetli okuyucularıma elbette kulak veriyorum.
Amma velâkin bu “linç operasyonlarına” pabuç bırakmak da çok yanlış olur.
Meşhur, “Suyumu bulandırıyorsun!..” mevzuunu
bilenler bilir.
Bilmeyenler, rahatlıkla bulabilir.
***
Efendim;
Ben doğru bildiğim yolda “kimi vakit hızlı, kimi
vakit ağır adımlarla” ilerlemeye devam edeceğim İnşAllah.
“Paçayı kaptırmamak” elbette mühim
ama “paça endişesiyle” de yaşanmaz!..
Malûm, hayat çok kısa ve hesap çok çetin kıymetli kardeşlerim!..