Öncelikli hedefimiz: 'Devlete kapak atmak!'
Bugünlerde Anadolu'nun dört bir yanındaki üniversite öğrencileriyle geniş katılımlı sohbetler gerçekleştiriyoruzu2026
Karşılıklı dertleşme seanslarıu2026
Bir nevi "Ted Talks" kıvamında oluyor sohbetlerimiz; son derece rahat, herkes her istediğini sorabiliyor, görüş belirtebiliyor, karşı çıkabiliyoru2026
Daha doğrusu ben böyle bir ortam oluşturmaya çalışıyorumu2026
Gençlerimiz, zihinlerindeki neyse rahatlıkla açabilsinu2026
Dertleşelimu2026
Aklımız, tecrübemiz yettiğince katkıda bulunalımu2026
Gönül böyle bir atmosferi arzu ediyor.
Zira, "kıymetli olanı" ancak "özgür beyinler" üretebilir.
"Endişe", kişinin tabii yeteneklerini kullanmasını, gerçek performansını sergilemesini engeller.
Bu her durumda böyledir; "hata yapmamaya", "göze batmamaya" odaklanmışsanız eliniz ayağınıza karışıru2026
Yapamazsınız!..
Üniversite öğrencisi kardeşlerimizle sohbet ederken, en az bir saat boyunca konuşmamız gerekiyor "barajları" bir ölçüde yıkabilmemiz içinu2026
Yine de hissediyorum;
"Sıkıntılarımızı dile getirsek, taleplerimizi seslendirsek sıkıntı çıkar mı?.." diye düşündükleriniu2026
Gençleri böylesine "çekingen" davranmaya iten bir hava da var;
"İtiraz" istenmiyor, "yeni fikirler" gerçekten de yeni iseler, "ters" tepkilere hedef oluyor.
Araziye uyan, "yalaka", "karaktersiz", "omurgasız" tipler işlerini görürkenu2026
Sizu2026
"İki günü eşit olan ziyandadır!" hükmünü rehber edinip, yeni şeyler yapmaya kalkıştığınızdau2026
"Eski köye yeni adet" getirdiğinizdeu2026
Sıkıntıya düşebiliyorsunuzu2026
Böyle olunca dau2026
Çokları "şartlara" göre pozisyon alıyoru2026
"Yürüyene selam çak, 'duran'ı boya!"
Bu "emir demiri keser" yapıları için bir ölçüde anlaşılabilir ama üniversiteler için böyle bir durum olmamalıu2026
Üniversite yönetimleri, gençlerin sesine daha fazla kulak vermeliu2026
Onların "donanımlı mezunlar" olabilmelerine katkı için gayret göstermeliu2026
Gençlerle sık sık bir araya gelipu2026
Birlikte çözüm yolları aramalıu2026
Düşünün; bizim sistem nasıl oluyor da, bir gence 20 yıl boyunca "lisan" öğretemiyor?..
Bırakın akıcı konuşmayı filanu2026
Yurt dışında market alışverişine yetecek kadar olsun, lisan öğretemiyor!
Bu ne beceriksizliktir!..
Geçtiğimiz günlerde,
Kanal 7 Ankara Temsilcisi ve Yeni Şafak Yazarı Mehmet Acet'le birlikte, bir sohbete katıldık.
Acet, 300 kadar üniversite öğrencisine "İçinizde 'bir lisan' bilen var mı?" diye sorduu2026
Beklentisi, en az 20 öğrencinin el kaldırmasıydıu2026
Cevabı aldıktan sonra, "Peki ikinci lisanı bilen var mı?" diye soracaktıu2026
Lakin, bir kişi bile el kaldırmadı!..
300'de sıfır!..
Gerçekten de, çok çok özel bir liseden mezun değilseniz ya da yurt dışında yaşamamışsanız, bir "lisan"ı öğrenmiş olmanız çok zor.
Niçin böyle?..
Üniversite yönetimleri;
belediyeler, sivil toplum örgütleri, iş adamları vs., ile bir araya gelerek bir takım çözümler üretemez mi?..
Çok mu zor?
Bir ilahiyat Fakültesi mezunu nasıl olur da "Arapça" bilmez.
Çoğu mezun, grameri biraz bildiklerini ancak konuşmaya gelince şiştiklerini söylüyoru2026
Niçin?..
*****
Hayat Dersi Şart!..
Gençler..
Vizeydi, finaldi, bütünlemeydiu2026
Habire "ders" çalışıyorlar.
Ders çalışmak elbette şart ama bir de "hayat dersi" varu2026
Dışarıda "karşılaşacakları gerçeklere" uyumlu bir eğitim modeli?..
Üniversite okunuyor da sonrası ne olacak?..
ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, TOBB gibi üniversitelerin "kaliteli" bölümlerinden birini bitirmiş iseniz bir ölçüde işe yarıyor.
"Vasat" yerlerden mezun isenizu2026
Hele üniversite yıllarında çalışmamışsanız "piyasanın talepleri" karşısında şişip kalıyorsunuzu2026
Bu dau2026
Daha okul yıllarında ümitsizlik girdabına kapılmanıza yol açıyor.
Üniversite yönetimleri, gençlere "okurken piyasa tecrübesi edinmeleri" telkininde bulunabiliru2026
İş adamlarıyla, sivil toplum ve belediye yönetimleriyle bir araya gelerek, "part time iş imkanları" sunabilir.
Okurken harçlıklarını çıkartmalarını sağlayacak organizasyonlar gerçekleştirebiliru2026
Cezaevlerindeki mahkumların bir kısmına sağlanıyor bu güzel imkan, üniversite öğrencileri niçin mahrum kalsın?..
Maalesef, birçok üniversitenin yönetimi, ellerindeki imkanları yeterince kullanmıyoru2026
Gençlerimiz..
Çok kıymetli gençlerimiz, eğer babadan büyük servete konma durumları yoksau2026
Çok iyi bir üniversitenin çok iyi bölümlerinden birini bitirebilme durumları yoksau2026
"İdeal" olarak "devlete kapak atabilmeyi" görüyoru2026
KPSS'den çok yüksek puan çekip, sonrasındaki "tanıdık" arayışlarında da başarılı olabilirlerse, devlete kapak atmış olacaklar.
Yoksau2026
Yoksa çok zor!..
Ben üniversiteli kardeşlerime, "kimseden bir şey beklememelerini" ve içinde bulundukları ortamda mutlaka var olan "fırsatları" arayıp bulmalarını tavsiye ediyorum.
Güneş herkes için doğar ama ondan bazıları istifade edebilir.
İmkanı olan üniversite öğrencileri, yurt dışından eğitim için ülkemize gelen öğrencilerle arkadaşlıklar kurabiliru2026
Üniversitede böyle bir imkan varsa, mutlaka değerlendirilsinu2026
Bu, bir "lisan"ı kapmanın pratik yolu.
İnternet üzerinden çalışır, arkadaşınla pratik yaparsınu2026
Bir deu2026
İmkan varsa, okurken mutlaka çalışu2026
Hukuk mu okuyorsun; bir tecrübeli avukatın masasının tozunu almaktan başla, mutlaka mesafe alırsınu2026
Kendi çözümlerimizi kendimiz üreteceğiz şimdiliku2026
Başkanlık Sistemi oturursa, dinamik üniversite yönetimlerine kavuşuruz diye ümit ediyoruzu2026
Ve unutmadanu2026
İyi çalışan üniversite yönetimleri de var elbetteu2026
Bu yazıda "genelleme" yapmışsak eğeru2026
Hepsinden özür diliyoruz!..
*****
Köln'de Arakan Konferansı!
Biz de orada olacağız kısmetseu2026
Almanya'daki Kardeşlerimizi Bekleriz
Hasene Derneği Arakanlılara uygulanan soykırımı gündeme taşımak ve Arakan'da yaşanan krize farklı açılardan çözüm üretmek maksadıyla "Uluslararası Rohingya Krizi ve Çözüm Yolları" başlıklı bir konferans düzenliyor.
Konferansta, Rohingya'nın tarihi, Rohingya Müslümanlarına karşı işlenen suçlar gibi konuların yanı sıra çözüme dair insanu00ee ve hukuku00ee çıkış yolları üzerinde de durulacak.
Eski büyükelçiler, eski bakanlar, akademisyen, tarihçi, gazeteci ve aktivistleru2026
Hasene Derneği Genel Müdürü Mesud Gülbahar, Almanya'daki kardeşlerimizi 2 Mayıs 2018 tarihinde başlayacak konferansa davet ediyor.
Açıklaması şöyle:
"Rohingya Müslümanlarına karşı işlenen sistematik insan hakları ihlalleri geçmişte olduğu gibi bugün de Rahin eyaletinden Bangladeş, Malezya ve Tayland gibi ülkelere göçe sebep olmaya devam etmektedir. Myanmar'da Rohingiyalar, Myanmar vatandaşlığı alamıyorlar, bu yüzden de haymatlos (vatansız) olarak kabul ediliyorlar. Pek çok uluslararası gözlemci bölgede, infaz, insan kaçırma, keyfu00ee tutuklama, zorunlu çalışma cezası ve işkence gibi çok ağır insan hakları ihlalleri bulunduğunu bildirmektedir. Bu ihlaller her ne suretle olursa olsun Rohingya Müslümanlarının yaşamını ve güvenliğini tehdit etmektedir.
Arakan'daki sıkıntılar dinmiş, zulüm ortadan kalkmış değil. Buradaki zulme dikkat çekmek, mazlum insanların sesini duyurmak ve hak arayışlarına katkı sağlamak, Avrupa'da gündem oluşturmak maksadıyla konferansı Almanya'da yapıyoruz. Maritim Hotel'de (Köln) gerçekleştireceğimiz konferansa ilgi duyanları bekliyoruz. Katılım ve sorular için conference(at)hasene.org mail adresi üzerinden iletişim kurulabilir."
*****
Abdullah Gül ve etrafı!..
Abdullah Gül; aday olmak isteyip de olamayan Eski Cumhurbaşkanı!!!
Yazık oldu, çok yazık!!!
Abdullah Gül...
'Birilerine' uydu, yazık oldu!..
Ah, her dediğini, her yaptığını alkışlayan 'etraf'takiler!!!
Üzerinden 'kariyer planları'yapan eyyamcı tipler!
Bugüne kadar kim yandıysa 'etrafı' yaktı!..
Gaz verir, dolmuşa bindirirler...
Ve LİDER'leri mutlaka bitirirler!..
Gerektiğinde destek veren, gerektiğinde de uyarana 'dost' derim ben.
Çok uyardık, çok!..