On Beş Milyarım Gitti
Mehmet bey makalemin başlığındaki cümleyi kullanarak söze başladı.38 yaşındaki eşi sebepsiz bayılmalarla hastalanır olmuş .İstanbulda özel bir hastanede yatırılarak tedavi edilmiş.Tetkikler ve tedavilerden bir sonuç alınamayınca İstanbul kazan Mehmet beyin eşi kepçe kabilinden şifa arama macerası başlamış.
Mehmet beyin eşinin şikayeti bayılma.Bayıldığını hastamız hatırlamadığını söylüyor. . Çok sinirli, kimseye güvenmiyor kimse ile konuşmuyor. Bazı geceler hiç uyumaz. Düşünceleri kafasından atamıyor.. Bazen parmak emiyor, dudaklarını ısırıyor.Bitkin bıkkın halsiz ve yorgun.
Hastalığı bir yakınının kaybi ile başlamış. Bir günde 7-8 kere bayıldığı oluyormuş... Neden geceleri oluyor diye hastaneye yatırılarak tetkıkler yapılmış., Uyku EEG'sinde sağ beyin ön bölgede bozukluk rapor edilmiş. Epilepsi ilaçlarına rağmen bayılmaları hiç geçmedi. Uyanıkken eşyalar üzerinde insan kafası gibi korkutucu görüntüler görüyor. Uyku ve uyanıklık arası sesler de duyuyor.Delirme korkusu hastalığının şiddetinin tedavilere rağmen giderek artması evli çiftin aile saadetini dahi bozmaya başlamış.
Mehmet bey eşini seven çocuklarının annesi olarak ona yardım etmek isteyen bir kişiliğe sahip. Denize düşen yılana sarılır kabili.Doktorlardan ümidini kesince hekim dışı arayışlarla şarlatanların ağına düştüğünü aylar geçtikten sonra anlıyor.Torbalar dolusu içinde ne olduğunu bilmediği bitkisel adı verilen ilaçlar yüzünden son tetkıklerinde karaciğer ve böbrekleri bozulmuş. Bunun üzerine Mehmet bey hocalardan şifa bulmak için arayışlara başlamış. Nefesi kuvvetli çok sayıda hocanın verdiği farklı muska ve okunmuş sulardan kullanmış. Sonuç maalesef fiyasko.
Ülkemizde halen uygulanan sağlık politikasının bu ve benzer hastalarda rolü ne kadar sorusunun cevabını merak ediyorum.Hastalarla iletişim kurmak ve hastalığı ile hem hal olmak bu günkü sistemde pek mümkün değil.
Geçen bir meslektaşım anlattı.Sorunları ciddi olan bir hastasına yardımcı olmak istemiş. Muayene biraz uzayınca dışarıda bekleyen hastaların tepkisinden bahsetti.Mesleğini hakkı ile icra etmesine sistem müsaade etmiyor. Meslektaşlarımızın moral ve motivasyona ciddi ihtiyacı var. Devletimiz vatandaşlarına yardım etmekten başka bir niyeti olmayan hekimlerini onların gazabından korumak için kanun çıkarma peşinde. Bu nasıl bir iş Allahım.Son 10 yılda sağlığa ayrılan bütçe on kat artmış.Evler birer eczane olmuş.Kişi başına düşen hekim sayısını artırarak bu sorunu çözeceğimiz zannı ise kocaman bir hayal..Her şey kağıt üzerinde normal.
Ancak işin aslı unutulmuş gözüküyor.Doktor yetiştirme fabrikalarında üretilen doktorlarımız birer reçete yazma robotu gibi .Ruhu sanatı sanki bilinçli olarak ötelenmiş.
Bunama multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklarda ve şizofreni depresyon gibi psikiyatrik hastalıklarda şifa diye sunulan ilaçların yan etkileri arasında ani ölüm dahi var.Yararı olduğuna inanmadığım ilaç prospektüslerinde ilacın hastalığa olumlu katkılarından çok yan etkileri yazılı. Sağlık bilincimizi geliştirecek bir standart hala mevcut değil.Hangisi neye göre nasıl doğru sorusunun cevabı maalesef yok.
Mehmet beyin eşi gibi binlerce hatta onbinlerce hasta çare ve çözüm için arayışlarını sürdürüyor.Eski para birimine göre onbeş milyarın gitmeside sorunu çözmedi.Koyun can derdinde kasap et derdinde olduğu sürece onbeş değil yirmibeş milyarda çözemeyecek.30 yılı aşkın meslek hayatımın bana kazandırdığı tecrube ile bunları kaleme alıyorum.Aman ha dikkat sağlığınızı kaybetmeyin koruyun dememde bundan.
Meslek hayatımızda binlerce hasta bana şunu kazandırdı. Şifaya arının bal yapmasındaki hassasiyeti ile sabır ve sebat gösterdiğimizde sebep olabiliyoruz. Şifa için çare ve çözüm ararken modern tıbbın tüm imkanlarını en ileri düzeyde elbette kullanmalıyız. Ancak bugün tıp dışı olarak kabul edilen çok sayıda tedavi desteklerine yan gözle bakmayalım.
Yukarda özetlemeye çalıştığım gerçekler her türlü olumsuzluklara rağmen biz hekimlerin aynı zamanda birer sanatkar olması gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Tedavi etme sanatı olarak yorumlanabilecek bu sanatta hekimlik ilimi , hekimin şifaya sebep olabilecek tüm unsurlardan yararlanması gerekiyor.Bu alan hekim dışı uygulayıcıların cirit attığı alan olmamalı. Cahil cesareti ile yapılan bir çok yanlışın düzeltilmesi de maalesef bize düşüyor.Sağlık ve mutluluk dileklerimle..