Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.95
Gram Altın
2323.46
BIST 100
9099.37
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Aralık 2019

Ömer’leri ararken…

Türkiye siyasetinde iktidar partisinin Ankara ve İstanbul’u kaybetmesi ile neticelenen ve zihinlerde yer edecek bir yerel seçimi geride bıraktık.

Seçimden sonra iktidar partisine yöneltilen dostane eleştirilerin başında kibir oranındaki artış geliyordu. Nefsani bir özellik olan kibir, haliyle her kulda var ve kıyamete kadar da olacak. Bununla birlikte hayat yolculuğunun kazananları kibirli nefisleri ile mücadelede başarılı olanlar olacak.

İstanbul’un Güngören belediyesinde güngörmemiş bir yöneticinin önünde ayağa kalkmayan bir çalışana, aynı yönetici tarafından gün boyu sandalyede oturma ve her gördükçe önünde ayağa kalkma cezası verilmesi hadisesini duymayanınız kalmamıştır. Bir tarafta dünyevi bir makam ile firavunlaşmış bir ruh, öte yanda teşkilat içinde görevli, işini kaybetme korkusu ile otorite önünde kalk otur yapan bir garip ruh hali. Bir dava ve içinde kaybeden iki taraf. Mevzu neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor.

Seçim dönemi ve sonrası Cumhurbaşkanımızın “Ömer’leri bulun“ söylemini bilmem hatırlar mısınız? Gelin, Hz. Ömer‘in mütevazılık timsali yüzlerce hadisesinden birine kısa bir yolculuk yapalım;

Hz. Ömer, kölesiyle beraber Kudüs'e gitmektedir. Bu mukaddes şehre giden Hz Ömer'le kölesinin sadece bir tane develeri vardır. Dolayısıyla yolda deveye nöbetleşe binmektedirler. Kudüs'e yaklaştıkları zaman, deveye binme sırası köleye gelmiştir. Her ne kadar sıra kendisine gelmişse de deveye binmek istemeyen köle;
“Efendim, sıra bende ama Kudüs'e yaklaştık. Benim deve üzerinde, sizin yaya olmanız doğru olmaz. Şehre girerken devenin üzerinde siz olunuz” der.

Hz Ömer (R.A.) itiraz eder ve;

“Biz Müslümanız. Senle benim aramda Allah katında hiç bir fark yoktur. Sıra senindir, deveye sen bineceksin” der.

Köle;

"Kudüs'te bulunan Hıristiyanlara karşı iyi olmaz efendim. Lütfen siz bininiz" diye ısrar etse de Hz Ömer (R.A.) sırayı bozmaz. Nihayet köle deve sırtında, Hz. Ömer (R.A.) yaya olarak devenin yularını tutmuş vaziyette, Kudüs'e girerler. Kudüslü bütün Hıristiyanlar büyük halifeyi karşılamak ve ona şehrin anahtarını sunmak için şehir dışında beklemektedirler. Devenin üstündeki kişiyi halife zannederek, ona hürmet göstermek isteseler de köle, kendisinin değil devenin yularını tutan ve yaya olan kişinin halife olduğunu söyler. Bütün papazlar hayretler içinde kalır. Nasıl olur da düşmanlarını titreten halife Ömer, bir kölenin hayvanının yularını tutarak gelirdi. Üstelik kendisi de yaya.

Bunun sebebini sorduklarında Hz. Ömer (R.A.) şöyle dedi;

“Biz Müslümanlar arasında halife ile köle Allah katında birdir. Üstünlük sadece Allah'a bağlılıktadır. Bir tane devemiz olduğu için nöbetleşe biniyorduk. Kudüs'e yaklaşırken sıra ona gelmişti.”
Bu durumu gören Hıristiyanların birçoğu daha fazla dayanamayıp Müslüman olurlar.

Hülasa sevgili dostlar, aranan Ömer’lerin özellikleri böyle. Peki ya Ömer’leri arayıp bulacakların özellikleri ?

İslam tarihinde aşere-i mübeşşere denilen yani cennet ile müjdelenen on sahabenin ismini sayarken unutacağımız, çoğu bilenin de aklına getirmekte zorlanacağı isimlerden biridir Said bin Zeyd. Öyle ki sevgili Peygamberimiz bu on güzel insanı sayarken, dokuzdan sonra durmuş, sahabeler “onuncu kim ya Resullulah ” deyince Said bin Zeyd demiştir.

Saîd bin Zeyd, zamanını devamlı ibadetle geçiren, makam ve mevkiyi hiç düşünmeyen, ancak kendisine bir vazife verildiğinde bunu en iyi şekilde yerine getiren bir sahabeymiş. Cihadı çok sever, gösterişten ise şiddetle kaçınırmış. Şam şehri fethedilince, Ebu Ubeyde bu şehrin valiliğini Hazret-i Zeyd’e teklif etmiş. O bunu kabul etmeyerek ‘’Ey Ebu Ubeyd! Ben Allah yolunda cihâd etmek istiyorum. Sen valiliği uygun gördüğün birisine ver’’ demiştir.

Said Bin Zeyd,
Hz. Ömer’in kız kardeşinin kocası,
Hz. Ömer’in Peygamberimizi öldürmek için gittiği yolda Müslüman olmasına vesile olan ve ömrünün ilerleyen yıllarında teklif edilen valiliği, elinin tersiyle iten güzide insan.

Velhasıl-ı kelam lafı da daha fazla uzatmadan ufak bir dörtlük ile yazımıza son vermiş olalım…

Ömer’leri bulmaya Zeyd’ler lazım imiş,
Zeyd’leri oldurmaya asr-ı saadet,
Ömer’leri görsen de tanıyamazsın,
Hayatını terkederse nur-u İslamiyet,

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan