''Ömerler''den AK Parti''ye
Bu yazı ile birlikte yazacağım iki, belki üç yazıda bu konu ile ilgili bana gelen mesaj ve bilgileri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Bunu yaparken anacımız sadece ve yalnızca Türkiye ve bölgesi için can simidi olarak gördüğümüz AK Parti’nin ve bu hareketin lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın millet nezdindeki muhabbetine bir nebze de olsa katı sunmaktır.
Geçtiğimiz günlerde aldığım güzel bir haberi Twitter hesabımdan paylaşmıştım. İlk kez bir paylaşımım 1 saatte 250.000 bin okuyucu ve 400’ü yorum olmak üzere 60 bin tepki aldı.
Paylaşım kısacıktı:
“AK Parti’de müthiş hamle!
Elhamdulillah,
Bekleyin…”
Twit bundan ibaretti.
Aslında yanlış yazmıştım. Çünkü “AK Parti’de” değil, cümle, “AK Parti’deN” olacaktı. Ama hatalı paylaşım olsa da o paylaşımımla ilgili bana gelen mesajlar bu yazıyı yayına hazırlarken devam ediyordu.
Paylaşımıma yapılan yorumları tek tek okudum. Pek çok profile baktım hatta yorum yapan yaklaşık 2 bin kişinin de profilini inceledim.
Ne gördüm biliyor musunuz?
Yorum yapan, DM gönderen, beğeni ile twitimi paylaşanların kahir ekseriyeti, kurulduğu günden beri AK Parti’ye, bunların da büyük bir kısmı daha önce Refah Partisi ve Fazilet Partisi’ne hizmet eden, davaları için alın teri döken insanlardı. Aralarında, şimdi başka illerde yaşayanlar olsa da geçmişte İstanbul, Mardin, Batman, Diyarbakır, Mersin, Malatya, Elâzığ, Ankara ve pek çok başka ilden tanıştığımız ve Millî Görüş, Adil Düzen partileri olan MSP-RP-FP ve en son AK Parti için gece gündüz çalıştığımız insanların bugün nasıl dışlandıklarını maalesef bu vesileyle öğrendim.
Bütün olan bitene rağmen hala, “Küskün değilim, kırgınım. Kalbim incinmiş, çok dertliyim” diyorlar. Ama unutmayalım ki yaşanan bu akıl almaz durum, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Arayın, bulun” talimatı verdiği “Ömerler”in dışarıda kalmasına yol açıyor.
Peki, davalarına hizmet eden bu insanlar şimdi neredeler?
Bu dava adamları-kadınları partiye sonradan çöken ve her dönem İKTİDAR PARTİLİ olan ‘AKP’liler tarafından kenara itilmiş, parti ile ilişkilerini kessinler diye “kara listeye” alınmışlar. Kara liste çok ağır maddelerle dolu, yalnızlaştırmadan tutun, işlerini yaptırmamaya kadar varan çirkinlikler bu listede yer alıyor.
Bu İKTİDAR PARTİLİLER çok kurnazlar!
Yaptıkları bu haksızlığın görülmemesi için de çözüm bulmuşlar!
Bu ‘AKP’liler, artık takati kalmamış, hasta, yatalak birkaç eski dava erine uğrayarak, “Bugün de ‘eski’ dava arkadaşlarımızı ziyaret ettik” diyerek fotoğraf paylaşımı yapmak suretiyle, asıl dava erlerine yaptıkları haksızlıkları gizlemeye çalışıyorlar.
Kim ve neden bu dava insanlarını partilerinden uzaklaştırdı?
Tabi ki AK Partili bunu yapmaz,
Bir kısmı daha önce AK Partili olup sonradan kişilik erozyonuna uğrayanlarla her dönem İKTİDAR PARTİLİ olanlar yani ‘AKP’liler teşkilatları ele geçirince dava adamlarına teşkilat binasına girme yasağı getirdiler. Gerekçe olarak da “Bunlar aleyhimizde konuşuyorlar!” gibi saçma sapan iddiaları öne sürüyorlar. Oysa AK Partili davası için her zaman çalışmak istiyor, AKP’li ise alışkanlığı ve anlayışı gereği çalışmadan, yorulmadan, külfetsiz bir şekilde nimetlerden yararlanmak istiyor. Çünkü AK Parti kaybetse de onların bir kaybı olmaz, hangi parti iktidar olursa onlar oradadırlar…
Bir takipçim yazmış:
“Babalarımızın emek verdiği bu davanın temsilcisi olan AK Parti’de azınlık olacağımızı düşünmek bizi kahrediyor…”
Tabi, bunların dışında kalan ve bu ekâbirlerden uzak durup sadece seçimden seçime AK Parti’ye oy vermek için dualarla sandığa giden kahir ekseriyetin Recep Tayyip Erdoğan’a olan muhabbetleri apayrıdır.
Bir şehirde siyaset böyle yürüyünce bürokrasi de çürür. Bir diğer okuyucumuz:
“AK Parti müptezel bürokratlara prim vermemeli. Valilik binasında ‘Ben İYİ Partiliyim, bununla gurur duyuyorum, Erdoğan falan filan dinlemem’ diyen ‘İçki müptelası vali yardımcıları’nı ülkenin en stratejik şehrine gönderilmemeli hatta böylelerine asla görev verilmemeli…” diyerek siyasetteki bu acı durumun bizi getirdiği düşündürücü noktaya parmak basmış.
Devam edecek.