Ölüm ve istifa manipülasyonu
2021’in sonuna yaklaşırken çalışanların da işverenlerin de aklında ortak bir soru var:
Asgari
ücrete ne kadar zam gelecek?
Mal ve
hizmetlerde olağan dışı fiyat artışlarının yaşanmasıyla vatandaşların alım
gücünün düşmesi her kesimden insanımızın tepkisini çekiyor.
Halkın buram
buram hissettiği bu durum, ekonominin 2021 yılında vatandaşın gündemini
belirleyen birinci konu hâline gelmesine neden oldu.
2022 yılı
için de ekonominin yine birinci konu olacağını söylemek zor bir tahmin olmaz.
Buraya kadar
gelinen süreçte şunları yaşadık:
2020 yılında
Kovid-19 salgınının ne olduğunu anlayamayan insanlar canının derdine düştü.
Koronavirüs
hakkında elde edilen bilgiler, bu bilinmez düşmana karşı sağlık mücadelesinin
başlamasına imkân tanıdı.
Aşının
keşfedilmesi ise tekrar normale dönülebileceği umudunu yeşertti.
İnsanlar aşı
olunması ve hastalıkla mücadelede yol alınmasına rağmen neden işlerin
düzelmediğini merak ediyor.
Pandemi ile
dağılan bütçeler, bozulan tedarik zincirleri ve yükselen emtia fiyatları
ekonomilerin öyle kolay normalleşemeyeceğini herkese gösterdi.
Üstüne
üstlük bir de ABD’nin Çin ile rekabeti dünya ticareti üzerinde bir baskı konusu
hâline gelince dünya ekonomisinin pandemi öncesi seviyeye gelmesi öyle kolay
olmayacak gibi görünüyor.
Zorlu bir
zamanda insanların alım güçlerini yükseltmek ancak dinamik ve kararlı bir
ekonomi yönetimi ile mümkün olabilir.
Fakat
nedense ekonomi yönetiminin zaafiyet içinde olmasını umangarip bir anlayış var.
Naci
Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığına getirilmesi ile temin edilen ekonomik
güvenin Lütfi Elvan’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilmesiyle
perçinlenmesi, piyasaların bu iki ismin ekonomi yönetimine pozitif katkı
sağlayacağına ilişkin bir beklentiye kapılmasını sağladı.
Naci Ağbal’ın
kısa sürede görevden alınmasına piyasaların verdiği tepki ortadayken Lütfi
Elvan’ı yıpratmaktan kim nemalanır?
Geçtiğimiz
hatfa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözde öldüğü haberleri ile manipülasyon yapanlar
istediği geliri elde edememiş olacak ki haberin yalanlanmasının ateşi
sönmemişken üstüne bir de Lütfi Elvan’ın istifası haberini gündeme taşıdılar.
Finans piyasası,
sağladığı hızlı para hareketleri ile beklenti ekonomisinin en hızlı reaksiyon
verdiği ve sonuçların en çabuk görüldüğü piyasayı oluşturuyor.
Her duyulan
haberin gerçekliği olmayabilir.
Uluslararası
kabul görmüş yayın organlarının hassas bilgileri iki kaynaktan teyit etme
konusundaki basının en temel politikasına sıkı sıkıya bağlı olmalarına özenen
yerli basın mensuplarımızın kimlere hizmet ettiğini anlaması çok önemli.
Hele ki
çalışanların büyük kesimini oluşturan asgari ücretlilerin kritik bir eşikte
beklediği böyle bir zamanda toplumsal harekete neden olacak yaklaşımlara imkan
tanımamak gerekiyor.
Bakan
Elvan’ın kısa dönemli olaylar yerine uzun dönemli yaklaşımlar ile ekonomiyi ele
aldıklarına ilişkin değerlendirmelerini ciddiye alarak güven inşa etme
vurgusuna destek vermek ülkemizin ortak menfaatini artıracak bir yaklaşım
olacaktır.
Bu süreçte asgari
ücretten vergi kesintisi yapılmasını engellemeyi reform göstermek çok
sürdürülebilir bir adım değil.
Bunun yerine
dijital para gibi yeniliklerin denenmesi için gönüllü olacak asgari ücretlilere
ufak vergi istisnaları tanımak sistem içindeki vergi kaybını önleyecek adımlar
sağlayabilir.
Böylece
verilen bu istisnalar kısa zamanda tekrar bütçeye geri dönebilir.
Çılgın reformların
vakti geldi.