Dolar (USD)
35.23
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2961.98
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Nisan 2020

Ölüm tüccarları

Günlerdir koronavirüs ile yatıp koronavirüs ile kalkıyoruz. Bu minnacık yeşil varlık hepimize ölümü bir kez daha hatırlattı. İslam alemi olarak gerçi ölüme o kadar uzak değildik. Afganistan, Irak, Bangladeş, Arakan, Yemen, Suriye, Libya, Sudan, Etiyop’ya ve en önemlisi de Filistin-Kudüslüler olarak iç savaş, darbe, terör, işgal, kıtlık, susuzluk, soykırımlarda ölümleri hep yaşıyorduk. Türkiye olarak da son 40 yıldır teröre verdiğimiz can sayısı hiç de azımsanacak ölçüde değil.

Geçtiğimiz günlerde gazeteler tenisçi Rafael Nadal’ın Microsoft’un kurucusu Bill Gates ile koronavirüs hakkında konuştuğu ve Gates’in Nadal’ı uyardığını yazdı.

Netfix’te halen yayında olan 2018 Güney Kore yapımı My Secret Terrius filminin birinci sezon, onuncu bölüm 53. Dakikasında bugünkü koronavirüs anlatılıyor.

Sylvia Brown’un 2005’te yazdığı kehanetler kitabında, 2020’lerde akciğerleri ve bronşları etkileyen tedaviye direnen zatürre benzeri hastalık sebebiyle insanların ameliyat maskeleri ve plastik eldivenlerle dolaşacağı yazıyor.

Homo Sapiens’in yazarı Profesör Yuval Noah Hariri G7 devlet başkanlarının katıldığı Davos’taki World Economic Form’da 15-20 sene sonra insanların cins değiştireceğini anlatmıştı. Üst aklın siyasi sirk arenası olarak kullandığı bu forumda 90’lı yılların başında bugün hiç de yadsımadığımız kök hücre konuşulmuştu. Yine Bill Gates akıllı cep telefonlarını anlatmıştı. 1. Dünya savaşı felaketinin ardında kurgulanan, 2. Dünya savaşı sonrasında ideolojilerle gönüllü olarak beyinleri robotlaştırılan insanlığın artık microciplerle, biometrik sensörlerle bir grup elite köle yapılacağı, insanların fiilen robotlaştırılacağı anlatılıyor. Prof. Hariri, yeni çağda, datanın, verilerin, biyoteknolojinin sahiplerinin bizi yöneteceğini söylüyor.

Tezini kanıtlamak isteyen Hariri, Batı Şeria ve Kudüs’te İsrail hükümetinin sadece insan değil her canlıyı tarihte görülmedik şekilde 24 saat 364 gün kontrol altında tuttuğunu, bu teknolojiye İsrail dışında Çin’in sahip olduğunu anlatıyor. ABD gibi geleneksel sömürgeciler ise bu işleri şirketler üzerinden yapıyorlar.

Kudüs demişken geçtiğimiz yıl konuştuğumuz sözde Yüzyılın Barış Planı’nın mimarı Jared Kushner hiç unutulur mu? Damat şimdi de Beyaz Saray’da devlete paralel bir yapı kurarak koronavirüs ölümlerinden para kazanmaya bakıyor. Tıpkı Filistinlilerin kanından Suudileri ve körfez ülkelerini söğüşlediği gibi. Şimdi de Amerika bütçesini söğüşlüyor. 1987’de 184 milyon dolar para aldığı Apollo şirketine ABD hükümetinin 2.2 trilyonluk teşvik fonundan 100 milyar dolar aktarmanın peşinde. Kalifornia kasırgası kahramanı General Russell Honone ve Federal Acil Durum Ajansı damada veryansın ediyorlar. Bir taraftan Rusya ve Çin ile ticaret savaşı yaparken öbür yandan Rusya ve Çin’den yardım alan bu ekip. Şimdi de yoğun bakım ve vantilatör üretimi için şirketlerin başında boza pişiriyorlar. İlaç’tan, aşıdan ne kadar kazanacaklarını dünyayı nasıl sömüreceklerini hesaplıyor.

Hastaya müşteri gibi davranan İsrail’in kölesi sözde süper gücü yönetenler şimdi, tıbbi maske, test kiti, ve solunum cihazı, ilaç, aşı pazarından pay kapma peşinde. Federal hükümet Masscachusetts eyaletinin aldığı 3 milyon tıbbi maskeye el koydu. Massachusetts valisi Patriot’un sahibi Kraf ailesini arayarak Alaska üzerinden Çin’den 1 milyon maskeyi eyalete getirtti.

Koronavirüs testinin 1600 dolara, tedavisinin ise 34 bin dolara yapıldığı Amerika’da insanların gözleri biner dolarlık yardımla boyanmak isteniyor. Guam adasında karantinaya alınan Theodore Roosevelt gemisindeki personelini karaya çıkartmak isteyen Kaptan Yüzbaşı Brett Crozier anında görevden alınıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün başkanı virüsün yayılmasında baş sorumlu olduğu gerekçesiyle görevden alınmak isteniyor. ABD virüsün yayılmasında Çin’i sorumlu tutarak trilyonlarca lira tazminat istiyor. İttifak ve anlaşmalara rağmen İtalya, Fas’ın, Fransa İspanya’nın tıbbi malzemelerini çalıyor. Eğer bu virüs salgını bir kurgu ise bu kurgu sonucu hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesin. Beşten büyük olmadığını söylediğimiz dünyada milli devletler yıkılıp, parçalanarak bugüne kadar ölüm ticareti yapan tek bir ele mi teslim edileceğiz. Nüfusu İslam coğrafyasına göre çok yaşlı olan Batı bugüne kadar ekonomik ve teknolojik üstünlüğü ile hükmetti. Ağırlıklı olarak 60 yaş üstünü götüren bu virüs dünyanın ikinci dünya savaşı öncesi hafızası ile olan yaşayan bağını koparacak. Ölüm korkusu ile sokağa çıkamayarak sosyal medya üzerinden insani ilişkilerini kurabilen insanların üst akla teslim olup olmayacaklarını zaman gösterecek. İnancıma göre, bu şerden de bir hayrın çıkarak Allah’ın ipine sımsıkı sarılacak Müslümanların insanlığın mutluluğu için birleşerek yeniden dünyaya adalet ve hakkın gür sesini haykıracağı günlere dönmesidir. vesselam.