Ölüm hak, hayat kadar
Başka bir varoluştur ölüm. Yok oluş değil. Başka bir dünyada varlığa devam etmektir. Sadece bilmediğimiz bir başka varlık âlemine geçiştir. O geçiş öncesinde şimdi buradan geçiyoruz. Şimdi bu dünyanın fanisiyiz. Geçmekteyiz. Davranışlarımızın ne kadar iyi, erdemli olduğunun ortaya çıkarılacağı bir sınavdır, hayat da ölüm de...
Bu anlamda Mülk suresi "Bakalım hanginiz daha iyi davranacak?" Sorusunu insanın kendisine sormasını sağlar. “Bakalım hangimiz daha iyi olacak? Ben en iyilerden miyim?” sorusunu...
Bu çekişmeli bir yarış olamaz. Çünkü iyilik çekişmeyi değil, muhabbetli bir rekabeti ve yardımlaşmayı şart koşar. İnsana en iyi olmayı, yaşamında yaptığı her işte, bulunduğu konumlarda, özellikle mesleğinde en iyiyi yakalamayı, ehil, profesyonel, başarılı, ilkeli olmayı salık verir. En iyi baba, en iyi anne, en iyi kardeş, en iyi dost, en iyi mühendis, en iyi sanatçı, en iyi öğrenci, en iyi öğretmen, en iyi yönetici... Ne isen o konuda en ileri noktayı yakalama çabası içerisinde olmak.
Ölümün, hayatın tadını aldığı kadar, hayata tat veren bir yanı var.
Yaşama sevinci; bizi malûm son' dan kaçırırken,
ölüm bizi kucağına alır ve o eşikten sonsuzluğa atlatır.
Ölüm daha cesur bir sey; yaşamaktan.
Yok.
Yaşamak daha cesur bir sey; ölmekten.
Ne yaşamak, ne ölmek elimizde değil. Yaşamadan da yaşanabilir bir hayat. Sağlıklı oluruz, fakat sağ olmayabiliriz. Sağ olmak nedir? hayatımızın her anını sağ, diri, doygun ve nitelikli yasayabiliyor muyuz? Kaç an yaşadık, kaç an ölüydük ki... Yaşadığımız anları yaşamadığımız anlardan çıkardığımızda aslen kaç yaşındayızdır? Veya bundan sonra daha ne kadar yaşayacağız/dır?
"İnsanın resmi ölümü ile sivil ölümü farklı tarihlere rastlar. Sivil ölüm; elinden geleni yapmamak, üretmemek, emeksiz ve süklüm püklüm yaşamak. Tüketerek. Tükenerek. “Ebter”imsi bir kuraklık. Resmi ölüm daha iyi. Hiç olmazsa bir adı var. Salası, yankısı, helvası, telaşı var. Cenazemizi kendimiz gezdirmek durumunda kalmayız hem o vakit. Birileri bulunur ve belki hiç olmadığı kadar omuzlar ve eller üstünde buruk bir popülizm yaşarız. İşte gelmişizdir sonsuzluk kapısına. Herkes deli kanlı giderken. Biz çürümeye uzanırız. Kalbimiz elimizde. Solmaz yanımız.
Fakat hayat henüz elimizde! Onu yaşayabiliriz. O gelecek için şimdiden bir şeyler yapabiliriz."