Ölüm ecel iledir
Ölüm, tüm faniler için ilahi ve ezeli bir takdirdir. Allah (cc) şöyle buyurur: “Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.” (A’raf 7/34) ölüm genel olarak acı da olsa, bazen çok özel bir nimet ve ilahi bir ihsandır. Nitekim nice batılı ülkelerde yasal olmasa da birçoğunda dolaylı “ötenazi” yani hayatına son verilmesini isteme uygulanmaktadır. Şimdilik yasal olarak hükme bağlamış olan ülke 8 ülkedir. İslam’ın asla caiz görmeyip büyük günahlardan saydığı; ötenazi Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Kanada, Avustralya, ABD’nin bazı eyaletleri ve İspanya’da yasal bir işlem olarak uygulanıyor.
Şu an ki konumuz ise, depremde
yaşanmış onlarca ibret dolu olaydan birkaç tanesini ders almak için nazarlara
sunmaktır. Ecel gelmemişse kişi düşüp parçalanan uçaktan sağ kurtuluyor. Ama
ecel gelmiş ise, bisikletten düşüp ölebilmektedir. İşte bazı örnekler…
·
Selçuk İnan'dan hayati karar! Takımı yok olabilirdi
Türkiye'yi etkileyen depremden önce Kasımpaşa Teknik
Direktörü Selçuk İnan, Hatay'da takımın kaldığı oteli değiştirerek onlarca
kişinin hayatını kurtardı.
Kasımpaşa Başkanı Hilmi Öksüz konuyla ilgili yaptığı
açıklamada, “Teknik direktörümüz Selçuk İnan, Hataylı. Selçuk Hoca, Grand
Boğaziçi Otel şehir içinde olduğundan dolayı takımın konsantrasyonun
bozulmaması adına kalacağımız oteli değiştirmemizi istedi. Bunun üzerine bizden
önce Beşiktaş’ın da kaldığı The Musuem Otel’e rezervasyon yaptırdık. Kafile
büyük bir faciadan döndü. Allah Kasımpaşa kafilesini korudu. Yabancı
futbolcularımız çok etkilendiler. Şu an moral ve motivasyon olarak çok zor
durumdayız. Çünkü depremi takım halinde yaşadık. Futbolcularımıza hala
psikolojik destek veriyoruz. Her gün futbolcularımızla bir
aradayız." diye konuştu. (https://spor.haber7.com/guncel/haber/3302489, 15.02.2023)
·
Depremden 10 dakika önce ağlayan bebek ailesinin
hayatını kurtardı.
Kahramanmaraş merkezli büyük depreme Hatay'daki 8 katlı
evinde yakalanan 1 çocuk babası Ali Tekkalan, bebeğinin afetten 10 dakika önce
ağlamasıyla hayatta kaldıklarını belirtti.
Antakya ilçesi Saraycık Mahallesi'nde yaşayan 26
yaşındaki esnaf Ali Tekkalan, depreme ailesiyle yaşadığı 10 katlı bir
apartmanda, 6 gün önce doğan bebeğinin ağlaması nedeniyle ayakta yakalandı.
Tekkalan'ın, deprem günü saat 04.00'de bebeği
sürekli ağlamaya başladı. Eşiyle birlikte bebeğin hava alması için
mutfağa doğru hareketlenen çift, depremin gelmesiyle birlikte ileri geri
savrulmaya başladı. Tekkalan çifti, depremin sonuna doğru kendilerini sırt üstü
dış kapının önünde buldu. Ailesi için soğukkanlı olması gerektiğini düşünen
Tekkalan, komşularının yangın merdivenini kullanmasını istedi. Genç çift de
yıkıntılar arasındaki yangın merdiveninden kendilerini dışarı attı. (https://www.haber7.com/guncel/haber/3307143)
·
Öldü sanılan çocuğun morgda parmağını
kıpırdattığını gördü.
Depremin ilk gününde İskenderun'daki
arama kurtarma çalışmalarına katılan kebap ustası Ahmet Vurgun, enkazlardan
çıkardıkları cenazeleri morga getirdiği esnada hayretler içinde bırakan bir
görüntü ile karşılaştı. Morga öldüğü sanılarak getirilen çocuklardan birinin
parmağını kıpırdattığını fark eden Vurgun, çocuğun yanına giderek kontrol
ettiğinde ağzından köpük geldiğini gördü. Bunun üzerine küçük çocuk sağlık
görevlilerine teslim edildi ve tedavi altına alındı.
'Parmağını oynatıyordu'
O gece yaşadığı olayı ömrü boyunca unutamayacağını söyleyen
Ahmet Vurgun, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı. Belen
ilçesinde kebapçılık yapan Vurgun, “6 Şubat sabahı depremden canımızı
kurtardık ve gönüllü olarak enkaz altındaki cesetlere yardım ettik, yaralıları
kurtarmaya çalıştık. Cesetleri çıkardık arabaya koyduk, hastaneye getirdik.
Tabii o an mahşer, her taraf yaralı, ceset. Doktorlar baktı, 'Cesetleri morga
götürebilirsiniz' dedi. İki arkadaş morga getirdik. Duygulandım biraz. Biraz
değil bir hayli duygulandım.
Sonra bir görüntü alayım dedim.
Görüntü alırken yıkama taşının üzerindeki bebekleri fark ettim. Onları çekmeye
yönelirken, 10-15 tane bebeğin içinde üstü örtülmüş, sadece elleri dışarıda,
olan bir bebeğin parmağının kımıldadığını hissettim çocuğun. Parmağını o
şekilde oynatıyordu. O esnada yüzünü açtım, ağzından köpük çıkıyordu,
ölmemişti. Yaşıyor diye kucağıma alıp acile götürdüm. Acilin doktoruna teslim
ettim, çocuğa doktorlarımız yardım etti. Hemen müdahale edildi. Oksijen falan
verilince çocuğun karnı oynamaya başladı. Ama ailesinin de öldüğünü duydum,
hepsi morgun içindeymiş. Benim duyduğum kadarıyla sadece o çocuk sağ. Bunu
yaşadık, beni en duygulandıran şeydi. Kız çocuğuydu. Daha sonra araştırdım,
yaşıyor olduğunu öğrendim.” dedi. (https://www.haber7.com/guncel/haber/3307021)
Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke...