Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Eylül 2022

Ölüm dirilmektir

Günlerden Cuma...Bir yanımız neşe, bir yanımız buruk. Hayatın bize biçtiği rolü en iyi şekilde oynamanın telaşı içindeyiz. Neşemiz; neredeyse 20 yıla yakındır aynı gazetelerde gündemin peşinde koştuğumuz Ahmet Zeki Gayberi’nin mahdumu Taha Fehmi’nin düğün merasimi var. Burukluğumuz ise; Salı gününden beri yoğun bakımda olan Hasene annenin ciddiyetini koruyan durumu. Hasene anne kim?.. Gönüldaşımız, yoldaşımız, Genel Yayın Yönetmenimiz Ali Adakoğlu’nun biricik anacığı.

80 yıllık çile dolu hayatının son deminde beynine atan pıhtıdan dolayı operasyon geçiren Hasene anne dünya ile ukba arasında nefeslenirken, sevdiklerinin yanında biraz daha kalabilme mücadelesini veriyor.

Cum’a vaktinde...

Dua saatinde...

Eller semada...

Gönüllerniyazda...

Hasene annenin sevenleri her şeye Kâdir’e teslim olmuş bir vaziyette umuda hicret ediyor. Herkes birbirini teskin ediyor...Kritik 72 saat eşiği aşılıyor...“Her şeye hazırlıklı olun” denildiğinde “sekeratü’l-mevt” anları, ayrılık ateşi yüreklere kor gibi düşüyor.

Mucizeler, umutlar tükendiği zaman belirir” misali bekleniyor...

*

Gün akşam oluyor... Müjdeli komutan Fatih’in ordusuyla gedik açtığı Topkapı Surları’nın içinde dostlar meclisi toplanıyor. Bir vuslat anına şahitlik ediyor. Bir tarafta Taha Fehmi, diğer tarafta Kevser hanımefendi iyi günde kötü günde birbirlerinin yanında olmaya “evet” diyerek kutlu bir yola giriyor.

Ay ışığı surların üzerine vururken, merasime katılanlar bu mutlu anı paylaşırken Ali Adakoğlu bir kara haber paylaşıyor: “Annemi kaybettik.”

“İnnâlillâhi ve innâileyhirâciûn...”

Ana; dünyayı güzelleştiren, zorlukları kolaylaştıran, yemeyip yediren, giymeyip giydiren, dahası ayaklarının altı öpülesi olandır.Çocuk ise anasının öldüğü gün öksüz kalandır.Öksüzlükise alışılması zor, ağır bir imtihandır...

*

İyi dost; iyi günde çağrıldığında, kötü günde çağrılmadan gelendir” şiarı gereği Adakoğlu ailesinin acısını paylaşmak, Hasane anneye son görevimizi yapmak için İstanbul’dan Balıkesir’in Dursunbey ilçesine yol alıyoruz.

Dursunbey Çarşı Cami’nin şadırvanında abdest alanlar, minaresinin gölgesinde cem olanlar mâtem havası soluyor. Okunan Fatihalar, Yasinler caddelere, sokaklara semâya yayılıyor.

İkindi vakti!..

Dua vakti!..

Ayrılık vakti...

Sevenin sevdiklerinden ayrılıp, Sevenine kavuşma vakti!..

Okunan ezanla birlikte Merkez Cami’nden arşa yükselen selânın arkasından okunan ezana iştirak edenlerin üzerine rahmet dökülüyor. Musallada Hasene anne “Her nefis ölümü tadacaktır” ayetinin canlı örneği olarak cemaate ders veriyor.

Ayrılığı kor gibi ocaklarına düşen Adakoğlu ailesi omuz omuza saf tuttuğu cemaatle birlikte Hasene anneyle helalleşip, “iyi bilirdik” şehadeti ile tabuta omuz verip, en sevdiklerini toprağa veriyor.

Ağabey Yılmazve Ali Adakoğlu öksüz kalmanın gözyaşları içinde annelerini türâbla buluştururken, bir kenarda baba Ahmet Adakoğlu sevincini, acısını, hüznünü, sırrını, dahası ömrünü paylaştığı yol arkadaşını kaybetmenin yalnızlığını yaşıyor.

*

Hüve’l-bâkî” başlıklı binlerce mezar taşlarının arasına dökülen hazan yaprakları Hasene anne ile birlikte toprağa düşüyor. Ardından hüzünle yoğrulmuş gözyaşları katre katre ıslatıyor; sevgiyle yoğrulmuş, hasrete bulanmış, acıyla harlanmış bedenleri... Bir daha yaşanmayacak hâtıralar canlanıyor; vuslatın sessizliğinde... Bir can öldüğünde bir insan ölmez sadece... Hayatın anlamı, mutluluk, hayaller ölür... Dahası karşılıksız sevenin, çehrendeki tebessümün, sarılarak huzura erdiğin koskoca yürek ölür. Ölüm öyle acı, öyle soğuk bir mevsim ki; onda ancak âşıklar dirilir. Ölüm dirilmektir; hayatın inanan ve sâlih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyun olduğuna iman edilmişse eğer...

*

Hayat ne menem bir şey?.. Bir tarafta vuslat, bir tarafta mâtem diğer bir tarafta ise duyguların coştuğu “Suçıktı Şiir Akşamları”. Dursuybey’de23’üncüsü düzenlenen ve 7 ülkeden 20 şairin iştirak ettiği etkinlikte sevince, hüznü dahası hayata dair dizeler ayaza rağmen gönülleri ısıtıyor. Gün geceye evrilirken yola revân oluyoruz, dünyanın “iki kapılı bir han”dan ibaret olduğunu olduğunu unutmadan.

Hasene anneye rahmet, geride kalanlarına sabr-ı cemil niyazıyla...