Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.13
Gram Altın
2965.49
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Kasım 2022

Olmuyor, olmuyoooor!

Bir önceki yazımızda, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu açıklarken verdiği mesajlara dikkat çekmiş…

“Kızgın demiri soğutma çabasının başına İnşaAllah yine bir şeyler getirilmez!” diyerek de endişemizi dile getirmiştik.

Maalesef yine oldu olan…

Yine yaptı yapacağını CHP Genel Başkanı!

***

Sayın Erdoğan,

“Kimlik siyaseti yerine birlik siyaseti,

Kutuplaşma siyaseti yerine bütünleştirme siyaseti,

İnkâr siyaseti yerine kucaklama siyaseti,

Tahakküm siyaseti yerine özgürlük siyaseti,

Nefret siyaseti yerine sevgi siyaseti.” diyerek ülkedeki gerilimin azalması için üzerine düşeni yapacağına işaret etmişti.

Buna “masadaki” ve orayı etkileyen “masa dışındaki” muhalefetten ne kadar destek geleceğine baktık.

Masadaki genel başkanların “öncüsü” pozisyonundaki Sayın Kılıçdaroğlu, ilk andan itibaren “gerilimi düşürme çabasına” destek vermeyeceğini belli etti…

Ve hemen ardından da…

Uyuşturucu parasının sırf memlekete para girsin, cari açık kapansın diye “buyur” edildiğini, “para için” gençlerimizin çocuklarımızın zehirlenmesine göz yumulduğunu öne sürdü.

O böyle yapınca da…

Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı’ndan açıklamalar geldi:

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 177 yıllık Emniyet Teşkilâtımızı cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticareti yapmakla suçlamaktadır. Bu iftira sahibi hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.”

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 183 yıllık Jandarma Teşkilâtımızı cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticareti yapmakla suçlamaktadır. Bu iftira sahibi hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.”

*

Emniyet ve Jandarma’dan bu açıklamalar gelince, kimileri, “Kemal Kılıçdaroğlu onlardan bahsetmedi ki” diyerek “şark kurnazlığı” yapsa da…

Her iki kurumu da “Kemal Kılıçdaroğlu iftira atıyor!” açıklaması yapmaya mecbur eden korkunç iddianın, iftiranın top yekûn “Millet’in ve Devlet’in Güvenliğini” ilgilendirdiği…

Bu iddianın, bir kişilik, on kişilik, yüz kişilik, bin kişilik bir iddia olmadığı ortada.

Hatta…

Cari açığı kapatmak gibi bir “amaç” öne sürüldüğüne göre birçok ilgili devlet kurumu girebilir işin içine!..

Akıl alır gibi değil doğrusu!

***

BİRİLERİNİN “KİMYASAL SİLAH İDDİASI”NDAN HEMEN SONRA!..

Malûm, bundan kısa bir süre önce de, CHP ile HDP’ye fikren çok yakın bir şahıs çıktı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “kimyasal silah kullandığı” iddiasını gündeme getirdi.

Ardından da bir CHP önde geleni bu korkunç tavra destek verdi.

CHP, olay üzerinden günler geçtikten sonra, Milli Savunma Bakanlığı tarafından “iftira” olduğunun altı çizilen bu iddiayı “kurumsal” olarak “zayıf bir açıklamayla” reddetti.

Ne var ki, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan ve CHP’nin de “kurumsal olarak” reddettiği vahim iddiaları destekleyen parti önde geleni hakkında

–nedense- disiplin işlemi yapılmadı.

Daha önce çok basit gerekçelerle parti mensupları hakkında disiplin ve ihraç yoluna giden CHP, yapılanları edilenleri “fikir ve ifade hürriyeti” kapsamına almış oldu.

(Mahir Ünal’ın söyledikleri, o zihniyete göre fikir ve ifade hürriyeti kapsamında değil ama bunlar o kapsamda.

Kavanoz dipli dünya!)

*

Olay büyük efendim.

İki haftalık süreçte önce Milli Savunma Bakanlığı’nın, ardından da Emniyet’in ve Jandarma’nın “İftiraya uğradık!” muhtevalı açıklamalar yapmak mecburiyetinde kalmaları az buz olaylar mıdır?

*

Akit TV Canlı Yayını’nda, genç Avukat Ertuğrul Akar, konu hakkında dikkat çekici bir değerlendirmede bulundu.

“Geçmişe dönün bakın, 1960 darbesine giden süreçte İsmet İnönü ortalığı nasıl germiş…” cümlesini önümdeki kâğıda not etmişim…

Aman dikkat!

*

‘İnşaAllah bu seferki “kızgın demiri soğutma” çabası yine boşa gitmez!..” demiştik ya…

Oraya atıfla yavaş yavaş bağlayalım yazıyı.

Sayın Cumhurbaşkanı, 18 Nisan 2019’daki konuşmasında aynen şöyle demişti:

DÖNEM kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir. Gayemiz, milletimizin refahını artırmak, güvenlik ve özgürlük dengesini koruyarak devletimizin bekasına yönelik tehditleri bertaraf ederek Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmaktır.”

*

Biz o gün, “İnşaAllah bu ülkedeki gerilim, kamplaşma havası son bulur, en azından biraz olsun yumuşar da, memleketin temel meseleleri hakkında sakin sakin konuşabilir, tartışabilir taraflar!” demiştik.

Demiştik ama…

Ne yazık ki, üç gün sonra Çubuk’taki Şehit Cenazesi’nde acayip olaylar meydana gelmişti…

Sonrasında yine gerilim, yine kamplaşma…

*

Bir bunları yazdık ya…

Birileri diyecektir ki, “Muhalefet gerilim, kamplaşma olmasın diye bir takım iddiaları gündeme getirmeyecek mi?”

Böyle diyenlere sormak lâzım:

İddia sahibinin, hele hele böylesine “vatan evlâtlarının hayatlarını, memleket güvenliğini” ilgilendiren konularda, iddialarını ispat etme, belgelendirme, delillendirme mecburiyeti yok mu?

*

Böyle bir memleket işte…

“Beyaz Türkler”den kim varsa istediği gibi konuşabiliyor, istediği gibi ortalığı karıştırabiliyor…

Ne bileyim, ben de “Bu memlekette kutuplaşma siyaseti yerine bütünleştirme siyaseti izlemek, kızgın demiri soğutmak gerek!” deyip duruyorum işte!..

Siyasi iklimi zehirlemeye matuf bu kadar girişim varken…

Zor dostum zor!

***

“TIPIŞ TIPIŞ GİTMEK!..”

Sayın Cumhurbaşkanı dünkü grup toplantısında, Kılıçdaroğlu’nun “Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz!” cümlesini hatırlattı.

Ak Partilileri böyle ifadelerle hafife alınan muhalif seçmenlere de ulaşmaya davet etti.

Evet…

Kimsenin, hiç kimsenin oyu çantada keklik değil!..

Her partinin çok çalışması gerekiyor.

*

Grup Toplantısı’ndan çok önemli bir mesaj:

Sayın Cumhurbaşkanı “tehlikeli” bir nokta varan “tahıl koridoru” krizinin Türkiye’nin girişimleri ile aşıldığını açıkladı.

Çok güzel bir gelişme.

Türkiye’den yeni bir diplomasi başarısı

*

Bir de…

“Başörtüsü düzenlemesi.”

“Anayasal güvence” teklifi Meclis’ten mutabakatla geçmezse…

“Referandum’a da hazırız” dedi Sayın Cumhurbaşkanı…

*

Ve “uyuşturucu parasıyla cari açık kapatmaya çalışıyorlar!” korkunç iddiasına cevap:

“Aklınız başınızda mı sizin?!”