Olmadı be Muharrem
Değerli
dostlar covid-19 tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni zirveler yaparak
korkulu rüya olmaya devam ediyor. Sağlık sistemimizin gücü sayesinde diğer
ülkeler kadar olumsuz etkilenmesek de şüyuu vukuundan beter olmasının
bilinçaltlarımızda oluşturduğu algı nedeni ile zor günlerden geçiyoruz.
Bu
yetmiyormuş gibi içeriden ve dışarıdan bir sürü haşeratın yediği herzelerde
cabası. Zayıf yerlerimizden vurdukça vurmalarına rağmen ölmedik, ayaktayız
şükür diyenlerimiz çoğunluk oluştursa da bittik tükendik diyenlerin borazandan
çıkardıkları sesler en azından huzurumuzu kaçırıyor.
Sanki gökkuşağında
başka renkler yokmuş gibi sadece siyaha bürünmüşler ve her şeye ama her şeye
tersinden bakarak hem kendi içlerini hem de milletimizin umutlarını karartmakla
meşguller.
Renk körü
diyebileceğim bu yaratıklar her zaman olduğu gibi bu zor günlerimizde de yine
iş başındalar. Durmak dinlenmek yok nerede ise 24 saat soysuz medyanın yok olan
soyuna sopuna sığınarak varı yok, yoku var etme gayretindeler.
Mavi
vatanmış, dış güçlermiş, birlik ve bütünlükmüş….hak getire.
Hepsinden
gafil bu güruh bulduğu her fırsatta pireyi deve yaparak memleket hamurumuzu
sulandırarak cıvıtıp ekşitmekle meşgul.
Laf laf
laf….
İcraat yok.
Bu makaleyi
yazmaya başladığım saatte akıllı telefonuma bir haber düştü. Muharrem İnce
Sivas’ta açıklama yapıyor. Hazreti izledim. Boş ve fos olduğunu bilebile acaba
diyerek sonuna kadar izledim. Allah herkese akıl fikir versin. Muharrem hocaya
da.
Sonu belli
hareketine davet listesine dahil olanları sıraladı. Memleket hareketine davet
etmediklerini de sıraladı. Davetliler
listesine dahil olmamam doğrusu bendenizi sevindirdi. Oh dedim.
Sebebine
gelince, hem Kemalist hem Atatürkçü hem de laik değilim. Olmak zorunda da
değilim.
Gençlik
yıllarımda maalesef sık muhatap olduğum birkaç soru
Laik misin?
Atatürkçü
müsün?
Dinci
misini?
Bizim
yaştakiler böyle saçma sapan sorulara hep maruz kalarak zor günlerden
geçtikleri için cevabını bilirler.
Absürt sorulara günümüz gençleri çok şükür maruz kalmıyor. Birçok alanda
hala mahalle baskısı altında olunsa da benzer rezaletler artık yaşanmıyor.
Özellikle
sevgili gençlere birkaç şey söyleyerek makalemi tamamlamak istiyorum. Sizlere
garip gelebilir ama yazdıklarım bizzat yaşadığım saçmalıkların binde biri.
Zihniyet
üzerinde durmam, sorunları kişiselleştirmeden geneli ile aktarmaya çalışmam
hatta suçlayıcı da olmadan paylaşımlar yapmam bazılarını kızdırsa da ben
yaşadıklarımdan örnekler verirken şahıslar yerine yine zihniyete vurgu yapmaya
devam edeceğim.
Çünkü sorun
bir zihniyet sorunu.
Sen ak
derken karşısı bunu kara olarak algılayarak kabul ediyorsa bu zekâdan akıldan
yoksunluktan çok zihniyetin bozuk tercümesinden olabilir. Bu gerçeklik fıtri
olmasa yüce Allah onların gözleri var kör, kulakları var sağır, dilleri var lâl
diyerek tanımlamaz.
Bu evrensel
gerçeklik bize iyiliği teşvik etmeyi, kötülüğe mani olmayı vaaz ederek
vazifemizin dışına taşmamamızı öğütlüyor. Yaşayarak örnek insan olmak çok ama
çok güzel bir tercih. Zor bir süreçten geçtiğimiz bugünlerde laf kalabalığından
çok icraata bakmalıyız diye düşünenlerdenim.
Hesabın hasbi olduğu günde ah vah etmemek için aklını kullanan insanlar olmanız ve olmamız dileği ile sağlık ve mutluluklar efendim.