Ölçülü ve tutarlı olmak
Son günlerde biliyorsunuz seçimi HDP’nin kazandığı üç büyükşehir belediyesinde başkanlar görevden alındı ve yerlerine üç vekil başkan atandı.
Bunu yapan kim? Devletimiz.
Peki, niçin bu yapıldı, suçlama ne? Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık etmek.
Gerekçe uygun mu? Önceki deneyimler ve birikmiş dosyalardan böyle bir iddianın boş olmadığı anlaşılıyor. Tahmin ediyoruz ki devletimiz yeterli bilgi ve bulguları toplamıştır. Sonra da gerekli görülerek söz konusu operasyon başlamıştır. Zaten daha ilk günlerden medyaya yansıyan haberlerden bir takım belediye çalışanlarının anlaşmalarının fesih edilerek görevden atılmaları ve yerlerine PKK yandaşı işçilerin alındığı söz konusudur.
Tabi HDP bu durumu protesto etmiş ve eleştirmiştir. Buraya kadar olağan gelişmelerdir. Esas yadırgadığımız husus şudur:
Devletten yana, teröre ve terör örgütü PKK’ya karşı olan parti ve kişilerin bu uygulamayı en baştan mahkûm ederek karşı çıkmalarıdır. Bu ne tutarsızlıktır? Anlaşılması zor olan budur.
Kökeni MHP yani Türkçü ve milliyetçi olan parti de benzer şekilde karşı çıkmış. Sayın Davutoğlu ve Sayın Gül de yine itiraz etmişler. CHP de zaten öyle.
Hâlbuki bu tatbikatın sebebi bellidir: Tekrar hendek olayları hortlamasın, belediye imkânları ile Mehmetçikle çarpışan dağdaki teröristlere yardım gitmesin, terörist cenazeleri belediye tarafından törenle kaldırılmasın. Kısacası belediyeler teröre yardım ve yataklık etmesin.
Ancak hem teröre karşı olduğunu söyleyen hem de teröre karşı alınan bu tedbirlere karşı çıkan bu zevata, bu partilere ne demeli? Çelişkili davranışlarını nasıl izah etmeli?
Herhalde amaçları Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümete körü körüne muhalefet etmektir. Ancak bu milli bir meseledir ve onlara yakışan da milli bir duruş göstermeleridir.