Ölçü, uyum, ahenk, ilahi nizam
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in "... Her şeyi yaratan ve bir ölçüye göre düzenleyen Allah'tır" (Furkan suresi, 2) "...Onun katında her şey bir ölçü (miktar ) iledir.(Rad suresi, ayet 8)" Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık" (Kamer suresi, ayet 49) gibi ayetlerinde de ifade edildiği gibi kainatta her şey bir nizam ve uyum içinde hareket etmektedir. Allah, güneşin, ayın, yıldızların, dağların, denizlerin, tüm canlıların bir uyum ve ahenk içinde kainatta yerini aldığından bahseder. Örneğin Güneş ve Ay'ın kendi eksenleri etrafında dönme periyotları yaklaşık 27 gündür. Bu hassas ve milimetrik hesaplarla ayarlanmış bir düzendir. Dünya, Güneş etrafında dönerken her 30 bin km'de 2,8 mm yörüngesinden sapar, böylelikle elips şeklinde yoluna devam eder. Bu eğim 2,8 yerine 2,5 olursa yanma, 3,1 olsa donma olacak ve dünyada hayat mümkün olmayacaktır. Buna atmosfer tabakasının kalınlığını, havadaki gaz miktarını, Ay, Dünya ve Güneş arasındaki mesafeleri, mevsimlerin sürekliliğini,su döngüsünü vs eklersek bu uyumun ve ölçünün ne kadar hayret verici boyutlarda olduğunu daha iyi anlarız. Ayrıca sanatta da dengeli bir biçim ve estetik söz konusudur. Kısacası kainatta nereye bakarsanız bakın karşınıza çıkacak olan şey; ahenktir, uyumdur, ölçüdür, yani bir nizamdır..
Peki, insan bunun neresinde?
İnsan bu uyumun, ahengin ve ölçünün dışında gerçekleşen bir varlık değildir. İlkçağdan beri filozoflar insanı, yaradılışı ve bu ahengin sırrı üzerine binlerce yıl süren bir mesai harcadılar. Antikçağ filozofları hep bu uyumdan bahsettiler. Örneğin Rodoslu Kleobulos; "Ölçü en iyi şeydir." Ispartalı Khilon; "Tutkularını dizginle ölçülü ol." Leboslu Pittakos; "Ölçüyü göz önünde tut." Miletli Thales ise; "Ölçülü ol" diyerek insan varlığı üzerinden giden bir "uyum"dan bahsettiler. Antik Yunan filozofları insana, ademe evvela "atom" adı vermişlerdi. Toplumun bölünemeyen en küçük birimi, bölünemez, individual, birey, fert, şahıs anlamındau2026 İnsanoğlunu en çok meşgul eden soruların başında ise: Nereden geldik, nereye gidiyoruz? İnsanın amacı nedir? türünden sorular oldu.Cevap; Delphi'deki Apollon Tapınağı'nın girişinde yazıyordu. "Gnothi seauton" yani "Kendini bil." Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (as.) de "Kendini bilen Rabbini bilir" demişti. Yunus'un "ilim kendini bilmektir" sözünü de buna ilave edebiliriz. Dolayısıyla insanın kendini bilmesi, kendini gerçekleştirmesi, insanlaşma yolunda gayret sarf etmesi bu ahengin en temel unsularından birisidir diyebiliriz. Yani insanın evrendeki uyumu kendini bilme/ gerçekleştirme ve bir şahıs olma sürecidir.
Kainattaki ahengin insandaki tezahürü;
İnsanoğlu yaşamı boyunca kendi coğrafyasını oluşturan, kendi haritasını çizen harikulade bir varlık. Bunu yaşadığı acı-tatlı tecrübeleriyle, kendi için belirlediği ilkelerle,duygu ve düşünce zenginliği ile başarır. Bu yüzden bugün bir ihtiyarın yüzüne baktığınızda gördüğünüz her bir çizgi işte bu coğrafyanın sınırlarıdır. Bakıldığında insan koca bir kainat, içi alabildiğine geniş bir o kadar da ilahi nizama uygun, uyumlu ve ölçülüu2026 Bu yüzden kainattaki ölçünün, ahengin, uyumun insandaki tezahürü "özgürlüktür" diyebiliriz. İnsan özgürleştikçe, kendi oldukça, insanlaşır ve ilahi nizamın en temel unsurlarından biri haline gelir ve ancak o zaman kendi ekseni etrafında dönmeye başlar. Yani kendi bilen, Rabbini bilir, ölçüyü bilir, ölçülü olur, özgürleşir ve insan olur. İnsanlık tarihi boyunca kainattaki bu ahengin ve insanın özgürleşme/insanlaşma sürecinin karşısında yer alarak bu nizama başkaldıran, savaş açan bir kesim de hep varolagelmiştir. Bu bakımdan insanoğlunun hayat serüveni bir bakıma uyuma, ölçüye eşlik edenlerle bu ahengi bozmak isteyenler arasında süregelen bir mücadeledir.
İlahi nizama başkaldıran ezeli düşmanlar;
Tarih boyunca zalim krallıklar, diktatörlükler, tarihin en büyük insan düşmanı Siyonist İsrail işte hep bu nizama başkaldıran ezeli düşmanlardır. Aslında savaş bir bakıma insan ile bunu engellemek isteyenlerin savaşıdır. İsrail ve o zihniyete sahip olanlar hakikatte Allah'a ve onun ilahi nizamına karşı bir savaş açmışlardır. Dolayısıyla bu savaş, Allah'ın yanında yer alan saygın insanlarla şeytanın emrine giren haysiyetsiz insanlar arasında olan bir savaştır. Yani bugün Gazze bölgesinde toprak ya da güvenlik üzerinden giden bir kavga yaşanmıyor. Çocukların acımasızca öldürüldüğü bir savaşı derin analizlerle, uluslararası güç dengeleriyle ve dış siyaset güzellemeleriyle izah edebilirsiniz lakin bu savaş öyle sıradan bir savaş değildir. Bu gerçekte Allah'a karşı açılmış bir savaştır. Bu savaş iyilerle kötülerin, vicdansız, ahlaksız ve haysiyetsiz insanlarla, ehli vicdan sahibi, Hakkın, hukukun, yanında yer alanların bir savaşıdır. Dolayısıyla bugün şeytanı görmek isteyenler İsrail'e ve onun zulmüne sessiz kalanlara bakması kafidir.
Bu savaşı bitirecek olan da dünyanın tüm vicdanlı insanlarıdır. Özgürleşme ve kendi olma yolunda çaba sarf eden ölçülü insanların mücadelesi bitirecektir bu savaşları. Çünkü bu mesele; ABD'nin İngiltere'nin, Almanya'nın, Arap ülkelerinin, Türkiye'nin, Yahudi'nin, Hıristiyan'ın, Müslüman'ın kısacası tüm farklı kesimlerin vicdan sahibi insanlarının bir meselesidir. Dünyanın inanan, ilahi nizama başkaldırmayan, ölçülü, tüm vicdan sahibi insanlarına selam olsun. Hakka iman eden tüm insanların Ramazan Bayramlarını en içten dileklerimle kutlarım. Allah'ın laneti ise; tarihin her döneminde insana ve değerlerine savaş açan, kainattaki ahengi bozmak isteyen ve şeytana hizmet eden tüm kirli ruhların üzerine olsun..
twitter.com/sivildemokrat