Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Eylül 2012

Okuyanı öldüren vasiyet!

Daha çocukken kulağımıza şöyle bir şehir efsanesi çalınırdı: "Atatürk'ün gizli vasiyeti var. Doğumunun yüzüncü yılı olan 1981'de açıklanacak ama darbe yapılarak bunun açıklanması engellenecek!"

Gerçekten de 1980 yılında Evren'giller darbe yaptılar ve Atatürk'ün vasiyetinin "Devletin bekası" adına açıklanmamasının daha hayırlı olacağına kanaat getirdiler.

***

Önce vasiyeti inkar eden Evren'in, daha sonra vasiyetin 25 yıl sonra açıklanmasını istediği yazıldı, çizildi. Sağ olsunlar, onlar da düşünmese devlet bugünlere bu vaziyette varabilir miydi?

Diyarbakır Cezaevi'nde kırk bin kişiye kim işkence edip onların ve çocuklarının soluğu dağda almasına ve 30 yıllık terör belasıyla ülkenin "düşük yoğunluklu savaş" sarmalına düşmesini sağlardı(!)

***

Darbecilerin aslında yaptıkları ilk iş şuydu: Yıllardır NATO'ya tekrar girmek isteyen Yunanistan'ı engelleyen Türkiye'nin oy'unun rengini kırmızıdan yeşile çevirmek.

Neden 12 Eylül'e "NATO darbesi" denildiğini de bu Yunan mevzusu iyi açıklar ama o konu uzun ve bu yazının ana fikrini oluşturmuyor.

***

Dönelim Atatürk'ün vasiyeti meselesine.

Geçen akşam Beyaz TV'deki Dinamit programında da aynı konu işlendi. Hatta 12 Eylül aleyhine iddianame hazırladığı için meslekten ihraç edilen eski Savcı Sacit Kayasu da başta yazdığım "şehir efsanesi"nden bahsetti.

Program, raitinge dönük popüler bir tartışma programı olduğundan, daha çok yüzeysel polemiklerle sürdü ve bu şekilde de sona erdi.

***

Atatürk'ün gizli vasiyetinde özellikle Kürt meselesine yönelik çok radikal çözüm önerilerinin bulunduğu ileri sürülüyor.

Atatürk'ün ölümünün 50. yılında yani 1988'de açıklanmak üzere bıraktığı vasiyetin Evren tarafından yok edildiğini iddia edenler de var vasiyetin hala Genelkurmay kaslarında saklandığını söyleyenler de.

***

Kangrenleşmiş dertlerimize bugün hala çözümler bulamayıp Atatürk'ten medet umuyorsak gerçekten çok acı ve saçma. Ancak bir ülkenin kurucu sembolü olan Atatürk gibi bir ismin dahi "devletin bekası" gerekçesinin arkasına saklanılarak sansürlenmesi, en azından hem insani değil hem de 75 milyon vatandaşın bilgi edinme hakkına tecavüzdür.

***

Vasiyeti okuyan merhum Turgut Özal'ın da hala tartışılan ölümünü buna bağlayanlar var. Okuyup da hayatta kalanların ise Kemalizm'i ve derin devlet refleksini içselleştirdikleri için ölümden yırttıkları iddia ediliyor.

O programda şu iddia bile dile getirildi: "O vasiyeti kasadan çıkararak okuyan Başbakan Adnan Menderes ile bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, sırf bu nedenle asılmışlardır!"

Vaziyet bu ise "gizli vasiyet" meselesinin biran önce afişe edilmesi toplumsal bir farz haline gelmiştir.

Belki de vasiyetin içeriği, günümüz için artık sıradanlaşmış mahiyettedir kim bilir?

Büyüklerimiz korkmasın, açıklasın derim.

Efsane'den de öte, bazı insanlar için "takıntı" haline gelen bu sır perdesi aralansın da biz de işimize bakalımu2026