Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
36.02
Gram Altın
3007.08
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Ocak 2022

Okur ve Yazar Mahkemesi

Aşağıdaki yazı, bir okurun yazarını mahkemeye verdiğidir…

Hâkim ,“Müştekiyi çağırın”, dediğinde Sabri Hoca’yı karamsar bir düşünce sarmıştı. Hâlbuki Sabri Hoca bu gün mahkemede sanık değil müşteki konumundaydı. Ve sanık konumunda ise şair- fikir adamı İsmet Özel... Sabri Hoca, hatta şikâyet dilekçesini bile “İsmet Özel Hakkında bir hikâyet” şeklinde yazmıştı. Ama mahkemeye sunulan her delil hikâyet değil şikâyet olarak değerlendirildiğinden mesele buraya kadar gelmişti.

Sabri Hoca, İsmet Özel’i çok severdi. Onunla teşrik-i mesai de yapmıştı. O, seksenli yıllarda Milli gazetede dış haberler servisinde çalışırken İsmet Özel ile yolları kesişmişti.

Sabri Hoca, memleketinde klasik medrese tahsilini ikmal etmiş. Mollâ Câmî ve haşiyelerindeki metafizik vadilere dalmış. Yedi kitap bitirmiş. Büyük nahivci Sicistâni ile arkadaş olmuş. Onun fikirlerini benimsemiş. Nahivcilerin mantıkçı, mantıkçıların da nahivci olması gerektiğine inanmış. Her iki alanın önemine dikkat çekmek istemişti. Sabri Hoca tam feylesof olacakken Taşra defterini bitirir ve İstanbul’a çok sevdiği şair mütefekkir İsmet Özel ile tanışmaya gelmişti.

Sabri Hoca, İstanbul’a gitmeden önce İsmet Özel’in İslamcı yanlarını merhum üstad Sezai Karakoç’un Diriliş dergisinde, Yeni Devir gazetesi ve Milli Gazete’de okumuştu. Bildiğiniz Sabri Hoca İsmet Özel’in özel bir okuyucusu olmuştu. O, medrese yıllarında ezberlediği taş baskılı yeşil Kur’an-ı Kerim’in yanı sıra Amentü de ezberlemiş. O medresedeki Amentünün yanı sıra İsmet Özel’in Amentüsünü ve Risalelerini de okumuş, ezberlemiş ve okutmuştu. Sabri Hoca, İsmet Özel’in Amentüsünü tıpkı orijinal Amentü gibi ezberlemişti. Risalelerini de Risale-i Nur gibi okumuş, onlara dinî, tasavvufî bir kisve de büründürmüştü.

Sabri Hoca, İsmet Özel’i çekirdekten yetişme İslamcı yazar ve şair olarak biliyordu. İsmet Özel ise 1960’lı yıllarda Murat Belge, Ataol Behramoğlu ile birlikte toplumcu gerçekçi fikirlerden etkilenip sol cenahın okuduğu bir dergi çıkarmıştı. Sabri Hoca bu bilgileri yaşarken öğrendi. Gazetede çalıştığı zamanlarda mesai arkadaşları bu karanlık devirden bahsediyordu. Hatta İsmet Özel’in Müslümanlar aleyhinde ağza alınmayacak galiz küfürler ettiğini söylediklerinde Sabri Hoca bu arkadaşlara çok kızmış. Uzun süre onlarla görüşmemişti. Sabri Hoca, bir gün İsmet Özel’e “ağabey Sezai Karakoç mu Necip Fazıl mı” diye bir soru sormuştu da İsmet Özel ona hiç de beklemediği bir cevap vermişti. Ziya Osman Seba derim, ben demişti İsmet Özel. Hani Sezai Karakoç, seni Diriliş’e almıştı. Orada yazmaya başlamıştın, sonra onun tavsiyesiyle Yeni Devir Milli gazeteye geldin. O ayrı bu ayrı demişti İsmet Özel.

Eşref-i mahlûkattır derdi babam

Bu sözün sözler içinde bir yeri vardı

Ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman

Bu söz asıl anlamını kavradı

Geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından

Geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı

Müşteki, bir yerde duymuş ve okumuş ki: İsmet Özel, Müslümanlar için “radikal” demiş.

Müşteki, “İsmet Özel”i önceden çok severdim şimdi hiç sevmiyorum, demiyorum.

…..Devam edecek.