Okunmamış mektuplar\u2026
Eskiden hasretlerin tercümanı kağıt ve kalemdi. Mektuplar konuşurdu sevgili ileu2026 Mektuplar tutardı sevgilinin elini. Zaten hayallerinde edebi vardı; el tutmayı mektuba bırakırdı. Yazılanlar bir anda ulaşmazdı sevgiliye; galaksinin uzak yıldızına gider gibi sanki cevabı uzardı... Mektup kilometrelerce yol alırken, kelimeler demlenir, satırlarda ki hasret buram buram tütmeye başlardıu2026 Posta arabasında ki mektup, geçtiği yerlerdeki hasretlere, sevdalara selam vererek, selamlarını da alarak yol alırdı... Havadaki zerreler, kağıttaki hasret ve sevgi dolu cümleler ile şevke gelip, mektuptan önce sevgiliye ulaşır, hislerini ve yüreğini havalandırırdıu2026 Hiç nedensiz şekilde gözler pencereye, kulaklar kapıya kilitlenirdi. Ve mektup ele ulaşır, zarf açılınca kelimelerin rayihası yayılırdıu2026
Mektubu kıymetli kılan sevgi ve hasretti. Bir gazete kenarına kısaca yazılmış olsa bile. O kağıt parçası atlastan yorgan olurdu, soğuk kış gecesi bile olsa, gazete parçasına yazılan bir cümlelik yazı, sarıp sarmalar, sıcacık ederdi yüreği ve Allah'a şükre sevk ederdiu2026 O zamanlar, sevdalar başta Allah'a yakın ederdi. Allah'ı seven de, zaten Allah için severdi, hiç incitmedenu2026 Eller dua kapısını çalmayı da hiç bırakmazdı... Aslında sevgi gülün yakınındaki diken gibi olmalı; gülü koruyan ama gülü incitmeyen, güle batmayan ve sadece hoyratça uzanan ele değmeliu2026
Dağın yükü ağırdır, okyanusun yükü ağırdır, ağacın yükü ağırdır; hele çelimsiz bacakları olan üzümünu2026 Ya kağıdın? Kağıdın yükü çok daha da ağırdır; içinde hasret varsa, içinde bir de sitem varsa, menzile ulaşmadan buruşmak ister.
Yazınca düşünüyoruz. Düşününce anlıyoruz. Anlayınca kıymet biliyoruzu2026 Yazmayı terk ettik, titizlik gitti, hoyratça kullanan kelimeler devreye girdi... İçinde gerçek sevgi ve şefkat olmayan "aşkım" sözü bütün soğukluğuyla telefonları istila ettiu2026 Seçilen ve demlenerek giden satırlar yerine; hiçte hassasiyet gösterilmemiş sanal satırlar anında karşı tarafın ekranına, telefonuna düştü. Sıcaklığın, gerçekliğin yerini dijitalin soğukluğu aldı.
Şimdi dosta, sevgiliye hasret dolu, sevgi dolu mektuplar yok ama bize taaa ana rahminden beri sevgi dolu mektuplar gelmeye devam etmektediru2026
Portakal, mandalina vs. dilim dilim vitamin ile dolu, rızık ile dolu, üstelik sitemsiz bir mektupu2026
Bulut sevgi dolu, rahmet dolu acizliğimize imdat etmek için gönderilen bir mektupu2026
Çamur yiyen ağacın lezzetli ve tatlı meyvesi, bize ağacı ile beraber sevgi dolu bir mektupu2026
Yağmurun ve karın tane tane tane inmesi merhamet dolu bir mektupu2026
Çiçek, böcek, taş, toprak, keçi, koyun kısaca; her şey hikmet dolu mektupu2026
Sevdiklerimiz, dostlarımız bizi yalnızlıktan, kimsesizlikten kurtaran muhabbet dolu mektupu2026 Keşke bu mektupları okuyabilsek, tefekkür edebilsek ve cevabını da anında verseku2026
Madem Allah bize sevgi ve merhamet dolu mektupları göndermeye devam ediyor, bize olan sevgisini her vesile ile gösteriyor ve en büyük altın ve elmas yazılı mektubu ise hem cennet olarak ve içindeki ebedi nimetler olarak devam edecek; bu sevgiye bir karşılık vermek gerekmez mi?
Bize ebedi mektuplar göndermeye devam edecek, bize böyle merhamet edecek sonsuz kudret sahibi hiç sevilmez mi? Bizi sevgi dolu mektuplardan mahrum etmeyen Allah'a cevabımız olmasın mı? Allah'tan bize gelen mektupların karşılığı; O'na itaat ve emrettiği gibi yaşamaktır! Bizim böyle bir cevabımız acele posta olarak anında Yaradan'a varacak bizi sevmesini hak ettiğimizi göstermiş olacağızu2026
Allah'tan bize gelen mektuplar, zamanında tefekkürle, şükürle okunmalı, biriktirilmemeli zira öyle kıymetli mektuplar ki; sonsuz kudretini ve merhametini gösteriyor...
Okunmamış mektuplar bizi okumadanu2026