Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Nisan 2024

​Okumak ve bilgi toplumu üzerine

Oku! Yaratan Rabbinin adıyla. O, insanı pıhtılaşmış bir kandan yarattı. Oku! Rabbin, en büyük kerem sahibidir. O Rab ki kalemle (yazmayı) öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti. (Alak:1-5)

Okumak insanı düşünmeye sevk eder, düşünen insan okuduklarını kalemle yazıya döker, insanın okumadan yazması mümkün değildir. Yazabilmek içinde bilgiye ihtiyaç duyulur, o bilgiyi de okunan bir eserden elde eder. Okumak bizi nereye götürür derseniz? okumak alır bizi geçmişe götürür.

Okumak geçmişle gelecek arasında bir köprüdür. Okuduğumuz zaman hayallerimizde yeni bir dünya kurarız, kurduğumuz bu hayaller zaman içerisinde gerçekleşir.

Okumanın bilinen belli bir tarihi var mıdır? Bilinmez ama bilinen bir şey var ki, ilkel ilk insan doğada gördüğü canlı ve cansız tüm nesneleri bilerek ve bilmeyerek resmetmeye başladığını tarihi kaynaklardan öğreniyoruz. İnsanın keşfettiği her şeyin, yazının bulunmasıyla birlikte, edinilen bilginin gelecek kuşaklara kitaplar vasıtasıyla aktarıldığını bilmekteyiz.

Okumak bizim düşünce dünyamıza bir değer katıyor. Düşünün yüzyıllar önce yazılan eserler bugün hala kaynak eserler olarak kütüphanelerde yerlerini almış ve insanlar tarafından okunmaktadır.

İbn-i Haldun’un Mukaddime adlı eseri ile Aristo’nun politika adlı (siyaset felsefesi) eserleri bugün bunlara sadece birer örnektir.

Okumak insan ufkunu açar ve insanı düşünmeye sevk eder. Sokrates'in söylediği gibi ‘Okumayan insan hayata tek bir pencereden bakar’ okuyan insan hayata farklı pencerelerden bakar. Okuma sayesinde insan sosyalleşir ve farklı insanlarla fikir teatisinde bulunurlar.

Bilgi toplumuna ulaşmanın yolu elbetteki okumaktan geçmektedir. İnsanın yaşadığı tüm çağlarda bilgi hep ön planda yer almıştır. İnsanın bilgi edinme çabası; ilk zamanlar çevreyi tanımak, kendisini korumak için olmuştur. İnsan sürekli bilgi elde etmeye çalışmış, önce kesici aletler yapmış, daha sonraları barutun icadı ve demirin araç olarak kullanılmasıyla çeşitli silahlar yapabilme kabiliyetini geliştirmiştir.

İnsan kendi varlığını korumak için, tabiatın kurallarını da öğrenmeye başlamış, sonra ona hükmetme noktasına ulaşmıştır. Ancak, insanın elde etmiş olduğu bilgi hiçbir zaman çağımızdaki kadar hayati öneme sahip olmamıştır. İnsanın bilgi edinme yolunda ulaştığı bilgi toplumu, yetişmiş, daha nitelikli ve daha verimli bir insana ihtiyaç duymuştur.

Okumayan insan bilgi sahibi olamaz, bilgi sahibi olamayan insan düşünemez, düşünemeyen insan bilgi üretemez. Bilgi toplumuna geçişin en önemli etkileri arasında ise teknolojik gelişmeler, küreselleşme, değişen sosyal yapılar olabilir. Bu etkenler içerisinde, teknolojik gelişmeler son yıllarda bilgi toplumuna geçişi önemli ölçüde hızlandırmıştır.

Yusuf Has Hacibin dediği gibi; ‘Başarının en büyük kaynağı, bilgidir.’ Gerçekten de bilgiye hakim olan dünyaya hakim olur.