Okullarda kıyafet serbest olmalıdır
Eğitim, özgürleştirici bir süreç olmaktan asla çıkarılmalıdır. Yani bireyin bedeni, aklı ve ruhu üzerinde bir hegemonya kurmamalıdır. Elbette tam serbestlikten, disiplinsiz, özensiz ve düzensiz bir ortam oluşturmaktan bahsetmiyorum.
Geçenlerde Melih Altınok yazınca hatırladım. Geçmişte öğrenci kıyafetleri konusunda ne çok yazı yazmışım. Bilirsiniz geçmişte tek tip, kara önlüklü öğrenciler okul önlerinde saç kontrolünden geçerdi.
Bu esasen senin üzerinde tam kontrol hakkına sahibim demekti.
Epeydir, tek tip üniforma kalktı diye sevinirken bu sefer de okullarda başka türlü bir dayatma biçimi çıktı.
Okul yönetimleri,
kıyafet konusunda velililere anket yaptırıyorlar belki de yaptırmıyorlar
bilemiyoruz. Veliler de belirlenen üniformayı işaretliyorlar.
Renkleri ve modelleri yetişkinler tarafından belirlenen formalar daha sonra satışa çıkarılıyor. Bu yıl kaç lira oldu Allah bilir.
E, tabi ki çocuklara
soran yok. Şayet bir öğrenci okulun istemediği bir rengi tercih edip gelirlerse
vay haline!
Kıyafet konusunda kendi tercihlerini yapabilen öğretmenlerin öğrencileri maalesef bu haktan mahrum ediliyor.
Peki, neden?
Çocukların kendi
tercihlerini, karar alma süreçlerini, iradelerini, zekâlarını ve tecrübelerini
kullanmaya ve kendi planlarını yapmaya neden engel oluyoruz?
Hatta “zor” kullanılarak bunun yollarını neden tıkıyoruz?
Kendi kıyafetinin
rengini bile tercih edemeyen bu ülkenin öğrencilerinin muhakeme güçleri nasıl
gelişecek?
Ne giyeceklerine,
neyin doğru ve yanlış olduğuna onlar adına başkaları karar verirse, bu çocuklar
özgür düşünmeyi nasıl öğrenecekler?
İyi de zengin-fakir ayrımı olmaz mı?
Çocuklar zengin ve fakir ayrımını okul dışında fark edemiyorlar mı?
Ama bu sefer de pijama ile gelirler?
Neden öyle gelsinler?
Çarşıda, pazarda pijama ve gecelik ile mi geziyor bu çocuklar? Yazın tişört,
kışın kazak giyilecek dersin, pantolon ve etek standartlarını belirlersin olur
biter. Hepsi bu.
Bu tür bahanelere sığınanların derdi bana göre kıyafet değil özgürlük. Özgürlükle ilgili bir problemleri var. Zira onlar birey üzerinde tam tahakküm kurmak istiyorlar.
Ne yani uysal, itaatkâr,
sorgulamayan, tercihte dahi bulanamayan, iradesiz, zayıf bünyeli bir nesil mi istiyorsunuz?
Son elli yıldır bunun ne gibi bir faydasını gördünüz?
İşin vahim tarafı, tek-tip kıyafet uygulamasına dindar muhafazakârların, öğretmenlerin ve koskoca yazarların da destek veriyor olması. Akıl alır gibi değil.
Eğer insanı ve
değerlerini önceleyen bir eğitim anlayışının yerleşmesini arzu ediyorsak bu
forma dayatmasından vazgeçmeliyiz.
Öğrencilerin kendilerini özgür hissetmeleri ve bilgiyi özgür ortamlarda paylaşmaları önemlidir.
Eğitimci VinobaBhave, “Bizler ancak öğrenebiliriz, başkalarının öğrenmesine yardımcı olabiliriz ancak öğretemeyiz” diyor. Onun için evvela bu ‘öğretme’nin kibrinden arınmak zorundayız.
Hatırlarsanız Başkan Erdoğan, “2023 Eğitim Vizyonu” açılış konuşmasında,” Önce insan diyeceğiz” demişti. O halde bunu okullarda çocuklarımıza hissettirmeliyiz.
Onların kıyafetleriyle uğraşacağımıza, erdem, ahlak sahibi, vatansever, sorumlu, kaliteli özgür birer insan olmalarının yolunu açsak daha iyi olmaz mı?