Okullar açıldı, vaka sayıları düşebilir…
BAŞLIĞA
taşıdığım ifade nedeni ile işin uzmanı olanlar benim leb demeden neyi kast
ettiğimi anlamışlardır bile. Birçoğunuza mantıksal hata gibi geliyor olabilir
ama aksine, içerisinde subliminal mesaj barındırmadan veya kelime oyunu olmadan
tamamen gerçekçi ve içten gelen bir ifade.
Birçok
kişinin “okulların açılması vaka sayılarını
arttırır, vaka sayıları pik yapar, yeni bir dalga yaşanmasına sebep olabilir”
gibi düşünse de esasında işin gerçek yüzü öyle değil. Birazdan nedenlerini
anlatacağım sebeplerle okulların açılması vaka sayılarının azalmasına yol açabilir. Nasıl mı? Anlatayım…
Yalnız
daha sonra konumuzla bağlantısını kurmak üzere öncelikle size bildiğiniz bir
terminolojiden bahsedeyim: Transformasyon.
Mühendislik alanında transformatör olarak
geçer. Yabancı dilde ise Transformation şeklinde.
Anlamı olarak ise bir veriyi istenilen
bir başka veriye dönüştürmek ya da bir bilgiyi bir başka bilgiye dönüştürmek olarak
bilinir. Örneğin siz bir transformatöre belli oranda bir gerilim
uyguladığınızda çıkışında istediğiniz oranda bir gerilim elde ediyorsunuz.
Esasında ettiğinizi zannediyorsunuz; çünkü dönüşüm esnasında yani
transformasyon esnasında birçok enerji kayıpları meydana geliyor. Yani demem o
ki; hedeflenen ile elde edilen veri aynı olmuyor. Okullar da öyle, esasında
istediğimiz davranışı kazandırdığımızı düşünüyoruz ama öyle değil;
kazandıramadığımız birçok davranış kayıpları meydana geliyor.
Transformasyon,
yani dönüşüm işleminde bir “ideal”
olan bir de “gerçek” olandan
bahsedebiliriz. Yani maximum verimle ve minimum kayıpla elde etmeniz gereken
bilgi/veri “idea olan”, ama
transformasyon sürecinde ise ortaya çıkan kayıplar nedeni ile elde ettiğiniz “gerçek olan” veri/bilgi var. Şu ana
kadar vurgulamak istediğim şey, esasında iki kavramın varlığı; gerçeklik ile ideallik… Herkesin bir
ideali var ama herkes o ideali gerçekliğe dönüştüremiyor; kayıplar yaşanıyor.
İşte bu
bilgiyi gelin okullara uyarlayalım. Transformasyonun yani dönüşümün en önemli
merkezi okullardır. Okulun en önemli misyonu toplumu dönüştürmek ve toplumda
istenilen davranışı, eylemi, tutumu, yaklaşımı (bunların hepsi birer veri/bilgidir)
kazandırmaktır. Yani ideal okul anlayışında öğrenciye bilgi öğretmek ya da
öğrenciye bir davranış değişikliği kazandırmak değil; Anayasa’da tanımlanan “toplumun huzuru” ifadesinin
kazandırılmasını amaçlar.
Şayet okullarda
ideal eğitim anlayışı uygulanırsa, yani kayıpların yaşanmasına fırsat vermeyip salgında
uyulması gereken toplumsal kurallar öğrencilere anlatılır, benimsetilir
kazandırılırsa o vakit toplumun da değişimi gözlemlenecektir. Tüm kurallar
(eğitim/davranış kayıpları yaşanmasına fırsat vermeden) sosyolojik olarak
okullarda uygulanırsa öğrenciler bu davranışları ailede, sosyal çevrelerinde de
uygulayacakları için istenen davranış topluma da kazandırılmış olacak ve okulların
açılması vaka sayılarının artmasına değil, aksine azalmasına neden olacaktır.
Sosyal
mesafe kurallarına uyulmaması, maskenin takılmaması veya önemsenmemesi, el
yıkamanın ihmal edilmesi gibi davranışlar yukarıda transformatör örneğinde
bahsettiğim gibi birer davranışsal kayıplardır ve okulların ideal okul
olmasının önüne geçip gerçek okul haline dönüştürür. Bu da toplumda vaka
sayılarının azalmasına değil artmasına neden olur. O halde okullarda en ufak
bir davranışsal kayıp oluşmasına bile fırsat verilmeden tamamen bütünüyle
kurallara uyulursa o vakit ideal okul haline dönüşür ve kayıpların olmadığı bir
toplumsal davranış meydana gelir.
Sosyal toplum anlayışında; vatandaşlara bazı değerlerin kazandırılması, ülke kültürünün bireyden bireye aktarılması ve bireylerin topluma karşı olan görevlerini yerine getirme sorumluluğunun kazandırılmasında okul eğitimi başta olmak üzere “eğitim” önemli bir ortamdır. Birçok ülke kendi politikasını belirlerken, eğitimi toplumu şekillendirme ve dizayn etme unsuru olarak görür ve bu yönde politikalarını belirler. Özellikle ulus devletlerde toplumların değişim ve dönüşümünün okullarda, eğitim sistemleri aracılığı ile meydana geldiğini unutmayalım. Türkiye’nin de bir ulus devlet olduğunu hatırlayarak tüm okulların kurallara uyması, toplumda vaka sayılarını azaltacaktır.
Birçok ülke kendi okullarını henüz kapalı tutarken, bizim, tüm onların aksine okulları açma kararını fırsat bilip, ideal okul eğitimi anlayışı ile toplum olarak bu fırsatı değerlendirebilir miyiz, ne dersiniz?