Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ağustos 2020

Okullar açılacak mı?

Herkesin aklında bu soru var.

Okulların açılması her kriz dönemi sonrasında normalleşmenin bir numaralı adımıdır.

Deprem, sel, heyelan, yangın ve şimdi yaşadığımız pandemi/salgın sonrasında herkesin aklındaki soru okulların ne zamana açılacağı...

Yetişkinlerin hayatının rutinini “işe gitmek” oluştururken çocukların ve gençlerin rutinini ise “okula gitmek” oluşturuyor.

Bu sırada anne bir işte çalışmıyor ve ev hanımlığı yapıyorsa ev işleri ile uğraşıyor.

Eğer okul açılmazsa çocuk evde kalınca televizyon, telefon, tablet, internet, oyun vs. ile vakit öldürmeye çalışıyor.

Pandemi nedeniyle birçok aktivite hayatımızdan geçici bir süreliğine çıktığı için bu dönemde çocukları spor ve sanat kurslarına da yönlendiremiyoruz.

Bu nedenle yaz döneminde çocuklar evlerde hapsoldu.

Yazın ortasından itibaren çocukları evlerde zapt edemeyen bazı veliler dışarılara salarak “aşırı” normalleşme eğilimine girdiler.

Bu nedenle çocukların hastalık taşıyıcısı olması durumu ortaya çıktı ve birçok yeni vaka ile karşılaşıldı.

Kimseyi suçlamıyorum. Bu kolay bir süreç değil. Çocuklarda inanılmaz bir enerji var.

İsteseniz de evde, dört duvar arasında tutamazsınız.

Kitap, dergi, makale, belgesel, film, ev oyunları vs. bu dönemde etkin bir şekilde hayatımızda yer alsa da çocukların yüksek enerjileri bir noktaya kadar dizginlenebiliyor.

Bir de annenin çalıştığı aileler var. O zaman işler tamamen sarpa sarıyor. Çocuk eğer ilkokul çağındaysa muhakkak yanında biri olması gerekiyor. Eğer aile büyüklerinden kimse yoksa mecburen bakıcı tutulacak.

Bakıcıya en az asgari ücret verileceği düşünülünce iki kişi çalışacak ama bir kişi çalışıyor gibi olacak.

Yani okulların açılması sosyal hayatın sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için büyük bir önem taşıyor. Aksi takdirde kadınlar iş hayatından çekilecek ve evde çocuklarına bakmak isteyecekler.

Bu da işsizlik sorunumuzu daha da büyütecek.

Birkaç gündür eğitim sektörünün tüm çalışanları ile görüşüyorum.

Hizmetliden öğretmene, güvenlik görevlisinden okul yöneticisine kadar birçok kişi ile görüştüm.

Herkes sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda yeterli bilgileri olmadığını söylüyor.

Bu hafta itibarıyla Millî Eğitim Bakanlığı okullara pandemi döneminden eğitimin nasıl yapılacağına ilişkin kılavuzları göndermeye başladı.

Sınıfların 4 metrekareye bir çocuk gelecek şekilde dizayn edilmesi talimatı var.

Bakanlık, tüm okullardan kılavuzdaki kurallara göre eğitimi sağlayabilmek için duydukları ihtiyaçları raporlamaları istendi. Listenin başında derslik sayılarının yetersizliği geliyor.

Okul sayısı sorunu ülkemizde uzun yıllardan beri süre gelen bir problem.

Mevcut iktidar bunu aşabilmek için özel sektörü işin içine çekmeye çalıştı.

Bu politikanın pozitif etkisi olduğu açık ama geldiğimiz noktada Türkiye geneli ortalama sınıf mevcutları 25 ile 35 arasında seyrediyor. Büyükşehirlerde 30’dan aşağı sınıfı olan okul yok denilecek seviyede.

4 metrekare kuralına göre sınıfların en az üçünün ayrı sınıfa bölünmesi gerekiyor. Tam gün eğitim veren okullar tekrar ikili öğretime geçerek yeni duruma göre ortaya çıkan derslik ihtiyaçlarını büyük oranda azaltacaklar. Kalan kısım için ise haftalık ders saatini yarıya indirmek ve bir kısmını da EBA üzerinden evlerde icra etmek zorunda kalacak.

Asıl sorun sabahçı ve öğlenci diye ikili öğretim yapan okullarda.

Bazı okullarda sınıf mevcudunun 40’tan az olmaması öğrencilerin ancak haftada bir okula gitmesi senaryosunu ortaya çıkarıyor.

Belki ortaokul, lise öğrencileri için bu durum “geçici” olarak kabul edilebilir yalnız ilkokul öğrencileri için büyük problem olacaktır.

İlkokul yaşındaki çocukların haftada bir en iyi ihtimalle haftada iki gün okula gitmesi okulla ilk kez tanışacak bu yaş grubundaki çocukların okulla aidiyet bağı kurması zorlaşacak.

Hafta içi kalan günlerde evde olması çalışan aileler için bambaşka bir sorunun ortaya çıkmasına neden olacak.

Tüm bu zorlukların aşılması için daha önceki önerimi yineliyorum:

Camiler sabah namazı ile öğle namazı arasında okul olsun.