Okul öncesinde din eğitimi olur mu?
7 yıl aradan sonra toplanan 20. Milli Eğitim Şurası’nda alınan tavsiye kararlarına biri “Okulöncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır” idi.
‘Oy çokluğu’ ile alınan bu karar
sonrası kıyamet koptu. Fırtınalar esti. Küçük çocuklara din eğitimi
verilmesinden rahatsız olanlar esip de gürledi. Kamuoyunda tartışma giderek
büyüdü. Böyle bir eğitimin verilmesi kararı bazı kesimlerce “çağ ve akıl dışı”
olduğu, “çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyeceği” gibi
görüşler ileri sürüldü. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ise en doğru olanı
yaptı; tartışmalara dahil olmadı. Kendisine bu madde ile ilgili soru sorulunca
“Buradaki önerinin doğruluğunu veya yanlışlığını Milli Eğitim Bakanı olarak
tartışamam” dedi. Kendisini de polemiklerin içine çekip yıpratmak isteyenlerin
ekmeğine yağ sürmedi; çok doğru bir duruş sergiledi.
Bazı kesimlerin örgütlenip “Bu kararın
uygulanmaması için var gücümüzle mücadele edeceğiz” demesi, Şura’nın varlığını
tanımadığı anlamına gelir ki bunu saygısızlık olarak niteliyorum. Kararı yanlış
bulabilirsiniz, buna kimsenin bir diyeceği yok. Eleştirebilirsiniz de. Yalnız,
hem eleştirip hem yanlış bulup bu kararın yerine alternatif bir öneri sunmamak
da ortada iyi bir niyetin olmadığının göstergesi.
Neymiş efendim, çocuklara din eğitimi
verilmesi halinde çocukların sağlıklı gelişimi olumsuz yönde etkileniyormuş! Çocukların
fiziksel ve zihinsel gelişimi telafisi mümkün olmayan zararlar görüyormuş. Peki
nedir bu zararlar neden izah edilmiyor? Neden detaylandırılmıyor? Ben açık ve
net söyleyeyim; bu minvalde itirazlarla din eğitimine karşı olanların temel
amacı din değil; dindarlardır,
İslamiyet’tir, Müslümanlıktır. Çünkü din eğitimi dediğinizde işin içine
sadece İslamiyet girmiyor; diğer dinler de giriyor. Ama her nedense
Müslümanları ve İslamiyet’i kendilerine düşman belleyenler, bunu yüksek
perdeden dile getiremedikleri için olayı genelleyerek din eğitimine karşı
olduklarını söylüyorlar. Oysaki temel
dertleri Müslümanlara, İslamiyet’e olan kin ve öfkeleridir.
Çünkü İslamiyet; birliği, beraberliği, kucaklaşmayı, ahlakı, nezaketi,
hoşgörüyü, misafirperverliği, sevgiyi, kardeşliği öğretiyor. Toplumda kaostan,
kavgadan, gürültüden beslenenler, insana dair olması gereken bu olumlu davranış
ve tutumların eğitim kurumlarında olmasını istemiyor. Mevzu okulöncesinde
olması değil, mevzu, din eğitimi verilmesinde. Hatırlarsanız lise öğrencilerine
seçmeli olarak verilmesine rağmen
Peygamberimizin Hayatı, Kur’an-ı Kerim gibi derslerin verilmesinden de rahatsız
olmuşlardı. Oysaki seçmeli idi bu dersler, istemeyen kendi çocuğunun bu
dersleri almaması yönünde okul idarelerine dilekçe verebilirdi. O gün lise çağındaki çocuklara din eğitimi
verilmesinden rahatsız olanlar bugün okul öncesi çocuklara da din eğitimi
verilmesinden rahatsız olarak toplumda karşımıza çıkıyor. Demek ki mevzu
pedagojik olarak çocuğun yaşına uygun olmaması filan değil, mevzu dindarlar,
muhafazakarlar, Müslümanlık ve İslamiyet’tir onlar için.
Biz dün de İslam mücadelesi verdik
bugün de vereceğiz. Mehmet Akif’in dediği gibi “Ruhumun senden ilahi şudur
ancak emeli / Değmesin mabedime namahrem eli” diyecek ve tertemiz olan dinimize
kirli ellerin değmesine asla müsaade etmeyeceğiz.
Şu da enteresan değil mi; okullarda
din eğitimi verilmesin diye diretenler bizim Müslüman kimliğimize neden saygı
duymuyorlar? Bizler Müslüman bireyler olarak çocuklarımızın İslami eğitim
almasını isteme hakkımız / özgürlüğümüz yok mu? Neden buna saygı duyulmuyor?
Kendi çocukları veya kendileri için istemeyebilirler ama bizim bunu isteme veya
uygulama hakkımızı neden sorguluyor ve engellemeye çalışıyorlar?!
Okulöncesinde din eğitimi verilmesi
uygun değildir diyerek karşı olanlara kaç tane eğitim pedagogu göstermemiz ve
‘uygundur’ demesini izah etmemiz gerekiyor acaba?! Kaldı ki en büyük eğitim pedagogu Hazreti Muhammed’dir
(SAV). Onun aldığı ve verdiği eğitime bakmak yeterli olacaktır. Hatta bir
adım daha ileriye gideyim; Müslümanlık dışındaki diğer dinlere gelen
peygamberler de kendi dinlerinin öğretileri ve ritüelleri ile kendi dönemin çocuklarını
yetiştirmediler mi? İtiraz eden arkadaşların biraz kitaplarda gezinmesi ve
dinler tarihini okumaları çok mu zor?!