Dolar (USD)
35.00
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2944.95
BIST 100
9672.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ocak 2022

Öğretmenlik Meslek Kanunu beklentileri karşılamıyor

Türkiye’de, Hakimler ve Savcılar Kanunu, Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun, Yükseköğretim Personel Kanunu, Avukatlık Kanunu, Türk Diş hekimleri Birliği Kanunu gibi birçok meslek kanunu var ancak tüm bu meslekleri yetiştiren öğretmenlerin bir meslek kanunu yok.

Bu sebeple, öğretmenlerin de bir meslek kanunu olması için 23 Ekim 2018’de bir çalışma başlatıldı. Aradan geçen beş yılın sonunda nihayet 12 maddelik bir teklif geçenlerde Meclis’e sunuldu.

Ne var ki kanun, öğretmenlik mesleğini profesyonel bir meslek olarak düzenlemekten bir hayli uzak. Aday öğretmenlik, uzman öğretmenlik, başöğretmenlik ve 3600 ek gösterge arasına sıkıştırılmış bir kanun görüntüsü veriyor.

Öyle ki 5 Ekim 1966 tarihinde kabul edilen ve öğretmenlerin statüsüne ilişkin ILO/UNESCO tavsiye kararlarına bile uzak görünüyor.

Çünkü ILO tavsiye kararlarında altı çizilen temel konu; öğretmenliğin profesyonel bir meslek olduğu, bu nedenle diğer profesyonel meslek grupları gibi profesyonel standartlara ve uygulamalara sahip olması gerekliliğidir.

Meclis’e sunulan öğretmenlik meslek kanununun, öğretmenlerin özlük haklarını düzenlemesi, izin hakları, ödül sistemi, yöneticilik süreçlerinde görevlendirilmeleri, mesleki gelişim konusunda onlara sağlanacak imkânlar, yer değiştirme, disiplin işlemleri, maarif müfettişliği seçimi gibi başlıklara da değinmesi beklenirdi.

Elbette bu sayılanlara çok daha fazlasını eklemek mümkündür.

En önemlisi de 1960’lı yılların zihniyet ortamında dönemin koşullarına göre çıkartılmış bir kanun olan 657’nin sultasından öğretmenleri artık kurtarmak gerekiyor.

Bakınız öğretmenler, uygulamada olmasa bile resmi olarak hâlâ kılık kıyafet yönetmeliğine tabidir. Bu konuda dahi düzenleme yapmamış bir kanun teklifinden bahsediyoruz.

Mayıs 2018’de AK Parti’nin seçim beyannamesinde yer alan 3600 ek göstergenin 2023’de yürürlüğe girecek olması da memurları üzmüştür. Çünkü bu konuda hala oyalandıklarını düşünüyorlar.

Benim önerim, Tabipler Odası, Mimarlar Odası ve Baro gibi Öğretmen Meslek Odası da kurulmalı ve öğretmenlerin tüm özlük hakları detaylandırılmalıdır. Öğretmenlik mesleğine ait tüm hususlardan öğretmenler odası sorumlu olmalıdır.

Öğretmenlik meslek tanımında yöneticilik görevleri de yasal olarak düzenlenmelidir. Yöneticilerin mülakat sistemiyle değil birçok gelişmiş ülkede örneklerini gördüğümüz liyakat esaslı modellerle seçimi yapılmalıdır.

Bugün eğitimin kanayan yarası olarak gördüğüm ücretli öğretmenlik/kölelik uygulaması da kaldırılmalıdır.

Ek ders karşılığında ücret alan ve sigortaları bile tam yatmayan sezonluk işçi konumundaki ücretli öğretmenlerin hali içler acısıdır. Bu uygulama artık kaldırılmalıdır.

Kısacası kanun metninde öğretmenlerin özlük hakları, öğretmenlerin hakları, görev ve yetkileri, sorunları, atamaları, yer değiştirmeleri, okul idareciliği gibi birçok sorun yer almamaktadır.

2005 tarihinde Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği’nin yayınlanmasından sonra ilk sınav 2006 yılında yapılmış ve o tarihten sonra başka sınav yapılmamıştı.

Bugün öğretmenlik meslek kanunu çerçevesinde uzman öğretmen ve başöğretmen sınavlarını yeniden gündeme aldık. Vaktiyle tezli yüksek lisansı olan öğretmenlerin uzman unvanlarının ellerinden alındığını hatırlatırım.

10 yılını doldurmuş öğretmenlere sınavı kazanmaları durumunda uzman öğretmenlik imkânı getirilecek ve maaşları 1000 lira artacak. Başöğretmen sınavını kazananlar ise maaşları 2000 lira artacak.

Bu uygulama zamanla öğretmenleri ayrıştıracak ve mesleki dayanışmayı zayıflatacaktır. Okul, idareci, öğretmen, veli ve öğrenci ilişkilerini de zedeleyecektir. Bu teklifin daha derli toplu yeniden ele alınması gerekmektedir.