Öğretmenlik meslek değildir!
Belirli bir günü olmayan meslek yok. Öğretmenler Günü de böyle bir gün gibi gelip geçiyor. Bir iki tatlı mesaj ile geçiştiren de oluyor, hiç umursamayan da. Öğretmenlik bir güne değil bir ömre sığar, bir ömre değer. Bunun için ömür veriliyor.
Türkiye’de artık alıştık ucuz beyanlara, gerçekleşmeyen vaatlere. Kamu çalışanları masaya yatırıldığında en çok öğretmenler gündem oluyor. Sayımız fazla da o nedenle gündem oluyoruz, diyorlar. Peki, şunu mu diyorsunuz? Her yerde öğretmen var! Evet, her yerde öğretmen var. Öğretmeni hayatınızdan çıkarın yönünüzü, yolunuzu bulamazsınız! Abarttık mı yoksa? Eksik bile dedik, ne abartması! Hâl böyle ise niçin öğretmenler zor şartlarda görev yapıyor? Ekonomik ve sosyal olarak neden kısıtlı imkânlara sahip? Muhakkak ki birilerinin bir bildiği var. Öğretmenlere bakışlarını değiştirmiyorlar. Şu cümleyi de kullanmak bir şey ifade etmiyor: “Öğretmenlik kutsal meslek!” Zaten bizde böyle bir kötü huy var. Sevdiğimiz bir şeyi abartarak değersizleştirme. Kutsal meslek diye diye ağzımıza sakız yaptık ama kariyer mesleği hâline getiremedik. Çünkü öğretmenin aldığı ek dersi okuldaki hademe de istiyor. Hatta Nuri abi bir gün, “Ben okul müdürü olacağım, filan okul müdürü olmuş, benim ondan eksik yanım mı var?” diyor ve bu haksızlığa itiraz ediyordu. Helal olsun sana Nuri abi! Çünkü bu sistem öğretmen ile hademe arasındaki farkı gözetmedi, göstermedi. Ol tabii ki! Sen müdür ol, diğer hademe de ek ders alsın! Hiyerarşik bir yapıyı tahkim ederek kamuyu yukarıdan aşağıya sınıflandıralım da demiyoruz ama böyle de olmaz!
Söylenecek çok söz var, çözüm yeri yok. Türkiye’de meseleler çözülmüyor, çözüm yolları tartışılıyor, meşgul ediliyoruz. Böyle böyle vakit geçiyor. Öğretmenlik mesleğine ait meseleler yıllardır tartışılır ancak sorunlar kronikleşmiştir. Çünkü meseleyi çözdüğünüzde politikacının elinden argümanını almış olursunuz.
Türkiye’de personeli en çok olan bakanlık MEB. Bir milyonu aşan sayısı ile MEB, bazı ülkelerden büyük. Sanırım ekonomik olarak yeterli iyileştirme yapılamamasının nedeni de bu büyük sayı. Öğretmenler ihtisas mesleği icra etmelerine rağmen diğer kurumlardaki uzmanlara göre daha az maaş alıyorlar. Ekonomik olarak kafası rahat olamayan öğretmenin eğitime vereceği katkıyı siz düşünün!
Elbette umutsuzluk yok, her zaman geleceğe dair umudumuz var. Bu umudu sürekli diri tutmaya, tohumda fidanı görmeye devam edeceğiz. Böyle öğretmenlerin çalışmalarını gördükçe tüm sorunları da unutuyoruz. Sürekli değer üreten, çalışan, maddî beklentiye girmeden gece gündüz bedeniyle ruhuyla çocuklarımız için emek veren nice öğretmenimiz var. Onlar görünmez insanlardır. İşleriyle vardır. İmkân olmasa bile bunu sorun etmezler. Gayeleri çocukların yüzlerini güldürmektir. En büyük mutluluk da budur. Ceplerinden de harcarlar ama bunu ifşa etmezler. İşlerinin önüne çıkmazlar. İşleri ile vardır bu öğretmenler. Bu öğretmenlerin açtığı yolda yürüyen genç dimağların istikameti şaşmayacaktır.
Öğretmenler Günü geçti, vaatler havada uçuştu. Göçmen kuşlar gibi bizde vaatler, mevsimliktir. Gelir geçer...Umut tacirliği iyi bir meslektir ülkemizde. Öğretmenlere verilen vaatler de bu tacirlerin en iyi yaptığı ticarettir. Ne diyelim, bir gün değişecektir bu durum. Hülasa öğretmenin günü yoktur ama ömrünü verdiği bir mesleği vardır. Pardon, meslek mi dedim, meslek değildir öğretmenlik! Meslek daha çok ticarî amaca yöneliktir. Öğretmenlik sanatkârlıktır, öğretmen de sanatkârdır. Şimdi sahneyi boşaltın lütfen, öğretmenlere yer açın, gölge etmeyin, sanatçının ruhu hassastır.