Öğretmenler ne iş yapar?
Burada mevzuat üzerinden
sıkıcı ve kalıp cümlelerle bir görev tanımlaması yapmayacağım. Öğretmenlerin ne
iş yaptığı hem mesleki olarak hem de 657’ye bağlı devlet memuru olarak
mevzuatta ayrıntılarıyla var. Resmî işleri merak edenler bakabilir. Burada daha
çok sahada neler oluyor ona bakalım. Kutsallık atfedilen öğretmenlik mesleğine
dair neler biliyoruz, öğretmenler neler yapıyor, birlikte düşünelim.
Duygusallığa kapılmadan gerçekçi bir gözle gözlem yapalım. Ne abartılı övgü ne
de haksız yergi yapalım. Durum tespitini yaşadıklarımız üzerinden yapalım.
Peki, buyurun o zaman.
Öğretmenler bir
eğitim-öğretim döneminde (Eylül-Haziran) görev yaparlar ve temmuzdan itibaren
yaz tatiline başlarlar. Üç ay tatil yok. İki ay, burada öğretmenler bazı resmî
görevler için okula gelebilir. Kimisi de kurslarda görev alır, almak zorunda
olduğu için. Çünkü çalışması gerekir. Tatil yapmaya maddi imkânı yoktur. Az da
olsa maddî kazançtır bu. Şimdi niçin hemen böyle bir konuyla başladığımı
düşünen olabilir. Çünkü en çok bu konuyla gündeme gelir öğretmenler. Neymiş, üç
ay tatil! Yok öyle bir tatil!
Öğretmenlerin
çalıştığı yere ve branşına göre yaptığı işler değişir. Okul öncesinden liseye
örgün eğitimde ve farklı yaş gruplarında olmak üzere yaygın eğitimde farklı
seviyelerde öğrencilerle muhatap olan öğretmenlerin işi oldukça ağırdır.
Köy öğretmeni iseniz
yaptığınız işler değişir, şehirde iseniz sizi daha farklı işler bekler. Köydeki
öğretmen soba da yakar, odun da keser, boya badana da yapar, temizlik de yapar.
Öğrencilerinin saçını da tarar. Saymakla bitmez. Çok ayrıntıya girerek konuyu
sıkıcı ve abartılı hâle getirmek istemiyorum. Zira konu hassas. Şöyle bir göz
atalım.
Toplantılar, yıllık
planlar, günlük planlar, OGYE ve TKY çalışmaları, nöbetler, panolar, sınav
görevleri, tören, kutlama vb. programlar, dosyalar, öğrenci tanıma fişleri,
sosyal kulüp çalışmaları ve toplantıları, veli toplantıları, okul aile birliği
çalışmaları, rehberlik çalışmaları, anketler, raporlar…
Pansiyonlu okulda
iseniz nöbetler, etütler, banyo, hastalık, aileden ayrılık sendromu, koğuş ve
oda düzeni gibi işlerle uğraşırsınız. Pansiyona alınan mallarla ilgili
sorumluluklar, ihaleler… Hastalanan öğrenci varsa ona refakat etmek,
disiplinlik durum varsa uğraşmak. Kavga olmuşsa, bir de iş polise intikal
etmişse mahkemeye kadar yolunuz var. Var da var!
Okul ortamı başlı
başına öğretmene sorumluluk yüklüyor. Teneffüslerde bile dinlenme yok.
Çocukların şikâyetleri, soruları, okula gelen velilerin talepleri dinlenir.
Kavga edenler yatıştırılır, kafası gözü yarılanlar pansuman edilir. Daha ağır
durum varsa ambulansla hastaneye gidilir. Öğrencilerin kılık kıyafetine
bakılır. Nöbetçi öğretmen iseniz akşama kadar ayakta kalırsınız. Asayişi
sağlarsınız. Temizlikten ısınmaya birçok işe bakarsınız.
Okulda asıl iş
akademik yönden yapılan çalışmalara göre şekillenir. Velilerin beklentileri de
bu yöndedir. Dolayısıyla testler hazırlanacak, değerlendirmeler yapılacak ve
bunlar raporlaştırılacak. Ortak sınavlara hazırlıklar yapılacak. Kaprisli
müdürlerin talepleri yerine getirilecek. Bazen de onlarla stratejik savaşlar
yapılacak.
Öğretmenlerin müdüre,
müdür yardımcısına, velilere, öğrencilere ve topluma karşı birçok sorumluluğu
vardır. Öğrencileri her alanda yetiştirmeniz beklenir. Onları akademik ve
sosyal yönden hazırlamak öğretmenlere düşer. Öğrencilerin evlerine bile gidilip
hâl hatır sorulur. Okula gelmeyen öğrencileri okula gelmeleri için ikna görevi
de öğretmene düşer. Okulun bazı ihtiyaçları için para toplama işi de vardır.
Taşımalı öğrencileri sabah servisten inerken sayıp kontrol edersiniz, öğle
yemeğinde başlarında bulunursunuz. Okul çıkışlarında da servislerine
bindirirsiniz.
Sosyal yönden de
hazırlık gerekir. Belirli Gün ve Haftalar ile ilgili program hazırlamak
zorundasınız. Bu programlara öğrenci bulma işi de size ait. Panolar için yazı
ve şiirler bulmak, panoya asmak da öğretmenin işidir. Programlarda sunucu
olursunuz. Gece gündüz çalışırsınız. Geziler düzenlersiniz. Öğrencilere gözünüz
gibi bakmak zorundasınız. Her şey çocukların başarısı ve mutluluğu içindir. Bir
teşekkür edilirse mutlu olursunuz.
Öğretmenlik mesleği
sadece okulla sınırlı kalmıyor. Geleceği emanet edeceğiniz nesli siz
yetiştiriyorsunuz. Her bakımdan sorumlu hissediyorsunuz kendini. Devlet
okullarındaki sorumluluk ile özel okullardaki sorumluluk da farklıdır. Velilerin
beklentileri de değişiyor. Öğrencilerin davranışları da farklı. Öğretmenin
süper kahraman olması isteniliyor. Elinde sihirli değnek olacak öğretmenin.
Dokunduğunda çalışmayan öğrenci çalışacak, yaramazlık yapan öğrenci
akıllanacak. Hatta öğrencinin düzenli beslenmesi bile öğretmenden beklenir.
Öğretmen özel okullarda az ücretle çok iş üretmek zorundadır. Öğrencinin birçok
hakkı vardır ama öğretmenin sadece vereceği hizmeti vardır. Başarıya odaklanan
bir modelde yarışmacıları motive eder öğretmen. Kaybettiyse vay hâline! Tüm
eleştiri oklarına maruz kalır.
Öğretmenlerin ne iş
yaptığı saymakla bitmez. Ne iş yapmaz desek daha kolay cevap veririz. Okulun
sorunlarını, öğrencilerin her türlü ihtiyaçlarını, velilerin beklentilerini,
müdürün vereceği diğer işleri uhdesine alan öğretmenin ne iş yaptığını nasıl
anlatalım? En iyisi öğretmenleri anlamaya çalışalım. Onların kutsal iş
yaptığını bir tarafa bırakıp öğretmenin sorununu çözmeye çalışalım. Öğretmenler
gülsün, okula giderken gergin gitmesinler. Öğretmenleri gülmeyen bir toplumun
çocukları ağlamaya mahkûmdur.