Dolar (USD)
32.48
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2474.49
BIST 100
9530.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Öğretmenler Değerlidir!

Hiç kimse bunun aksini iddia etmiyor ki. Ama gerekli değeri de vermiyor.

Öncelikle öğretmenler gereken değeri vermiyor kendilerine. Şöyle ki: Bir öğretmenin öncelikli işi öğrencileri yetiştirmekten çok kendini yetiştirmektir.

Mesleğe sevgi ile adım atmalıdır. Ömür boyu bu sevgiyi muhafaza etmelidir. Sevgisi bir annenin sevgisi gibi olmalıdır. Yani denetlenemez, koşula bağlanamaz, sınır tanıyamaz, gerçek, olgun ve azalmaz bir sevgi olmalıdır.

İlgi ve sevgisi ile anne ve babanın sevgi ve ilgisini aratmaz potansiyelde olduğunu ortaya koymalıdır.

Ruh sağlığını eğitiminin temeli olarak algılar. Ruh sağlığının ne kadar istenen düzeyde olumlu olduğunu kendisi kontrol etmelidir. Ruh sağlığı için sürekli iyileştirmeyi kendisinde yapmalıdır. Ruh sağlığının iyi olmadığını düşündüğü anda mesleği bırakmalıdır. Bunu da öncelikle kendisine olan öz saygısından yapmalıdır.

Davranışlarının sürekli tutarlı, olgun ve dengeli olduğunu her eğitim ve öğretim yılında değil her günün sonunda test etmelidir. Davranışlarında herhangi bir tutarsızlık, olgun olmayan dengesiz bir durum tespit ettiğinde hemen derse ara vermelidir.

Öğrencileri bireysel yeteneklerine göre tanıyacak ve gelişimlerini o doğrultuda gerçekleştirecek beceriyi kendinde sürekli aramalıdır. Bu becerisini yetersiz gördüğü anda arayışa geçmelidir. Bu arayış kendini bulana kadar devam etmelidir. Yoksa öğretmenlik mesleğini yapmamalıdır.

Hoşgörü sahibi ve sınıf ortamını demokratik kılan potansiyelini kuramdan ziyade uygulamaya koyan öğretmenin öğrenciden ziyade kendisine değer verdiğini bilmesi gerekir. Çünkü bu iki tutum sadece öğrencinin potansiyelinin açılımını değil öğretmenin de mesleğe ne kadar uygun olduğunu gösterecek parametrelerin öncelikli olanlarındandır.

Aile ile iş birliği içinde olan öğretmen kendini bilen ve karşı tarafa bildiren öğretmendir. Bir aile kurmuş ve ailenin sıcaklığını yaşamış bir öğretmen zaten kendinin değerli olduğunu böylece ortaya koymuştur. Onun aile ile iş birliği problemi diye bir şey olmaz.

Yaratıcılığa ve araştırmaya önem verirse bir öğretmen kendine öz saygıyı en üst düzeylerde göstermiş olur. Bunun için bu iki özgün becerinin öncelikle kendinde gerçekleşmesi zaruridir. Bu zaruriyet zamanın en iyi şekilde değerlendirilmesiyle olur. Hem okul içinde hem de okul dışında. Öğretmen olduğunu unutmadığı her ortamda, bilginin dinamik ve araştırmanın heyecan verici olduğunu anladığı her anda kendisine saygı göstermek istediği her ortamda bu geçerlidir.

Düzeltim ve değişimleri öğrencinin onurunu ve kişiliğini zedeleyecek tarzda topluluk önünde yapmaktan çok kendi onurunu koruyacak ve içindeki biz paradigmasını cemiyetin her kesiminde değerli kılacak şekilde yapmalıdır.

Evet öğretmen önce kendi kendine değer vermelidir. Başkasının onu değerlendirmesine ve denetlemesine ihtiyaç bırakmadan.

Öğrenciler için ebeveyninden sonra, hatta bazen de önce en değerli olanın öğretmen olduğunu anlaması kendileri için en iyi olanın bu olduğunu bilmesi demektir. Öğretmenin değerliliğinin öğrenci tarafında ortaya konulması sürekli marifet ve hikmet eksenli olmalıdır. Çalışan, sualleriyle öğretmenini çalıştıran öğrenci öğretmenini değerli kılar.

Veli için çocuğundan önce öğretmenin değerli olması gerekir. Öğretmene verdiği değer çocuğuna verdiği değer olarak kayıtlara geçer. Öğretmenin değerliliğini sürekli test etmesi bu değerdir.

Onunla olan ilişkisinde çocuğunun hakkından ziyade öğretmenin hakkını savunmalıdır. Bu savunma da öğretmenin yetişmesindeki her aşamada aktif olarak reyini beyan etmesidir. Bazen sistemin karşısına dikilip bir devrimci gibi sistemi devirmesidir. Bazen yöneticinin karşısına dikilip her türlü adaletsizliği gidermesidir. Çoğu zaman da çocuğunun karşısına dikilip onun kendi sorumluluğunu yerine getirmesini istemesidir.

Yöneticinin başarılı olması için öğretmenin değerli olması gerekir. Öğretmenin buradaki değeri bir sıfattan ziyade cevherine dönük olmalıdır. Öğretmenlik sıfatından ziyade öğretmenlik cevherine değer vermelidir yönetici. Bu nedenle öğretmenin buradaki cevherinin değerliliği yöneticinin adaletli davranmasını gerektirir.

Eğitim Bakanlığı için öğretmenin değerliliği kendi varlık sebebidir. Dolaylı olarak var olan kendisinin, doğrudan var olan öğretmenliği bütün boyutlarıyla anlamaya çalışmasıdır.

Öğretmeni bir otomat olarak görmekten ileriye gitmelidir. Dayatmacı olmaktan ziyade dayanılan bir kurum olarak bütün öğretmenlere değerli olduklarını göstermelidir. Bu değerlilik maddi ve manevi öyle bir noktaya gelmeli ki bu mesleğe girmek isteyenler kendilerini değerli ve liyakatli gördükleri için girmeliler. Buradan çıkmak isteyenler de tam tersi noktada olduklarını yani kendilerini bir yük olarak gördüklerinden ayrılmalıdırlar.

Üç meslek erbabının sendikal hakları olduğu halde hiçbir sendikası olmamalı diyorum. Çünkü sendikacılık onları değersizleştirir. Bunların başında alimler ve muallimler gelir ilmin izzetini korumak için. Hakimler ve savcılar gelir adaleti herkese ulaştırmak için. Doktorlar gelir sağlık hizmetinden herkesin istifade etmesi için.

Öğretmenler değerlidir! Kendilerini bir tanısalar bir bilseler bir görseler!