Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.89
Gram Altın
2441.91
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Kasım 2021

Öğrenmek bulmaktır

İnsanlar her daim yeni şeyler öğrenmenin umuduyla uyanır sabahları. Her sabah yeniden, yeniden doğan güneş yeni şeylerin habercisi gibidir hayatımızda. Her gün aynı yönden doğup akşam aynı yönden batan güneş görevini bir an bile aksatmadan geçip giderken üstümüzden bizler onun altında yeni şeyler öğrenmenin gayretinde yaşıyoruz. Öğrenme olgusunu olaya dönüştürürken bazen bilinçli bazen de bilinç dışı öğreniyoruz. Evimizden çıkarken sokağın karşısındaki bakkalın adını bilinç dışı öğrendiğimiz gibi sahibinin adını ise bilincimiz ile öğreniyoruz.

Öğrenme olgusu, öğrenmeye çalıştığımız şeyin aslında hayatın bir yerlerinde gizli kalmış ve her zaman orada olan şeyi zamanı geldiğinde bulmamızdan ibarettir. Öğrenmek bir nevi bulmaktır. Öğrenmek kavramakla başlar. Her şeyin zamanla güzelleştiği durumu da bunun en güzel örneğidir.

Öğrenmek için bulmaya hazır olmak gerekir. Zaman içerisinde insan hazır olduğu şeyleri öğrenir. Bir şeyi henüz öğrenmemişseniz o öğreneceğiniz şeye henüz hazır değilsiniz demektir. Hazır olmadan öğrendiğimizi düşündüğümüz şeylerin ise kalıcılığı tartışma konusudur.

Peki, hayatta hep var olan ve orada bulunan şey gözümüzün önünde iken onu neden her baktığımızda göremiyoruz. Acaba görüyoruz da onun ne olduğuna henüz vakıf mı değiliz veya soruyu şöyle soralım, aslında gördüğümüz şeyi görmemizi istemeyenler mi var? Hadi çık işin içinden çıkabiliyorsan.

Öğrendiğimiz veya öğreneceğimiz şey hayatta zaten var olan bir şey ise o zaman öğrenmenin görmekle bir alakası vardır. İnsanlar her şeye bakabilir ancak her şeyi görmez. Görmek için baktığımız şeyin bizde hazırbulunuşluğunun olması ve ilgimizi çekmesi gerekir. O vakit öğrenmek olgudan olaya dönüşür. Aradığımız şeyi bulmuşuz demektir. Bu açıdan baktığımız zaman ise her bakmak görmek değildir ama her görmek bakmakla başlar. Görmeyi becerebilen insanlar hakikatin özüne ermeye başlar ve yaşamları anlam kazanır. Çünkü kavrama yetileri gelişmiş ve öğrenmeye hazırbulunuşlukları artmıştır.

Buraya kadar gelişen olaylar bizim irademiz dâhilinde olanlardır. Bir de görmemiz gerekirken bize gösterilmeyen veya görmemiz gerekenin zıddını bize gösterenler var. Bakış açımızı farklı yönlere kanalize etmeye çalışanlar var. Öğrenmeye hazır olduğumuz halde üstünü örtükleri hakikati bizden gizlemeye çalışanlar var. Ancak unutulan bir nokta var ki hakikat gizlenilemeyecek kadar aşikârdır ve sadece zamanını bekler. Ona gerçekten inanmış olanların bir gün onu elbet bulacağına inanır.

Sokrates’in de dediği gibi bilgi zaten zihnimizde var ama biz onu yaşayarak ve tecrübe ederek buluruz. Bazıları istediği kadar bizden hakikati gizlemeye çalışsınlar bizde zaten var olan, bir gün yeri ve zamanı geldiğinde ortaya çıkacaktır. Hayatı ne kadar karmaşık ve anlaşılmaz yaparlarsa yapsınlar her karanlıktan çıkmak için hepimize bir ışık yetecektir. Önemli olan karanlıkta kaldığımız için çaresizce oturup beklemek yerine ışığın nereden geleceğine dair arayışların içerisine girmeli ve gözlerimizi görmenin erdemiyle geliştirip ışığa hazır olmalıyız. O zaman neyi ne kadar gizlemeye çalışırlarsa çalışsınlar biz üzerimize düşeni yaptıktan sonra hakikat elbet bizi bulacaktır.

Bulmak, bize göstermek istedikleri şeyi görmekten ziyade hakikati görebilmektedir. Bizde zaten var olanı bize bahşedilen nimetlerle bulabilenlere selam olsun.