Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
22 Ekim 2024

Öğrenci olmak çok mu zor?

Yeni model saç stilleri yaptırmaları, elini kolunu sallayarak sivil kıyafetle okula gelmeleri, yok yazılmayı pek önemsememeleri, derse katılımın veya ilginin zayıf olması, derste not tutmamaları, öğretmenlere saygının az olması, velinin okula pek uğramaması, veli toplantılarına katılımın az olması, velilerin kendi öz çocuklarına karşı ilginin düşük olması ne yazık ki günümüz öğrenci modeline dair her şeyi ortaya koyuyor. Peki bu modelde öğrenciler ile eğitim sistemini nasıl düzelteceğiz? Başarıyı nasıl elde edecek, yerli/milli bir eğitim sistemi oluşturabileceğiz?

Öğretmenlerin öğrenciye bırakın şiddet uygulaması veya kızması, nasihat etmesini bile problem eden, kendine dert edinen veya gurur haline getiren öğrenciler var. Hal böyle iken nasıl bu sistem düzelecek? Eğitim sistemini düzeltelim, ekonomiyi iyileştirelim, okulları hijyenik yapalım ve sosyal hale getirelim evet ama en öncelikli olarak eğitim sistemimizi zayıflatan bu öğrenci modelini düzeltmekle işe başlamamız gerekmiyor mu? Öğrenci düzelince, derse ilgisi artar. Derse ilgisinin arttığını gören öğretmen daha çok mesleğini sahiplenir. Mesleğini daha çok sahiplendiğini gören idareciler, vaktinin büyük çoğunluğunu okulun imkanlarını arttırmaya, projeler geliştirmeye harcar. Okullar büyüdükçe yeni fikirler ortaya çıkar, yeni projeler üretilir, yeni icatlar geliştirilir. Dolaylı olarak ekonomimiz büyür, ülkemiz kalkınır.

İnanın bunu kötü niyetli söylemiyorum; MEB’in çıkardığı yeni yönetmelikler, attığı yeni adımlar, aldığı yeni kararlar deniz dalgası gibi öğretmen ve öğrencilere ulaşıncaya dek etkisi azalıyor veya kontrol edilebilirliği pek kalmıyor. Hangi öğretmenin ağzını açsanız günümüz öğrencilik modelini eleştiriyor. Evet, müfredatı azaltalım, Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkartalım, yeni yönetmelikler yayınlayalım, ders saatleri, teneffüsler ile ilgili yeni kararlar alalım ama öğretmene saygısızlık yapan öğrenciye de veliye de yaptırımı da artıralım. Diğer öğrenciler üzerinde olumsuz etki oluşturmasın veya olumsuz model olmasın diye dersle veya okulla alakası olmayan öğrencileri de ayıklayalım. Bugün disiplin kuruluna giden bir öğrenci, korkarak gitmiyor. Uzaklaştırma cezası alacağını bilerek gidiyor ve bu uzaklaştırma cezası onun için bir ödül olacakmış gibi bir havada disiplin kuruluna gidiyor. Evde, kafede, parkta, sosyal medyada daha çok vakit geçireceğini düşünerek disiplin kuruluna gidiyor. Günümüzde verdiğimiz cezalar bile çocuklara ödülmüş gibi geliyor artık. Mevlana der ya, dün dünde kaldı cancağazım, bugün artık yeni şeyler söylemek lazım diye; inanın bugün artık öğrencilere yönelik yeni yaptırımlar yeni cezalar getirmemiz gerekiyor.

Neredeyse bütün öğretmenlerin yanlış bir politika olarak gördüğü devamsızlıkların silinmesi, sınıf tekrarına bırakılmamaları gibi kararların Yusuf Tekin döneminde alınmayacağı ve hatta daha ciddi yaptırımların gelebileceğine dair inanç var toplumda. Bu konuda öğretmen camiası Bakan Bey’e güveniyor. Daha katı, daha caydırıcı, daha disipline eden kararlar alınacağına yönelik bir inanç ve beklenti var. Yaparsa bunu Yusuf Tekin yapar deniliyor. Önceki Bakanlar döneminde ne yazık ki yaptırımların uygulanmasına yönelik caydırıcı kararlar alınmasının tersine devamsızlıkların silinmesi, sınıf tekrarının kaldırılması veya tekrara kalmanın zorlaştırılması gibi bir tutum söz konusu idi ki bu okulların ve eğitim sistemimizin düzenini olumsuz yönde çok etkiledi.

Biz öğrenci iken çok katı kurallar vardı. Öğretmeni gördük mü önünde önlüğümüzü ilikler, saygıda kusur etmezdik. Değil birkaç dakika, birkaç saniye geç kaldık mı yok yazılırdık. Anne babalarımız hiçbir veli toplantısını asla ihmal etmez, hepsine bilfiil katılırdı. Veli toplantıları dışında babamızı okulda gördüğümüzde veya okula geldiğini duyduğumuzda ödümüz kopar, o gün tedirgin bir şekilde eve giderdik. Bizim dönemde ne kopya çekmek kolaydı ne de sınıfı geçmek; her açıdan çok zordu öğrenci olmak. Bir düzen bir nizam ve intizam vardı. O günlerde öğrenci olmayı eleştirirdik. Bakıyorum günümüz çocukları da öğrenci olmayı eleştiriyor, bunca rahatlık bunca bolluğa rağmen. Ne bir nizam ne bir korku var şimdiki öğrencilerde. Bizim dönemde, değil okul sınırları içerisinde sokakta dahi birini görünce öğrenci mi değil mi duruşundan, kılık kıyafetinden, üslubundan, saygısından, hatta yürüyüşünden bile anlaşılabilirdi. Şimdi ise, bırakın sokağı, okul sınırları içerisine giren birinin öğrenci mi değil mi olduğunu anlamak çok zor. Günümüzde neredeyse tüm koşullar öğrenci lehine iken öğrenci olmak çok mu zor?!