Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Nisan 2019

Oğlunu arayan Martı!

Ali Rıza efendi, yaralı bir martıyı kurtarmak isterken arabanın altında kalır. Ancak Araf’tan geri döner. Döner dönmesine ama kendini bir Martı’nın vücudunda bulur ve bu halde, yalnız kalan çocuğunu aramaya başlar.

Hakan Yel’in “Bir Daha” isimli romanını okurken, bir Martı’nın vücudunda İstanbul Boğazı’nı, Boğaz’ın iki yakasını gezme fırsatını yakalıyorsunuz..

BİR masala malzeme olacak bir konunun bir roman tadında yazıldığını gördüm Hakan Yel’in, ALTIN KİTAPLAR’dan çıkan “Bir Daha” isimli eserinde…

Bir insan ölüyor ama Araf’ta cennete gitmeyi erteletip tekrar dünyaya, yapayalnız kalan oğluna dönmek istiyor… Ve dönüyor da… Farkındayım “Olur mu öyle şey ya” dediğinizi… Ama baştan söyledim size, “bir masal” konusunun güzel bir romana dönüştüğünü…

Yakınlarını kaybeden adam!

Ali Rıza efendi, önce annesini ardından babasını kaybeden yetim kalmış bir çoçuktur. Nermin teyzesi büyütür onu... Derken onu da kaybeder… Artık onun için ölüm acısı dayanılmaz hale gelir. Çünkü sevdiklerini birer birer kaybetmektedir. Bir gün bir kızla tanışır. Feraye… Onu çok sever ve evlenirler. Çocukları olur, adını Ata koyarlar. Bu arada Balat’ta kendine özgü bir ekmek dükkânı açar. Kısa bir süre sonra çok sevdiği karısı da kalp krizinden ölür. Bunun acısını henüz üzerinden atamadan yağmurlu bir günde bir arkadaşının arabasıyla yolculuk yaparlarken, önlerine bir hayvan çıkar: MARTI... Arabanın altında kalır. Ali Rıza bey onu kurtarmaya çalışırken, yokuş aşağı gelen bir kamyon onların aracına çarpar ve Ali Rıza bey ölür!..

Meleklerle pazarlık olur mu!

Araf’ta sorgu meleklerinin karşısına çıkınca, kendisine cennetin yolu gösterilir ama o, dünyada yapayalnız kalan çocuğunun yanına dönmek istemektedir ısrarla. Kabul etmez cennete gitmeyi… Ve her nasılsa onu tekrar dünyaya gönderirler. Ama bir Martı’nın vücudunda. İşte o andan itibaren masalımsı bir yolculuk başlatıyor Hakan Yel okuyucularına…

Hayvanlarla konuşmak

Martı’nın vücuduna bürünen Ali Rıza bey, kargalarla, serçelerle, diğer martılarla, kedilerle köpeklerle konuşa konuşa çocuğunu buluyor. Oğlu Ata, evlerinin balkonundaki bu çok farklı Martı’yı görünce sahipleniyor. Artık onun koruyucusu olmuştur bizim Martı… Ve bir gün yine bir kaza olacakken hem de oğlu Ata ölümün eşiğine gelmişken bizim Martı devreye girer, oğlunun hayatını kurtarır ama araç Martı’ya çarpar… Ölmüştür…

Hayata yeniden döner

Aynı saatlerde aylardır komada olan ve artık ölümüne kesin gözle bakılan bir hastanın kalbi yeniden atmaya başlamıştır… Bu adam Ali Rıza bey’dir…

Son derece anlaşılır ve akıcı bir üslupla kaleme alınan BİR DAHA isimli bir romanı, masal tadında ve büyük bir keyifle okumaya ne dersiniz?

Muhammedî bir gençlik!

BİR GENÇLİK, bir gençlik, zaman bendedir ve mekân bana emanettir şuurunda bir gençlik isteyen Üstad Necip Fazıl Kısakürek, son yılların gençliğini görse nasıl bir düşünceye kapılırdı acaba…

Elime aldığım kitapta, “Bir kısım gençlik var ki, pervasızca geçmişine, tarihine, kültürüne ve dinine de sövebiliyor” cümlesini okuduğumda, günümüz gençliğinin neden bu hâle düştüğünü anlamakta zorlanmadım: İslâmî ahlaktan yoksunluk…

Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan çıkan “Peygamberimiz ve Gençlik” isimli kitap, 207 sayfada gençliğin nasıl olması gerektiğinin harika bir özetini sunuyor bizlere.

Mus’ab bin Umeyr örneği

Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş başkanımızın mukaddimesiyle giriş yaptığım bu kitap, beni alıp sahabe devrine götürdü ve müthiş bir muhakeme ortamına itti…

Nasıl bir gençlik geçirmiştim ve bunun hesabını nasıl verecektim.

Mekke’nin en zengin ailesine mensupken, en iyi giyinen ve en yakışıklı bir gençken, Müslüman olduktan sonra ailesi tarafından dışlanmasına asla pişmanlık duymayan ve şehadetinde, üzerinde tüm vücudunu örtecek bir elbisesi dahi olmayan Mus’ab bin Umeyr’i düşününce iliklerime kadar titredim.

Peygamberimizin yaklaşımı

Peygamberimiz gençleri çok çok sever ve onları istihdam etmeye özen gösterirdi. Ama önce bu küçük kitapta, akıl yoluyla gerçeği bulan genç Hz. İbrahim’i, sabır burcunda taze bir can olan Hz. Yusuf’u, Firavunun sarayında yetişmesine rağmen imanına halel getirmeyen Hz. Musa’yı, imanları uğruna hayatlarından geçen Ashab-ı Kehf’i okuyunca, benim gençliğimin hebâ olup gittiğinin idrakine vardım.

Gençlik büyük nimet

“Gençlik, Allah tarafından insana bahşedilen en büyük nimetlerden birisi” olduğuna göre, günümüz gençleri İslâmı, Hz. Peygamberi ve genç sahâbîleri ne kadar tanıyor. Onlar ki, Hz. Ali 10 yaşında, Abdullah bin Ömer 13 yaşında, Cabir bin Abdullah ile Zeyd bin Harise 15 yaşında, Ebu Musa el-Eşârî 19 yaşında, Ebu Ubeyde, Ebu Hureyre ve Hz. Ömer 25 ila 31 yaşlarında idiler. Ve daha nice genç sahâbîler…

Anneler ve babalar, çocuklarına “Hz. Peygamber ve Gençlik” isimli bu kitabı mutlaka hediye etmeli ve okumalarını sağlamalıdır. İstifade garantisi veriyorum…

Ortadoğu’nun Cahşları!

Siyaset uzmanı ve aynı zamanda gazeteci olan Hakkı Öznur, Kürt dilinde “hain ve işbirlikçi” demek olan ikiyüzlü sahtekârları “Ortadoğu’nun Cahşları” isimli iki ciltlik eserinde anlatırken, Barzani hareketinin serencamını da gözler önüne seriyor.

PANAMA Yayınları tarafından çıkarılan, Hakkı Öznur’un kaleme aldığı “Ortadoğu’nun Cahşları” isimli iki ciltlik kitap geldi masama geçtiğimiz günlerde… Birinci Cilt, “Pro İsrail Barzaniler” konusunu ele alırken, ikinci cilt ise “Türkiye’de Barzanici Hareket, infazlar, I-KDP-PKK Çatışmaları” konusunu işliyor.

Barzanî ailesinin hayali

Barzani ailesinin; İngiliz, İsrail, Fransa, Almanya ve son olarak da Amerika devletleriyle yaptığı gizli anlaşmalar, işbirlikleri, hıyanetleri ve toprak pazarlıklarının anlatıldığı iki bin küsur sayfalık iki cildi “Hızlı Okuma Tekniği” ile gözden geçirdim.

Şeyh Mahmud’un ilişkileri

Kürt halkı içinde önemli bir yeri olan Barzani aşiretinin, Türklere karşı takındığı olumsuz tavırlarının anlatıldığı bu ciltte Şeyh Mahmud’un İngilizlerle kurduğu gizli ilişkiler anlatılıyor. Ardından Kürtlerin arasına dalan gerek İngiliz, gerek İsrail, gerek Fransız ve gerekse Alman ajanların, Barzani aşiretini nasıl oradan oraya sürüklediği gözler önüne seriliyor.

İkinci Lawrens Noel

1918 sonlarından itibaren “İkinci Lawrens” olarak adlandırılan Edward Williams Charles Noel isimli İngiliz istihbarat subayı (ajanı) “İngiliz Himayesinde” Birleşik Kürdistan kurulması için görevlendirilmişti. Ayrıca Gertrude Bell isimli İngiliz arkeolog da Irak ve Suriye’nin sınırlarını cetvelle çizen kadındır. Ancak bu ikili Kürtler’e devlet kurdurma plânlarını bir tarafa bırakarak Suriye kralı Faysal’ı Irak kralı yaptılar…

Barzani’nin Türkiye faaliyetleri

Ortadoğu’nun Cahşları’nın ikinci cildinde Barzani hareketinin Türkiye’deki faaliyetlerini, Kürdistani Cephe ile PKK arasındaki çatışmaları, PYD’nin kuruluşundan, PKK’nın Kerkük Planından, Mesud Barzani ve Abdullah Öcalan arasındaki ilişkiye, Leyla Zana’ya olan tepkileri okuyoruz…

Bu eserde “Kürtler tarafından halklar arasında ikili oynayan işbirlikçilere verilen isim” olan Cahş’ların serencamını okuyoruz… Son derece yoğun tarihi ve ibretlik bilgilerle dolu iki ciltlik “Ortadoğu’nun Cahşları”, konuyla yakından ilgilenenler için kaynak bir eser olarak karşımızda duruyor.

Gençlerle Hayata Dair

DİYANET Yayınlarından çıkan ve editörlüğünü Prof. Dr. Soner Gündüzöz’ün yaptığı “Gençlerle Hayata Dair” isimli kitap, gençlerin Kur’an ayetlerini ve Allah’ın resûlünün sözlerini, kendilerine nasıl referans alacaklarının rotasını çiziyor. Gençliğin, Allah’ın varlığını kavramasının ardından, iman esaslarına sımsıkı sarılmasının gerekliliği anlatılıyor. Kitapta faydalı insan olmanın düsturları anlatılırken, Evlilik ve eş seçimi, kadına saygı göstermek, anne ve baba hakkı, vatan millet sevgisi ve dinî şiarlar, bitkilerle ve insanlarla dostluk kurmak, hakikati aramak, gerçek temizlik ve sağlıklı beslenme, şeytandan ve onun hilelerinden kaçınma ve cennetin kapısından geçme gibi konularda son derece önemli ipuçları veriliyor… Gençlerin bu kitabı okumasında büyük yarar var.

Ahlâkî Erdemler

HER biri son derece değerli ve dini konulara vakıf ilim insanları tarafından kaleme alınan onlarca konunun editörlüğünü yapan Prof. Dr. Muhammed Şevki Aydın bey, İslâmi Ahlâkın çerçevesini çizivermiş bize.. Allah ondan ve bu kitaba emeği geçenlerden razı olsun.

Diyanet Yayınlarından çıkan bu kitapta Ahlâki Erdemlerin sadece bizim ilmihal bilgileriyle duyduklarımız olmadığını öğrendim. Peki nedir bunlar…

Temiz Kalplilik… İyi Niyetlilik… Akıllılık… Vicdanlılık… Doğruluk…

Dürüstlük…Hakkaniyet… Adalet… Cömertlik… Sevgi, saygı…

Cesaret ve mertlik… Temizlik ve dengelilik… Özgürlük ve hoşgörü...

Alçak gönüllülük… Ağırbaşlılık… Barışseverlilik… Arabulucuk…

Yumuşak huyluluk… İstişare ve kararlılık… Kanaatkârlılık…

Vefakârlık… Bilgelik… Nezaket ve zerafet… Mutluluk ve Şükür…

Bu eseri okurken, Ahlaki ufkunuz eminim ki biraz daha genişleyecek ve muhataplarınıza bakış açınız İslamî zaviye olarak daha da netleşecek…

İstiklâl ve İstikbâl

EYÜP Otman tarafından seslendirilen şiirlerin seslendirildiği “İstiklâl ve İstikbâl Seslenişi” isimli CD, CNT Müzik Yapım tarafından piyasada satılıyor… Benim hoşuma gitti… 11 şiirden oluşan albümde 15 Temmuz hain kalkışması son derece dokunaklı dizelerle anlatılıyor.

“Unutmadık unutturmayacağız.

Bu alçaklar önünde dimdik duracağız.”

Şair Eyüp Otman beyin şiirleri farklı isimlerde farklı isimlerin okuduğu başka albümleri de var. Ben, bu CD’yi alın dinlemenizi isterim özellikle…