Odak
Odak kelimesi kamu oyunda Yargıtay eski başsavcısı Vural Savaş’ın Refah Partisi’nin kapatılma iddianamesindeki ‘Laikliğe karşı eylemlerin odağı oldu’ cümlesiyle popüler hale geldi. Toplumsal mühendislikle dünyayı idare ettiğini düşünen çevreler kişilerin veya toplumların bir yerlere odaklanmalarını sağlayarak planlarını tıkır tıkır işletirler. Odaklandırma ameliyesi kişiyi celladına aşık etme sanatıdır bir nevi.
Türkiye atacağı her önemli adımdan önce toplumu sarsacak operasyonlara maruz kalıyor. Çok eskiye gitmemize gerek yok MİT tırları operasyonunun amacını artık öğrenmişsinizdir. Türkiye güney sınırlarında bir terör yapılanmasına müsaade etmeyeceğini yüksek sesle söylenmeye başladığında başımızı türlü işler geliyor. Kamuoyu, pahalılıktı, terördü, sağlık sistemiydi, erken emeklilikti başlıyor tartışmaya. bu arada atı alan yine Üsküdar’ı geçiyor. Başkan Erdoğan’ın yüksek sesle Fırat’ın doğusuna operasyon sinyali vermesi üzerine, Elazığ’da bir öğretim görevlisi kıskanç aşıklar tarafından öldürülüyor, ardından Adana’da bir zabıta mevkisini beğenmediği için müdürünü vuruyor. Rize’de yine il merkezine tayin isteyen bir polis emniyet müdürünü vuruyor. Çalıştığı yer ile Rize merkez arası 5 dakika mesafede, olmadı üstüne üstlük Ankara’da bir tren kazası, Makascı makası değiştirip değiştirmediğini hatırlamıyor…. Bunlarda bit yeniği var mı dersiniz tabiki var. Adam ABD Büyükelçiliğine sıkıyor, sarhoştum, Suriye’de yaptıklarına kızdım sıktım diyor. Bakıyorsunuz FETÖ bağlantılı, derdi Türkiye’yi zor durumda bırakarak ABD’ye alan açmak. Türkiye demiryolları üzerinde ajanlık yapan Brunson’u bıraktırmak. Suruç ve Ankara Gar saldırılarına bakın yapanlar/yaptıranlar yine aynı simalar. Yaptıkları ve yaptırdıkları değil bir de alçakça timsah gözyaşları ve her katliamdan sonra barış naraları çıldırtıyor adamı.
2014 yılında Peşmerge’yi Aynel Arab’a göndererek PYD’ye can simidi atışımız da yine aynen böyle bir odaklanmanın sonucuydu. Suriye’de PKK/PYD yapısı da DEAŞ yapısı da vaftiz babalığını bilderbergçilerin yaptığı ABD’nin gayrimeşru çocuklarıdır. ABD’nin gayrimeşru çocukları sadece terör örgütleri içinde bulunmuyor. Sivil toplum örgütlerinden siyaset arenasına kadar bir yelpazede boy gösteriyorlar. Selahaddin Demirtaş’ın ‘Kobani’de yaşanan katliam girişimine karşı 7’den 70’e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz’ açıklamasıyla 53 kişi canından oldu. ABD’nin gayri meşru çocuklarından biri diğerine saldırıyor, Soros’un çocukları düğmeye basıyor cambaza bak cümbüşü arasında Türkiye’nin etrafında terör devletine giden yolda parke taşları döşeniyor.
Bu çığırtkanlardan biri de Kemal Kılıçdaroğlu. CHP’yi milli çizgiden çıkartarak Soros’un emrine amade eden Kılıçdaroğlu aslında CHP’nin genlerinde olan bir alışkanlığı tekrar ediyor. 1975’de Çeşme’de katıldığı bilderberg toplantısından sonra kendisine başbakanlığın yolu açılan Bülent Ecevit gibi. İsmail Cem, Hikmet Çetin, Kemal Derviş, Selin Sayek Böke gibi Kılıçdaroğlu’da bal gibi de bir Soros çocuğu. TESEV’in 183 numaralı kurucu üyesi olduğunu önce inkar etmeye çalışmış belgeyi ortaya koyan gazeteciyi partisinden milletvekili yaparak bu konunun dillendirilmesinin önüne geçmişti. Geçtiğimiz hafta gittiği Almanya’da Sevim Taşdelen ve Helin Evrim ile görüşüyor fotoğraf çektiriyor. Millet konuyu farklı yerlere odaklamak istiyor. Konu gayet açık. TESEV Soros tarafından finanse ediliyor. Friedrich Ebert Vakfı da Soros tarafından finanse ediliyor. İki kardeş kuruluşun, iki kardeş siyasetçisinin Soros karşıtlarına karşı işbirliği yapmasından, görüşmesinden daha doğal ne olabilir. Bir not daha eklersek DEAŞ ile mücadele küresel koalisyon özel temsilcisi John Allen de sıkı bir bilderbergçi ve Soros çocuğu. Malum önümüzde seçimler var, o zamana kadar Türkiye karıştırılırsa veya iç meseleleriyle uğraştırılırsa Kuzey Suriye’ye operasyon ertelenebilir, eskaza seçimlerde Cumhur ittifakı kaybedecek olursa işlem tamam. O yüzden sarı yelekler internetten satış rekorları kırdı. O yüzden Kılıçdaroğlu işçileri sokağa çağırıyor.
Son söz, Irak’ta milyonlarca, Suriye, Yemen, Libya’da yüzbinlerce insanı PKK gibi, FETÖ gibi, DEAŞ gibi gayrimeşru çocuklarına katlettiren yetmiyormuş gibi binlerce sivili uçaklarıyla vuran ABD terörün odağı olmuştur. Irakta devletleştirmek istediği yapıyı Suriye’ye de taşıyarak Türkiye ile İslam çoğrafyası arasına set çekme ameliyesini Türkiye’nin önlemesine mani olmak için CHP gibi HDP gibi barış bildirgecileri gibi çığırtkanları devreye sokacaktır. Bugün insanlık Soros çocuklarının oluşturduğu sahte gündemler yerine Suriye’de mülteci durumuna düşürülen milyonlarca insanın vatanlarına dönmeleri için neler yapılabilir konusunu konuşmak zorunda. ABD’nin Irak’ta yaptığı gibi Suriye’de de milyonlarca mültecinin evlerini, barklarını, topraklarını DEAŞ ile mücadele mavalıyla terör örgütüne hediye etme planına vicdanlı bütün insanlar karşı çıkmak zorunda. Irak’ta ABD terör gruplarını meşrulaştırarak Cumhurbaşkanılığı ve Yöresel yönetim vermesi yetti mi. Şimdi de Kerkük ve Musul’u nasıl boşaltırızın hesaplarını yapıyorlar. Türkiye bu bölgede yaşayacaksa, Mahmuru da Sincarı da, Münbiç’i de bütün sınır boylarını ABD kamuflajlı terörden arındırarak bu toprakları gerçek sahiplerine teslim etmek zorunda. Bize gösterilen yere değil gerçeğe tamamen gerçeğe odaklanmalıyız vesselam…. Gerisi günlük siyaset.