Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.28
Gram Altın
2924.60
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
09 Ağustos 2020

O Zaman İn Aşağı Serdar Abi!..

Çocuk işte, hayal dünyası sınır mı tanır…

Almanya’dan akrabamız Hüseyin Bey’in oğlu Ali, şirin gözlüğü, sapsarı saçları, yaşına göre çok iri cüssesi ile dikkatleri hemen üzerinde toplayan “cici bici” bir çocuktu.

Kafası çok farklı işlerdi; 5 yaşındaki çocuğun kendisine bakan doktora, boynundaki ‘steteskop’u işaret ederek, “Amca, bunu kaça satarsın!” diye sorması biraz garip değil mi, ya da “Örümcekler iplerini nereden satın alıyor Serdar Abi?” diye sorması…

Böyle “ilginç” halleri vardı.

Yine bir gün, Merhum Anneannesi’nin yanındayken, mısırcıya “Amca kaç para?” demiş Ali.

Mısırcı da, o günün parası işte; “25 kuruş” diye cevap vermiş.

Anneannenin 25 kuruş verdiği mısırcı, karşılığında bir adet mısırı uzatınca, bizim Ali kızgın kızgın şunu söylemiş:

“Amca, ben mısır istemedim, mısır arabası kaç para, içindeki mısırlarla birlikte!”

*

O günün akşamı akrabalar toplanmışız.

“Şirin” Ali ortamızda, “mısır arabası” üzerine geyik yapıyoruz.

Ben soruyorum Ali’ye:

“O arabayı içindeki mısırlarla birlikte satın alsaydın ne yapacaktın?”

Gözlüklerinin içinde fırıl fırıl dönen gözlerini havaya dikerek “Ne mi yapacaktım?” diyor…

Beş, altı saniye sessizlikten sonra, hayallerini aktarmaya başlıyor:

-O mısır arabasının içindeki mısırların hepsini satacaktım.

-Sonra?

-Bir araba mısır daha alacaktım, onları da satacaktım?

-Sonra?

-Bir araba mısır…

-Tamam anladık, diyelim ki sattın, sattın, sattın ve çok paran oldu…

-O parayla minibüs satın alacaktım!

-Sonra?

-Aksaray- Bakırköy, Aksaray -Bakırköy gidip gelecektim.

-Minibüsü kim kullanacak?

-Ben!..

-Peki ya ben, ben ne yapacağım orada?

-Sen mi Serdar Abi, sen “Aksaray, Aksaray, Aksaray” diye bağıracaksın.

-Muavinlik yani…

-Muavinlik ama paraları sen toplamayacaksın. Sen bağıracan sadece, paraları dayım toplayacak!..

-Peki Anneannen ne yapacak?..

-O yaşlı, yanımdaki koltukta oturacak, O’nu gezdirecem.

-Teyzen ne yapacak? (İri yarı bir hanım teyzesi)

-Teyzem mi? Eeeeeem, o da, o da… Minibüs bozulunca tamirciye kadar itecek!..

-Peki, Hasan Abin ne yapacak? (Hasan Abi de elektrik tesisatı döşeyen bir işçi)

-O da minibüsün ışıkları bozulunca tamir edecek!..

-Tamam Ali, bak; Sen varsın, şoför, ben varım Aksaray AksarayAksaray deyici, dayın var para toplayıcı, teyzen var itici, abin var elektrikçi… Bu kadar kişiyi minibüse alırsan, ayakta yolcu almak da yasak, para kazanamazsın ki… Yolculara yer kalmıyor neredeyse!..

*

O an aklımdan hiç gitmez:

Ali, söylediklerime hak verdiğini belirtir şekilde başını salladı…

Gözlerini yine havaya dikti…

Düşünmeye başladı…

Epeyce düşündükten sonra…

“Serdar Abi” dedi…

“Doğru söylüyorsun! O zaman yolcuya yer kalmıyor ben de para kazanamıyorum!”

-Evet Ali?

-O zaman Serdar Abiiii…

-Evet Ali?

-Kusura bakma ama…

-Evet?..

-Sen ineceksin aşağı!..

*

Haydaaaa!..

Gördün mü bak, yanlışı, hatayı, tuhaflığı işaret edenin başına patladı kabak!..

Ne biçim dünya bu değil mi Ali?..

Doğru söyleyeni değil dokuz köyden, minibüsten bile kovarlar be Ali!..

Sen o günlerde bunu “çocuk saflığı” ile dedin ama…

Bu hayatın bire bir gerçeği!..

Söylemeseydim gerçeği, minibüs zarar edecekti ama…

Ben minibüste olacaktım, öyle değil mi Ali!..