Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

06 Ekim 2022

O iş kanunla olmaz, Anayasa Hükmü ile olur! Madem öyle gel böyle!

Ve…

Sayın Cumhurbaşkanı, “Madem öyle gel böyle!” demiş oldu!

Başörtüsü özgürlüğünün her yerde ve her zaman teminat altına alınması için gerekli olan “Anayasa Düzenlemesi’ni Derhal Hazırlayın!”tâlimatını verdiğini açıkladı.

Bu iş Kanun maddesiyle olmaz, Anayasa hükmü ile olur!

Bir de, “Anadolu Ailesi”ne destek niteliğinde düzenlemeye işaret etti Sayın Cumhurbaşkanı…

Aynı paket içinde bir önemli adım daha.

Kılıçdaroğlu’na o aklı veren “kurnaz seçim taktiği uygulatmak” isterken bir hayra vesile oldu yani!..

Şer gibi görünendeki hayır!..

Neye niyet neye kısmet…

Tâkip ettiniz;

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Başörtüsünü kanuni teminat altına almak için teklif vereceklerini” söyleyince, içinde başörtüsünün geçtiği "net"bir metin beklentisi oluştu ama…

Ortaya son derece muğlak, hukuktan uzak bir metin çıktı.

(Muğlak dedik ya, kulakları çınlasın, bayılır muğlak kelimesine Sayın Abdullah Gül… Malûm,bir vakitlerin çatı aday adayı!)

Tuhaf bir metin evet, “Kamuda çalışan kadınlar yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamazlar”mış!..

(Özel sektörde çalışanlar zorlamaya tabitutulabilir anlamına mı geliyor bu, geçelim!)

Çok tuhaf evet; kıyafet giymek ya da giymemek ne demek?

Üniformanın şart koşulmadığı mesleklere mensup olanlar hiçbir şey giymeseler de, işe “mayo-bikini” ile gitseler de olur mu yani?

İşe mayo ile bikini ile gidilemeyeceğini söyleyen biri “temel hak ve özgürlükleri ihlal etmiş mi olur?”

Olmaz mı yoksa…

Bilemedik ki…

Genel ahlâk kuralları mı esas alınacak, ne esas alınacak….

Metinden bir şey anlamadık ki…

Sonra…

“Temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde?” ne demek?

Temel hak ve özgürlüklerin hangi durumda ihlal edilip hangi durumda ihlal edilmediğine kim karar verecek?

Kocaman bir yorum alanı.

Başörtüsünü mesele haline getirenler hep “yorumlara” yaslanmadı mı?

“Yasak yok ama, yorum var!” demediler mi?

Metinde başörtüsünün temel hak ve özgürlükler arasında yer aldığına dair bir husus var mı?

Yok.

Kılıçdaroğlu bir vakitler, başörtüsünü (türban diyordu o vakitler) temel hak ve özgürlükler arasında görmüyordu, bunu açıkça söylüyordu.

“Her yerin bir kuralı var” diyerek, “başörtüsü ısrarının” kuralları hiçe saymak anlamına geldiğini öne sürüyordu.

“Yorum”u böyleydi.

Neyse…

Tuhaf bir düzenleme, hukukçular da ne kanun yapma tekniğine ne de hukuka uygun olduğunu söylüyorlar.

Muğlak mı muğlak, Sayın Gül’ün başka bir mevzu için dediği gibi!..

Bir de, düzgün bir metin hazırlansa bile…

Kanunla olmaz ki bu işler!..

Kanun dediğin “anında” ortadan kaldırılır.

Fiilen çözülmüş bir meseleyi çözümsüz hale getirmenin yolunu açmak…

Sanki bir tuzak!..

Sayın Kılıçdaroğlu, -aklı verenlerin akıllarına uyup- Cumhurbaşkanı’nın zeminini aşındıracağım derken kendi kalesine gol atmış oldu

Zira, yakın geçmişini çok iyi bilen milyonlar gülüp geçti bu hamlesine, “radikal destekçileri” ise bozuldu.

Tam mânâsıyla…

Dimyat, pirinç, bulgur hikâyesi!

Basit hesap; Ak Parti ve MHP bu teklifi reddedecekti ve bunlar da “Gördünüz mü bak!” deyip puan kasacaktı!

Olmadı.

Sayın Erdoğan, “Madem öyle gel böyle!” tavrıyla…

2008 Anayasa Düzenlemesi’ni hatırlattı.

Diyor ki orada;

“Kanunda açıkça yazılı olmayan bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.”

Bu düzenlemeyi Meclis’ten geçiren milletvekillerini hedefe yerleştirmişti CHP zihniyeti.

Ve malûm,

Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu CHP’liler Anayasa Mahkemesi’ne iptal davası açmıştı.

Davayı açanlar, düzenlemenin çağdaşlığa, laikliğe vesaire aykırı olduğunu iddia etmişlerdi.

Hem de Atatürk’ün hatırasını öne sürerek yapmışlardı bunu!..

Anayasa Mahkemesi de, düzenlemeyi “laiklik, kamu düzeni, başkalarının haklarını ihlal, kamu düzeninin bozulması,siyasal simge” gibi bildik “kalıplara” yaslanarak iptal etmişti.

Şimdi…

İşte size fırsat!

Sayın Cumhurbaşkanı dünkü Grup Toplantısı’nda, geniş kapsamlı ve gücünü Anayasa Hükmü’nden alacak bir düzenleme için talimat verdiğini açıkladı.

Madem öyle gel böyle; bu iş kanunla olmaz, Anayasa ile olur!..

Öğrencilerin başörtülülerine bile karşı çıkıyordunuz, şimdi gelin"herkes için" Anayasal Teminat'a destek verin.

Teminatsa böyle teminat!..

Sayın Kılıçdaroğlu şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın teklifine “şartlı” destek verir durumda.

“Bir kurnazlık yapmıyorsa” diyor “şart”ını ortaya koyarken…

Benden naçizane tavsiye;

Kendisine bu aklı kim verdiyse, onunla bir güzel konuşsun.

Merhum Kemal Sunal’ın bir filminde, kendisine sürekli olarak “akıl” veren biri yüzünden başı sıkıntıdan kurtulmayan bir “oyuncu” vardı, bilirsiniz.

Nedense aklıma o “oyuncu” geldi olan biteni izlerken…

Her neyse, olanda hayır vardır.

Bir “garip” kanun teklifi, “başörtüsüne Anayasa Hükmü Teminatı”na vesile oldu!..

Üstelik,

Bir de “Anadolu Ailesi”ni koruyup kollayacak yeni düzenlemeyi de hızlandırmış oldu.

*

“Bunlar kanuna garanti karşı çıkar” derken…

“Anayasa Hükmü”yle karşı karşıya kalmak…

Neye niyet neye kısmet!..

*

Neyse…

Başörtüsü tartışması bir daha geri gelmemek üzere çıksın da gündemimizden…

*

Bir de,“Süresiz Nafaka” denilen yanlış uygulamaya “son veriliyormuş” bu vesileyle..

Tam süper olur!