O iş kanunla olmaz, Anayasa Hükmü ile olur! Madem öyle gel böyle!
Ve…
Sayın
Cumhurbaşkanı, “Madem öyle gel böyle!” demiş oldu!
Başörtüsü
özgürlüğünün her yerde ve her zaman teminat altına alınması için gerekli olan “Anayasa Düzenlemesi’ni Derhal Hazırlayın!”tâlimatını
verdiğini açıkladı.
Bu
iş Kanun maddesiyle olmaz, Anayasa hükmü
ile olur!
Bir
de, “Anadolu Ailesi”ne destek niteliğinde düzenlemeye işaret etti Sayın
Cumhurbaşkanı…
Aynı
paket içinde bir önemli adım daha.
Kılıçdaroğlu’na
o aklı veren “kurnaz seçim taktiği
uygulatmak” isterken bir hayra vesile oldu yani!..
Şer
gibi görünendeki hayır!..
Neye
niyet neye kısmet…
Tâkip
ettiniz;
CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Başörtüsünü
kanuni teminat altına almak için teklif vereceklerini” söyleyince, içinde
başörtüsünün geçtiği "net"bir
metin beklentisi oluştu ama…
Ortaya
son derece muğlak, hukuktan uzak bir metin çıktı.
(Muğlak dedik ya, kulakları
çınlasın, bayılır muğlak kelimesine Sayın Abdullah Gül… Malûm,bir vakitlerin
çatı aday adayı!)
Tuhaf
bir metin evet, “Kamuda çalışan kadınlar yürüttükleri
mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında
kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek
biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamazlar”mış!..
(Özel sektörde çalışanlar zorlamaya tabitutulabilir
anlamına mı geliyor bu, geçelim!)
Çok tuhaf evet; kıyafet giymek ya da giymemek ne
demek?
Üniformanın şart koşulmadığı mesleklere mensup
olanlar hiçbir şey giymeseler de, işe “mayo-bikini”
ile gitseler de olur mu yani?
İşe mayo ile bikini ile gidilemeyeceğini söyleyen
biri “temel hak ve özgürlükleri ihlal
etmiş mi olur?”
Olmaz mı yoksa…
Bilemedik ki…
Genel ahlâk kuralları mı esas alınacak, ne esas
alınacak….
Metinden bir şey anlamadık ki…
Sonra…
“Temel
hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde?” ne demek?
Temel hak ve özgürlüklerin hangi durumda ihlal
edilip hangi durumda ihlal edilmediğine kim karar verecek?
Kocaman bir yorum alanı.
Başörtüsünü mesele haline getirenler hep “yorumlara” yaslanmadı mı?
“Yasak
yok ama, yorum var!” demediler
mi?
Metinde başörtüsünün
temel hak ve özgürlükler arasında yer aldığına dair bir husus var mı?
Yok.
Kılıçdaroğlu bir vakitler, başörtüsünü (türban
diyordu o vakitler) temel hak ve özgürlükler arasında görmüyordu, bunu açıkça
söylüyordu.
“Her
yerin bir kuralı var” diyerek,
“başörtüsü ısrarının” kuralları hiçe
saymak anlamına geldiğini öne sürüyordu.
“Yorum”u böyleydi.
Neyse…
Tuhaf bir düzenleme, hukukçular da ne kanun yapma
tekniğine ne de hukuka uygun olduğunu söylüyorlar.
Muğlak mı muğlak, Sayın Gül’ün başka bir mevzu için dediği gibi!..
Bir de, düzgün bir metin hazırlansa bile…
Kanunla olmaz ki bu işler!..
Kanun dediğin “anında” ortadan kaldırılır.
Fiilen çözülmüş bir meseleyi çözümsüz hale
getirmenin yolunu açmak…
Sanki bir tuzak!..
Sayın Kılıçdaroğlu, -aklı
verenlerin akıllarına uyup-
Cumhurbaşkanı’nın zeminini aşındıracağım derken kendi kalesine gol atmış
oldu
Zira, yakın geçmişini çok iyi bilen milyonlar
gülüp geçti bu hamlesine, “radikal destekçileri”
ise bozuldu.
Tam mânâsıyla…
Dimyat,
pirinç, bulgur hikâyesi!
Basit hesap; Ak Parti ve MHP bu teklifi
reddedecekti ve bunlar da “Gördünüz mü
bak!” deyip puan kasacaktı!
Olmadı.
Sayın Erdoğan, “Madem öyle gel böyle!” tavrıyla…
2008
Anayasa Düzenlemesi’ni
hatırlattı.
Diyor ki orada;
“Kanunda
açıkça yazılı olmayan bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan
mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.”
Bu düzenlemeyi Meclis’ten geçiren
milletvekillerini hedefe yerleştirmişti CHP zihniyeti.
Ve malûm,
Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu CHP’liler Anayasa Mahkemesi’ne iptal
davası açmıştı.
Davayı açanlar, düzenlemenin çağdaşlığa, laikliğe
vesaire aykırı olduğunu iddia etmişlerdi.
Hem de Atatürk’ün hatırasını öne sürerek
yapmışlardı bunu!..
Anayasa Mahkemesi de, düzenlemeyi “laiklik, kamu düzeni, başkalarının haklarını ihlal, kamu düzeninin
bozulması,siyasal simge” gibi bildik “kalıplara”
yaslanarak iptal etmişti.
Şimdi…
İşte size fırsat!
Sayın Cumhurbaşkanı dünkü Grup Toplantısı’nda,
geniş kapsamlı ve gücünü Anayasa
Hükmü’nden alacak bir düzenleme için talimat verdiğini açıkladı.
Madem öyle gel böyle; bu iş kanunla olmaz, Anayasa ile olur!..
Öğrencilerin başörtülülerine bile karşı
çıkıyordunuz, şimdi gelin"herkes için" Anayasal Teminat'a destek
verin.
Teminatsa böyle teminat!..
Sayın Kılıçdaroğlu şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın
teklifine “şartlı” destek verir durumda.
“Bir kurnazlık yapmıyorsa” diyor “şart”ını ortaya
koyarken…
Benden naçizane tavsiye;
Kendisine bu aklı kim verdiyse, onunla bir güzel
konuşsun.
Merhum Kemal
Sunal’ın bir filminde, kendisine sürekli olarak “akıl” veren biri yüzünden başı sıkıntıdan
kurtulmayan bir “oyuncu” vardı, bilirsiniz.
Nedense aklıma o “oyuncu” geldi olan biteni izlerken…
Her neyse, olanda hayır vardır.
Bir “garip” kanun teklifi, “başörtüsüne Anayasa Hükmü
Teminatı”na vesile oldu!..
Üstelik,
Bir de “Anadolu
Ailesi”ni koruyup kollayacak yeni düzenlemeyi de hızlandırmış oldu.
*
“Bunlar
kanuna garanti karşı çıkar” derken…
“Anayasa
Hükmü”yle karşı karşıya
kalmak…
Neye niyet neye kısmet!..
*
Neyse…
Başörtüsü tartışması bir daha geri gelmemek üzere
çıksın da gündemimizden…
*
Bir de,“Süresiz
Nafaka” denilen yanlış uygulamaya “son
veriliyormuş” bu vesileyle..
Tam süper olur!