'O devir geride kaldı!'
Ak
Parti Genel Başkanvekili Sayın Numan
Kurtulmuş, geçtiğimiz günlerde çok ilginç bir “mesaj” verdi:
"Erdoğan'ın
resminin arkasına sığınarak siyaset yapma devri geride kalmıştır.”
Gündemin karmaşası arasında bazı gözlerden kaçmış
olabilir ama üzerinde durulmayı hak eden bir ‘mesaj’ bu.
Sayın Numan
Kurtulmuş, önümüzdeki süreçte “çok
şeylerin değişeceği” sinyalini vermiş oluyor böylece.
Demek ki, bugüne kadar, hatırı sayılır sayıdaki
ve mevkilerdeki birileri böyle yapıyordu.
“Bundan sonra böyle olmayacak.” mesajı,
hem de Ak Parti Genel Başkanvekili tarafından verildiğine göre…
Durumlar
bugüne kadar böyleydi!..
Yani…
Bugüne kadarki eleştirilerimiz gayet
yerindeydi!..
*
Evet…
Sayın Numan
Kurtulmuş, önümüzdeki süreçte “çok şeylerin
değişeceği” sinyalini vermiş oluyor böylece.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın kapsamlı ve aşağı
yukarı her yeri etkiyecek bir “değişimin”
hazırlıkları içinde olduğu yönündeki “duyumlar”
ulaşıyordu bize.
Vatandaşın beklentisi malûm;
“Hesabî
değil, hasbî isimler.”
“Vatandaşa tepeden bakan değil, vatandaşın
yanında olan isimler.”
“Çarşıda, pazarda görülen..
Vatandaşla birlikte nefes alan, vatandaşla
birlikte çile çeken, vatandaş gibi yaşayan isimler.”
“Dostça
destek vermesini de, dostça ikaz etmesini de bilen isimler…”
“Bagajlarındaki
yüklerle gelmeyen isimler.”
Hadi bakalım.
Hayırlısı.
*
Önümüzdeki süreçte neler değişecek?
Allah ömür verirse izleriz..
Gördüklerimizi
yazar ve söyleriz.
Her güzel işe destek verme, gördüğümüz
yanlışlıklara da lisan-ı münasiple dikkat çekme gayretini devam ettiririz.
Bunları söylemek ve yazmak vazifemiz.
Malûm, biz 81 milyon…
Aynı gemideyiz.
SOKAKTAKİ VATANDAŞIN SESİ
Bir
sitem geldi:
“Serdar Ağabey, sen yapma bari!
Allah aşkına, vatandaşın sıkıntılarına ilgisiz kalma! Sesimizi duyur!”
Vatandaş
haklı!..
Mesajı
gördüğümüz an, “Bu da olmaz! Sokaktaki
insanımızın dertlerini gündeme taşımaya çalışan bir adama çatmak haksızlık!” diye
tepki gösterdik ama…
Vatandaşımız
sonuçta haklıdır.
“Az buluyorsa” haklıdır!
*
Böyle
bir durum var mı, yok mu, kıymetli okuyucularım?
İşte,
sizler aile büyüklerisiniz, aile küçüklerisiniz…
Bu
memleketin has evlâtlarısınız.
“Yaşantınızın merkezindeki
konuların gündem dışında kaldığından ya da gündem dışına itildiğinden” şikâyet etmiyor musunuz?
İşte;
Sayın
Erdoğan’ın, “Fırsatçılara göz
açtırmayacağız! Fırsatçılık yapan bedelini en ağır şekilde öder!” muhtevalı
sözlerine büyük ilgi gösterdiniz…
“Hah, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan bu işe el atacak. Onun el atmadığı konularda sonuç alınamıyor zaten!” dediniz.
Bu
olumlu bir gelişme.
Demek
ki, vatandaşın sesi Sayın Cumhurbaşkanı’na ulaşıyor.
Sokaktaki
vatandaşın sıkıntılarını ısrarla dile getirmeye çalışması sayesinde, konu Külliye’nin
gündemine geldi.
Sayın
Cumhurbaşkanı’nın “fırsatçılara göz
açtırmayacağız” mesajını vermesinin ardından, elbette “farklı şeyler” söyleyenler de oldu.
Bu da
güzeldir.
Tartışılsın
da, sokaktaki vatandaşın dertleri tartışılsın.
Hakarete,
iftiraya, terör destekçiliğiyle alâkası olmayan her türlü eleştiri de lütfen dikkate alınsın.
Tamam…
Nice
destek aldığı halde, “Tek kuruş almadım,
batıyorum” diyen yalancıları konuşturan kanallara itibar edilmesin.
“Kayak
keyfi” yapmak için, “küçük servetleri”
savuran zümrenin, “Millet aç kardeşim aç!” paylaşımlarına
itibar edilmesin.
Boğazda
viskilerini yudumlayanların tepkilerine gülünsün ve geçilsin.
Amma
velâkin…
Derdine
derman bulabilmek için dil döken sokaktaki vatandaşın sesine de kulak verilsin.
“Sokaktaki vatandaşlardan biri olarak”
söylüyorum bunları.
Söylemek
ve yazmak vazifemiz.
Malûm, biz 81 milyon…
Aynı gemideyiz.
“Fırsatçılar, üç kâğıtçılar”
Bu
memlekette, öyle, bazı medya organlarının iddia ettiği kadar çok “üç kâğıtçı” yoktur.
Lâkin,
bir üç kâğıtçı bütün mahalleye zarar verir!..
Mesele…
At izi ile it izinin
ayrılmasıdır.
Güzel
esnafımıza her türlü katkının verilmesi ve fırsatçılık yapanların en ağır
şekilde cezalandırılmasıdır.
Bazıları,
esnafımızı genellemelerle suçlayan dilden uzaklaşmalıdır.
Esnaf
olmak kolay değildir, hele hele dükkânı açık tutmak hiç kolay değildir.
Esnaf
risk alandır, vergi ödeyendir, istihdam edendir.
Ödemeleri
yapamadığı takdirde batacak olan…
Sadece
elini değil, başını da taşın altına koymuş olan vatan evlâdıdır.
Onun
için aman medyadaki “dil”e dikkat!..
*
Vatandaşın
her kesiminden yükselen talepler var.
Eleştiriler
de var.
Bu
talepler ve eleştirileri gündeme getirenlerin içinde de, art niyetli olanlar
var, düzgün niyetli olanlar var.
Elbette
var.
Yapılması
gereken…
Niyet okuyuculuğuna girişmektense, problemlere ve
çözüm yollarına odaklanmak…
Çözümü
zaman alabilecek konularda, gerekli açıklamaları yapmak…
Vatandaşa
gerekçeleri ayrıntılı olarak anlatmak, bu gerekçelendirmelere yönelik eleştiri
ve itirazları da dikkate alarak “süreci”
devam ettirmektir.
Özellikle
sosyal medyada yuvalanmış bazı tiplerin, eleştiri ve teklif sahiplerinin
tamamını hedef almak suretiyle, vatandaşın tepkisini arttırmaya çalıştıklarını
görüyoruz.
Bunlar
yıpratıcı tavırlardır ve böyle yapanlara karşı çok dikkatli olunmalıdır.
Bir de…
Dedik
ya, toplumun “kıymet üreten”
kesimleri “genel” ifadelerle
rahatsız edilmemelidir.
Bunları
söylemek ve yazmak vazifemiz.
Malûm, biz, 81 milyon…
Aynı gemideyiz.