Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
35.97
Gram Altın
3011.12
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Ağustos 2021

Nurlu ırmaklar

Sevecen bir eş, fedakâr bir baba, öpüp koklayan bir dede, iyiliksever bir komşu, sıla-ı rahime özen gösteren bir akraba, cömert bir dost, güler yüzlü, sözü özlü bir eğitimci ve ahlâkını Allah Zülcelal’in “Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir” diye bize örnek gösterilen sevgili peygamberimizin dost ve arkadaşları (sahabiler), bizim için de çok değerli zatlardır.

Resûlullah (sav), ashabına “Orduya yardım ediniz!” dediğinde, bütün servetini alıp getiren ve peygamberimizin “Çocuklarına ne bıraktın?” sorusuna; “Allah’ı ve Resûlünü bıraktım ya Resûllullah!” cevabını veren; elindeki bütün mal varlığını İslâm'ın yücelmesi ve yükselmesi uğrunda sarf etmiş, kibrin ayaklarının altında kaldırım taşı gibi kaldığı, kul olmanın ağırlığını hayatının sonuna kadar vicdanında duymuş, duydukça inlemiş, gerek sabahlara kadar namaz kılarak, gerek günlerce oruç tutarak, gerek hasta ziyaret ederek hep o kuşakta yaşamış, Peygamber Efendimizin "Göğsümdeki marifetlerin, bilgilerin hepsini onun göğsüne akıttım" dediği Hz. Ebûbekir

Devlet reisi olduğu halde, içi su dolu bir tulumu sırtına yüklenerek halk içinde dolaşan ve oğlunun “Babacığım, niçin böyle yapıyorsun?” sorusuna “Oğlum! Nefsimi biraz beğenir gibi oldum. Onu zelil etmek, gururumu kırmak istiyorum” diyen, yeni bir beldenin fethinden sonra hüngür hüngür ağlarken sebebi sorulduğunda “Fırat’ın kenarında bir kuzuyu bir kurt kapsa, kuzunun hesabını Allah, Ömer’den sorar; ben nasıl ağlamayayım!” diye cevap veren, adaleti, cesareti ve devlet yönetimindeki üstün başarısıyla meşhur, cennetle müjdelenen on kişiden biri olan, "emîrü’l-mü’minîn" ve hak ile batılı birbirinden ayırdığı için "Faruk" lakaplı Hz. Ömer…

Müslümanlar arasında açlığın ve kıtlığın hüküm sürdüğü bir zamanda Şam’dan kendisine ait zeytinyağı, üzüm ve buğday yüklü olarak gelen yüz deveyi yükleriyle beraber yoksullara tasadduk eden, Allah Teâlâ’nın peygamberlerinden Zekeriya ve Yahya’ya (as) verdiği şehîd olma şerefini; peygamberi Îsâ b. Meryem’e (as) verdiği zühd ve hicret şerefini; peygamberi İbrâhîm’e (as) verdiği cömertlik faziletini; peygamberi Nûh’a (as) verdiği ihtiyarlık nimetini ve Hz. Âdem ve Hz. Muhammed’e (sav) verdiği haya üstünlüğünü birlikte verdiği, “zi’n-nûreyn” (iki nur sahibi) lakaplı Hz. Osman…

Cebinde bulunan 4 dirhem servetin 1 dirhemini gizlice, 1 dirhemini açıkça, 1 dirhemini gece ve kalan 1 dirhemini de gündüz kimsesizlere sadaka olarak veren ve Allah Resulünün “Neden böyle yaptın?” sualine “Belki Allah bunların birini olsun kabul eder düşüncesiyle yaptım” diyen; Allah'ın razı olduğu kişi manasına “Murteza”, katılmış olduğu bütün savaşlarda göstermiş olduğu şecaat ve cesaretinden dolayı “Haydar, öfkesinde nefsine hâkim, sözünde sadık, hükmünde adil Hz. Ali…

Nur neslini yürüten iki kolbaşından ilki, beraberinde sürü sürü deve ve at varken yirmi beş kere Kabe’yi yaya olarak ziyaret eden ve kendisine “Bu kadar uzun mesafeyi bineksiz aşmaya niçin katlanıyorsun?” soranlara “Başka türlü Allah’ın huzuruna durmaktan hayâ ederim” diye karşılık veren Hz. Hasan…

Adını Cebrail’in verdiği, cennet gençlerinin efendilerinden, tarihin en büyük şehidi Hz. Hüseyin…

Dünyada iken cennetle müjdelenen, Peygamber Efendimizin “Cennette benim komşularım” dediği Talha b. Ubeydullah…

“Her nebinin bir veziri, yardımcısı, dostu vardır. Benimki de Zübeyr’dir” dediği Zübeyr b. Avvam…

“Gökte ve yerde emindir.” “İkramla cennete girer” dediği Abdurrahman b. Afv…

“Allah’ım, duasını kabul et!” diye dua ettiği Saad b. Ebi Vakkas…

Bedir’den başka bütün gazalara katılan ve ok darbesiyle gözü kör olmuş Said b. Zeyd…

Uhud’da Allah Resûlünün mübarek yanaklarına batan halkaları dişleriyle çıkaran ve bu esnada ön dişleri kırılan; “Her ümmetin bir emini vardır, bizim eminimiz de Ebu Ubeyde’dir” dediği Ebu Ubeyde b. Cerrah…

Sevgili Peygamberimizin “Allah benim sahabilerimi, resullerden ve nebilerden sonra, insan ve cin, bütün ümmetlere üstün kılmıştır” buyurduğu ve dünyada iken gül yüzünü görme bahtiyarlığına nail olup ona ve getirdiklerine iman etme şerefiyle şereflenen sahabiler…

Mevla’m yollarında daim eylesin…