Nuri Pakdil’den mesaj var
Nuri Pakdil; eylemci, düşünür, şair ve söz ustası. Onun her sözü ve hareketi bir gaye içindir. Külliyatını sağlam fikriyatıyla inşâ etmiş ve döneminin gençliğine ağabeylik yapmıştır. Dergici, yayıncı ve eylem adamı…
Büyük Doğu’dan aldığı dersi hayatına aktaran ve gençliğe anlatan Nuri Pakdil, Ramazan Bayramı için gittiği memleketi Kahramanmaraş’ta düşme sonucu bir kaza yaşadı ve başarılı bir ameliyat ile sağlığına kavuştu. Şimdi hastahanede dinleniyor, taburcu olmayı bekliyor.
Üstadı, 13.06.2019 tarihinde ameliyat olduğu Ankara Şehir Hastahanesinde ziyaret ettim. Selamımı gür bir sesle aldı. Nezaketle karşılık verdi, oldukça sevindi. Yorgun olmasına rağmen konuşmaktan vazgeçmiyordu. Sohbeti çok güzeldi. Yormak istemediğimiz için ziyaretimi kısa sürede bitirmek istemiştim ama kendisi ısrarla oturmamı söyleyince, ben de fırsattan yararlanmak maksadıyla “Gençlere mesajınız var mı” diye sordum. Üstat konuştu ve ben de sesini kaydettim. Üstadın mesajını aynen aktarıyorum:
“Öncelikle bir yabancı dil öğrensinler. Yabancı bir kitabı, sözlük yardımıyla okumaya çalışmalarını yürekten diliyorum.
Üstat Necip Fazıl’ın Peygamber Efendimizin hayatını anlattığı “Çöle İnan Nur” kitabını okumalarını tavsiye ediyorum.
Türkiye’nin ünlü yazarı Sayın Nuri Pakdil’in 44 kitabını kitapçılardan alarak, Ankara’da otuyorlarsa getirip yazarına, Nuri Pakdil’e, tek tek imzalatmalarını yürekten diliyorum.
Yedi Güzel Adam’ın hayatta olan arkadaşlarımdan R. Özdenören, merhum Cahit Zarifoğlu, merhum Âkif İnan ve merhum Alaeddin Özdenören’in kitaplarını alıp okusunlar.”
Üstadın ilerleyen yaşına rağmen dimağını ve düşünce gücünü görünce hayran olmamak elde değil. Ağır bir ameliyata ve ilerleyen yaşına rağmen aksiyon adamı olduğunu bizlere gösteriyor. Hastahaneden hemen ayrılmayı istediğini söylüyor. Mesajında vurguladığı en önemli nokta ise kitaplarının alınarak kendisine imzalattırılmasıdır. Niçin böyle bir talebi vardır Nuri Pakdil’in? Kitaba daveti ne anlama geliyor? Niçin Yedi Güzel Adam’ı okumamızı yürekten tavsiye ediyor?
Nuri Pakdil, 1969 Şubat’ında çıkarmaya başladığı Edebiyat dergisiyle Yedi Güzel Adam’ı bir araya toplamıştır. Edebiyatımızın uzak kaldığı, görülmeyen, unutturulan İslam medeniyeti ve kimliğini, coğrafyasını yine Üstat Necip Fazıl’ın Büyük Doğu yolundan ilerleyerek genç kuşaklara anlatmaya başlamıştır. Edebiyat dergisinden önce Sezai Karakoç’un çıkardığı Diriliş dergisi de aynı fikri ve davayı omuzluyordu. Edebiyat dergisinin merkezi Ankara idi. Maraşlı gençler şimdi de Ankara’da bir arada idi ve yetim kalmış bir çocuğu sahiplenir gibi bir davayı sahiplenip edebiyatımızda ilk kez Kudüs’ten bahsetmeye başlamışlardır. Yedi Güzel Adam’ın ağabeyi Nuri Pakdil idi. Edebiyatta “İslamî hareket” bu şekilde başlamış oldu. Bu hareketin siyasî ve sosyal alanda da karşılık bulduğunu ve bir bilinç oluşturduğunu ifade edebiliriz. İslamcı edebiyat kavramı da böylece doğmuş oluyordu.
Nuri Pakdil’in Kudüs hassasiyeti hâlâ devam eder. “Kalbimin bir yarısı Mekke, diğer yarısı Medine; üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır.” sözünü her ortamda yineleyen Nuri Pakdil, Peygamberimize olan sonsuz bağlığını ise, “Yaşasın ezelî ve edebî önderimiz Hazreti Muhammed’e olan sarsılmaz bağlılığımız” diye konuşmalarında tekrar eder durur.
Üstat Nuri Pakdil’i ziyaretim, aslında kendimi kimliğimi, unuttuğum, rehavete kapılarak ihmal ettiğim fikriyatımı, gönül coğrafyamızı, vefayı, arkadaşlığı, dostluğu, bir şuuru, bir davayı ve yeniden doğuşu hatırlattı. Daha da doğrusu kendimi ziyaret etmiş oldum. Bu ziyaret kendimi buldurdu, uyuyan zihnimi uyandırdı. Yedi Güzel Adamı okumaya devam! Üstat Nuri Pakdil’e Allah’tan şifa diliyorum.