Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.33
Gram Altın
2918.28
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Aralık 2020

'Nüfus Plânlama Kampanyaları'ndan Bugünlere!..

“Plân/demi”nin ne zamana kadar süreceği belirsiz.

“Virüs”ü üretenlerin kendileri için uygun görmedikleriyle “bizleri” aşılayarak, “insanlığı” felâkete sürüklemek istediklerine dair kanaat gittikçe belirginleşiyor ve yaygınlaşıyor.

“Yüzde yüz yerli ve milli aşı” talebi gittikçe yüksek sesle ifade ediliyor.

Bu işlerle epeyce uğraşan Yazar Daniel Taylor, Gavi Alliance/Küresel Aşılıma Birliği’nden başlayarak meseleyi anlatmış:

“GAVI Alliance, 2000 yılında Gates Vakfı'nın yardımıyla kurulmuştur ve amacı, üçüncü dünyanın hepsini aşılamaktır.

GAVI organizasyonunun üyeleri; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yönetimleri, Bill ve Melinda Gates'in, Çocukların Aşı Programı, Uluslararası İlaç Fabrikaları Birliği(IFPMA), Rockefeller Vakfı, Dünya Bankası, Dünya Sağlık Örgütü(WHO), UNICEF.

Aralık 2000’de Sr. William H. Gates, şunları söylüyor:

Rockefeller Vakfı'ndan aldığımız ilhamla vakfımız, bir GAVI enstrümanı olan Çocuk Aşıları Global Bütçesine 750 milyon dolarlık katkıyı taahhüt ederek GAVI'yi başlatmıştır.'

Gates aynı zamanda Rockefeller ailesini de sürekli olarak övmekten geri durmuyor:

‘Öyle görünüyor ki döndüğümüz her köşede, Rockefeller ailesini görüyoruz. Hatta bazı durumlarda onların çok ama çok uzun zamandır zaten orada olduğunu fark ediyoruz.'

Rockefeller Vakfı'nın bağışladığı parayla, Dünya Sağlık Örgütü'nün geliştirmiş olduğu ‘kısırlık aşılarını’ kanıtlayan dağ gibi dokümanı düşünecek olursak, milyonlarca insana aşı sağlayan GAVI gibi küresel bir mekanizmanın varlığı, en hafif ifadesiyle endişe vericidir. Bill Gates'in yakın bir konferans sunumundaki şu sözleri çok ilginç:

'Dünya'da 6,8 milyar insan var ve bu rakam 9 milyara doğru çıkıyor. İyi bir aşılama programı ve sağlık hizmetiyle bunu %10-15 azaltabiliriz.’ (*)

*

Taylor’ın bu tespitleri bizim dünyamızın yabancısı değil.

Bizler, 28 Şubat’a giden süreçte ve sonrasında, “Nüfus Plânlaması” kılıfıyla “yedirilmeye” çalışılan “dış fonlu” kampanyalarının amaçlarını ortaya koymaya çalıştık.

“Evanjelizm’in güdümündeki” porsümüşBatı kafası, genç ve dinamik yapısıyla istikbâle yürüyen İslam Dünyası’nı “nüfus plânlaması”yla vurmak için elinden geleni ardına koymamıştı biliyorsunuz.

Türkiye’de “Malûm Sermaye Grubu”nun taşeronluk ettiği faaliyetler, “Yapabileceğin değil, bakabileceğin kadar çocuk!” kılıfıyla sunulsa da, arkasında yatan “niyeti” yıllar boyunca teşhir etmiştik.

Ailesi bağlarını, evlât sevgisini kaybeden sapkın batı hızla yaşlanıyor, devletlerin “doğumu teşvik” paketleri hiçbir işe yaramıyordu.

‘Kilise’den hızla kopan batı gençliğinin iki büyük parçasını ateizme ve İslâm’a yönelenler oluşturuyordu.

Batı, asayişten sosyal güvenlik sistemine kadar nice alanda “çöküş” belirtileri gösteriyordu.

“Beyaz Batılılar”ın çocukları hızla Müslüman oluyordu.

Genç ve dinamik nüfuslu İslam Dünyası karşısında mağlubiyet kaçınılmaz hale geliyordu.

İslam Dünyası’nda yaygınlaştırmaya çalıştıkları “nüfus plânlaması” kampanyalarının amacıyla, “İslâm”ı –hâşâ- “Terör Dini” olarak damgalama kampanyalarının amacı aynıydı:

“Dünya’nın cahiliyenin pençesinden kurtulmasını engellemek!”

Bu amacın bizde çok iyi görüldüğünü gösteren o meşhur “çağrı”yı hatırlarsınız:

“En az 3 çocuk!”

Bu bizi “bitirmek isteyenlere” karşı “direnişin” işareti olan bir slogandı.

“Kötü niyetlilerin” niyet düzelttiklerine inanmamız için ne gibi bir sebep olabilir ki?

****

ŞUURU KUŞANMAK!

Bu, pandemi, daha açıklayıcı ifadeyle “plândemi” mevzuu, kıyamete kadar devam edecek “Hak - Batıl Mücadelesi”nin çok “keskin” bir safhası…

Plândemi’nin yaygınlaştırılmasıyla, İslam Düşmanlığı’nın yaygınlaştırılmasının aynı süreçte ve “paralel” ilerleyişi, başka neye yorulabilir?..

Türkiye’nin “güçlenme” çabalarını, “Osmanlı’nın Dönüşü” olarak nitelendirmeleri ve “bunun kendileri için büyük bir tehdit olduğunu” her fırsatta söylemeleri başka neye yorulabilir?

Terör örgütlerini eş zamanlı olarak üzerimize salmaları, “muhafaza-kârından, kızılına kadar” her türlü organizasyonla sıkıştırmaya çalışmaları başka neye yorulabilir?

Efendim…

Durumlar sıkıntılı.

Yüzlerce trilyon dolara hükmeden ve devletlerin “resmi” yöneticilerinin alanlarını iyice kısıtlayan “küresel elit”i çok iyi tanımak, mücadelede başarının ilk şartı.

Buradaki mesele, bir anlamda “Dünya Beşten Büyüktür!” çıkışına kaynaklık eden “şuur”la ilgilidir.

İslâm Alemi’ni BM’de “etkisiz eleman” haline getiren zihniyet, her türlü tezgâha direnerek “iddiasını” yükseltmeye gayret eden “İslam
Dünyası”
na çok büyük operasyonlar çekmektedir.

Bunun şuurunda olmak, “Yerli Savunma Sanayii”ndeki bağımlılığımızı önemli ölçüde azaltan “Şuur”u iyice kuşanmak mecburiyetindeyiz.

Aksi takdirde, “Nüfusunuzu azaltın, mutlu mesut yaşayın!” kampanyalarını “fonlayan” zihniyetin elinde ufalanır gideriz!..

Bu yazıyı, “Her şey çok güzel olacak!” diyerek sırıtan Gates Zihniyeti’nin, Ray Kurzweil imzalı İnsanlık 2.0 adlı kitabına yansıyan şu cümlesi üzerinde “tefekkür edilmesi” istirhamıyla bitirelim:

“Bugün at ve köpek insan için neyse, bir gün insan da makine için o olacaktır!”

**

(*) Daniel Taylor, ''Vaccinate The World: Gates, Rockefeller Seek Global Population Reduction'', oldthinkernews, çev. Dr. Alp Bayraktar, yaklasansaat.com, 04/09/2010.

*

“Sadece Allah’a Kulluk Edin!”

“Basit yaşayın, rahat olun, sorunları çok düşünmeyin, az yiyin, az konuşun, kitap okuyun, çok hareket edin, çok şükredin, çok dua edin, sadakayı ihmal etmeyin, işinizi iyi yapın, kanaat edin, selâm verin, gülümseyin, kırmayın, kırılmayın, ve sadece Allah'a kulluk edin...”.

Prof.Dr. İbrahim Barut’tan “mutluluk reçetesi.”

Tavsiyelerin her biri mühim.

Elbette, en mühimi en sonda:

“Sadece Allah’a kulluk edin!.”

Bu olmazsa insan yok, insanlık yok.

Kulluk yok.

Bu olmazsa, ebedî mutluluk yok!..

Bu olmazsa, zillet var!..