Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Temmuz 2024

​Nüfus dinamiklerimiz üzerine

Sevgili okurlar, dün Ankara’da Ak Parti Genel Merkez Kadın Kolları’nın tertiplediği “Nüfus Dinamikleri: Riskler, Uluslararası Uygulamalar, Politika Önerileri Çalıştayı” na Birlik Vakfı’nı temsilen katıldım. Çalıştaya konu uzmanlarının yanı sıra gönüllü kuruluş temsilcileri de iştiraki sevindirici bir gelişme ki bu konuda Ak Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir’i tebrik ediyorum. Umarım nüfus dinamikleri üzerine çok önemli meselelerin masaya yatırıldığı çalıştayda alınan ortak kararların semeresini ileriki günlerde görürüz.

Bu vesileyle sizlerle Türkiye'nin nüfus dinamikleri üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Nüfus deyip geçmeyelim. Aslında hepimizin hayatını derinden etkileyen bir konudur. Türkiye, şu an dünyanın en kalabalık ülkeleri sıralamasında fena yerde değil. Resmi bilgilere göre sanırım 17. Sıradayız. Son yıllarda yaşanılan Suriye krizinden dolayı misafir ettiğimiz 4,5 milyonu aşkın kişiyle birlikte, toplam nüfusumuzun tahminen 90 milyonu bulduğunu söyleyenler var.

Bu büyük nüfusun ülkemize ve geleceğimize etkilerine bir göz atalım. Öncelikle genç nüfusumuzdan bahsetmek istiyorum. Avrupa Birliği ülkeleri ile kıyasladığımızda, genç nüfus oranı en yüksek ülkelerden biriyiz. Nüfusumuzun %20 si gençlerden oluşuyor. Bu, bir yandan büyük bir avantaj, bir yandan da ciddi bir sorumluluk demektir. Gençlere iyi bir eğitim ve iş imkânları sunmazsak, sosyal ve ekonomik sorunlar kaçınılmaz olur. Eğitim sistemimizi güçlendirmeli, gençlerimize yatırım yapmalıyız.

Elbette göç hareketleri de önemli bir konudur. Milyonlarca göçmen kardeşimizi ülkemizde misafir ediyoruz. Bu durum, toplumsal uyum ve entegrasyon politikalarımızı daha da önemli hale getiriyor. Göçmenlerin topluma adapte olabilmesi için dil eğitimi, mesleki eğitim ve sosyal destek programları şart. Hep birlikte bir arada yaşamanın yollarını bulmalıyız.

Bir diğer önemli mesele ise kadınların toplumsal hayattaki yeridir. Kadın örgütleri, kadınların eğitimde, iş gücünde ve siyasette daha fazla yer alması için büyük bir mücadele veriyor. Ancak, bu mücadeleler zaman zaman politikacılar ve akademik çevreler arasında çekişmelere neden oluyor. Kadınlar seslerini daha fazla duyurmak ve taleplerinin dikkate alınması için seslerini yükseltirken, cinsiyet eşitliği mevzusuna doğrudan dalmaktadırlar.

Nüfus dinamikleri, ekonomik ve siyasi çekişmelerin de merkezinde yer alıyor. Yüksek doğurganlık oranları ve nüfus artışı, ülkelerin ekonomik politikalarını ve sosyal hizmetlerini doğrudan etkiliyor. Gelişmiş ülkeler, nüfus artış hızının kontrol altına alınması gerektiğini savunurken, gelişmekte olan ülkeler nüfus artışının ekonomik büyümeyi destekleyeceğini düşünüyor. Bu zıtlık, uluslararası platformlarda sıkça tartışılan bir konudur.

Türkiye'nin geleceği, nüfus dinamiklerini doğru yönetmemize bağlı. Doğum oranları, ölüm oranları, göç hareketleri ve yaş yapısı gibi faktörleri dikkatle izlemeli ve bu doğrultuda politikalar geliştirmeliyiz. Genç nüfusumuzun eğitimi, göçmenlerin entegrasyonu, kadınların toplumsal hayattaki yeri ve ekonomik politikaların uyumu, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek önemli unsurlardır.

Kıymetli okurlar, nüfus dinamikleri sadece rakamlardan ibaret değildir. Hepimizin hayatını etkileyen, toplumsal yapımızı şekillendiren bir konudur. Bu konuda hep birlikte düşünmeli, konuşmalı ve çözüm yolları aramalıyız. Unutmayalım ki, geleceğimizi bugünden şekillendirmek bizim elimizde Ve’s-selam.