Normalleşme sonrası eğitim/okullar nasıl olmalıdır?
Eğitim, turizm, ticaret, sosyal yaşam gibi birçok alan Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri çerçevesinde yetkililer tarafından dizayn edilmeye çalışılıyor. Bilim Kurulu’nun bazı üyeleri pandemi sonrası hayatın normalleşmesi ile birlikte hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını söylüyor. Tabii doğal olarak herkes normalleşmenin ne zaman gerçekleşeceğini merak etmekle birlikte normalleşme sonrasında nelerin eskisi gibi olmayacağı ne gibi değişiklikler söz konusu olacağını merak ediyor, konuşuyor, tartışıyor.
Eski bazı alışkanlıklarımızdan vazgeçebileceğimiz birçok şeyin var olduğu söyleniyor. Mesela eskisi gibi AVM’lerde kalabalık ortamlarda dolaşamayacağımız, kahvehanelerde oturup çay kahve sohbeti yapamayacağımız, kalabalık düğün ortamlarında bulunamayacağımız, banka kuyruklarının, toplu ulaşım araçlarının eskisi gibi kalabalık olamayacağı konuşuluyor. Haliyle çok kalabalık bir ortama sahip olduğu bilinen okulların nasıl olacağı ile ilgili de merak edilenler, konuşulanlar, tartışılan konular var.
Eğitim üzerine yazılar yazmamızın nedenini bize de soranlar oluyor. Özellikle son zamanlarda “Hayat normalleştikten sonra eğitim de normalleşecek mi?
Hayatta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyoruz, peki eğitimde her şey eskisi gibi olacak mı?
Hayat normalleşince elbette eğitim sürecimiz de okullarımız da normalleşmeyecek. Peki neler değişecek? Okullarda eğitim eskisi gibi olmayacak dediğimiz şeyler nelerdir?” gibi onlarca soruya muhatap kalıyoruz.
Eğitim sistemi içerisinde var olan öğrenci nüfusumuzun ve öğretmen sayımızın birçok ülke nüfusundan fazla olduğu göz önünde olduğu düşünülünce bir hayli zorluklar yaşanacağı kesin. Bu nedenle özellikle geçiş döneminde bazı radikal kararlar alınması söz konusu olabilir. Peki bu kararlar neler olabilir? Bu konuda yine gerek eğitimcilerden, gerek farklı kesimlerden farklı iddialar ve talepler söz konusu.
Mesela bazı kişiler MEB’in tüm okulları ikili öğretim yöntemine geçireceğini ve bu yöntemle mevcut öğrenci kalabalığını azaltmaya çalışacağını, yani mevcut öğrencilerin yarısının sabah, yarısının öğleden sonra okullara gideceği ve bu yöntemle kalabalık ortamlar yerine daha seyrek öğrenci ortamlarına dönüşeceğinden bahsediyor.
Bazı kişiler ise, yine MEB’in her sınıf düzeyi için teneffüse çıkma saatlerinin farklı olacağı ve bu neden her kademedeki öğrencilerin birbirlerini görmeyeceği şekilde bir düzenleme ile eğitime devam edebileceğini iddia ediyor. Yani 9. sınfılar 10:00’da teneffüse çıkıp 10:10’da içeri derse gireceği sırada 10. Sınıflar 10:30’da teneffüse çıkıp 10:40’ta içeri derse gireceği şekilde farklı bir düzenleme ile öğrencilerin bir araya gelmeyeceği, karşılaşmayacağı şekilde bir düzenleme yapabileceği söylüyor.
Bazı eğitimciler ise, özellikle ilkokul düzeyinde kantinlerin artık pek işletilmemesi gerektiği ve bunlar yerine her ailenin kendi çocuklarına “sefer tası” benzeri içerisinde yiyecek ve içecekleri bulunan “sefer çantaları” düzenlemesi ve bu nedenle kalabalık ortamların minimize edilmeye çalışılması gerektiğini vurguluyor.
Bazı eğitimciler ise, önlem olarak bazı üniversitelerde olduğu gibi ilk birkaç ay/yıl devam zorunluluğunun esnetilmesi ve öğrencilerin sınavdan sınava okula gitmelerini öneriyor. En azından geçiş döneminde ilk başlangıçta bunun uygulanmasının önemli olduğunu vurguluyor.
Öğretmenin hastalanması, raporlu veya mazeretli olduğu durumlarda öğrencilerin bir sonraki ders başlangıcına kadar zorunlu olarak sınıfta veya okulda tutulması yerine bazı özel ve zorunlu hallerde öğrencilerin eve gönderilmelerinde bir sıkıntı çıkmaması adına okul idarelerine inisiyatif tanınacak alanların/yetkilerin arttırılmasının en azından geçiş döneminde başlangıç için önemli olacağı dile getiriliyor.
Başlangıç aşamasında okullarda pandemi kurulları oluşturulacağı ve bu kurulun sürekli sahada olup gözlem ve deneylere yönelik raporlar hazırlayacağı, hijyeniğe ve sosyal mesafeye yönelik önlemler alacağı yine kulağımıza gelen söylentiler arasında.
40 dakika olan ders süresinin kısaltılarak çocukların sınıf ortamında daha az bir arada bulunmaları ve totalde de öğrencilerin okulda bulunma sürelerinin azaltılacağına yönelik düzenlemeler yapılacağı söyleniyor.
Kulağımıza gelen ve bir kısmı kamuoyunda tartışılan tüm bu konular birer spekülasyon mu yoksa bir gerçeği mi yansıtıyor elbette bilmiyoruz. Yalnız bildiğimiz bir şey var ki normalleşme sonrası okullar da artık eskisi gibi olmayacak. Buna hazırlıklı olmamız gerekiyor.