Nobel'in en güçlü adayı
Recep Tayyip Erdoğan, artık bir dünya lideri olmanın ötesine geçti. O barışın temsilcisi, uzlaşmanın sembolü oldu. Lviv’de yapılan üçlü zirveden sonra tüm dünya gördü ki Birleşmiş Milletler’in başında sanki Guterres değil, Erdoğan var.
Bizim Recep
Tayyip Erdoğan’a övgüler dizmemize gerek yok. O zaten tüm dünyadan yeterince
övgü alıyor. Sevenler ona sıcak yaklaşıyor, çabalarını takdirle karşılayıp
şükran ifadelerini dile getiriyorlar. Sevmeyenler bile saygı duyup şapka
çıkarıyor.
Taraflı,
tarafsız, tüm dünya medyasında sözleri manşet oluyor. Erdoğan, dünya
güvenliğinin arabulucusu durumunda. Tüm ülkeleri olumsuz etkileyen savaşın
müzakere yoluyla çözüleceğine gönülden inanıyor. “Müzakere masasına giden en
kısa ve adil yolu tespit etmeliyiz” diyor. Acil ateşkes çağrısında bulunuyor. Avrupa
medyası kadar, Rus basını da iki ülke arasındaki arabulucu rolünü üstlenecek
tek liderin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu yazdı dün.
***
Rusya
savaşın başlangıcında tüm Ukrayna’yı hedef almış, Ukrayna’nın başkenti dâhil
tüm büyük şehirlerini füzelerle yerle bir etmişti. Ukrayna, doğu bölgesinde
sıkışan savaşın yanı sıra tahrip olmuş altyapısını da düzeltmenin çabası
içinde. İşte bu noktada en güçlü destek Erdoğan’dan geldi. Savaşa rağmen
Ukrayna altyapısını yeniden yapmak için ülke olarak destek vereceklerini
söyledi.
Savaş devam
ederken Ukrayna’ya gidip barış görüşmeleri yapmak, Ukrayna altyapısının yeniden
inşası için işçisinden müteahhidine bir bütün olarak Türk insanını seferber etmek
her babayiğidin harcı değildir.
Erdoğan’ın
liderliği tüm dünyaca tescillenmişken, bence 6 +1’le muhalefeti oluşturan
partiler de bir karar almalıdır. “Yiğidin hakkını yiğide vererek” Erdoğan’ın
liderliğine duydukları saygıyı dile getirmeli ve 2023 seçimlerinden aday
göstermeyerek Recep Tayyip Erdoğan’ın ustalık yıllarında bir dönem daha ülkeyi
yönetmesine destek olacaklarını açıklamalıdırlar.
***
Bu aşamada
atılması gereken en önemli adım, Rusya ile Ukrayna arasında acilen bir
ateşkesin sağlanmasıdır. Lviv görüşmesi kadar, bu aybaşı Soçi’de Putin ile
görüşen Erdoğan, o görüşmede de acil ateşkes düşüncesini dile getirmiştir.
Savaşın tahribatını ortadan kaldırmak ve daha fazla can kaybı ve yıkımı önlemek
için kış gelmeden acilen ateşkes imzalanmalıdır.
Tahıl
koridoru kadar, Çernobil benzeri yeni bir nükleer tehlikeyi önlemede Erdoğan’ın
çabaları ve acil ateşkes çağırıları bütün dünyanın takdirini kazandı. Nobel
Barış Ödülü’nün en güçlü adayı olmasına rağmen siyasi sebeplerle Erdoğan’a bu
ödül verilmese bile Erdoğan, tüm dünyada gönüllerin barış sembolü haline
gelmiştir.
Dikkatle
izlediğinizde şu sonucu siz de rahatlıkla çıkarabilirsiniz: Eğer ABD, F 16’ları
kısa sürede Türkiye’ye vermeyi onaylarsa artık Amerikalılar da Erdoğan’ı
değiştirme çabalarından vaz geçip, onun liderliğine saygı duyuyorlar demektir.
F 16’ları verme karar sürecini 2023 seçimleri sonrasına ertelerlerse kötü
niyetleri devam ediyor demektir. Bekleyip göreceğiz.