Niçin Türkiye
“Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele
gelmez, kendisine haz bir kimliği vardır, Türkiye'nin. Batmaz. Batarsa,
okyanuslar taşar.” diyor, merhume Alev ALATLI…
2 Şubat, Cuma günü vefat etti. 3 Şubat’ta İstanbul’da ebedi
aleme tevdi edildi.
Mekânı cennet olsun…
“Okyanusları taşıracak ülke; Türkiye…”
Türkiye, cesaretin ve merhametin ülkesidir.
Mazluma adının sorulmadığı, sığınılacak yerdir, Türkiye…
Zalimin hedef ülkesidir,
Türkiye…
Şer odakları, Türkiye’ye rağmen planlarını rahatça uygulayamayacaklarını
bildiklerinden önce Türkiye’yi etkisizleştirmek için alıksız saldırmaktadırlar.
Haçlı saldırıları, darbeler, terör…
İsrail, Lahey’de Uluslararası
Adalet Divanında soykırım suçundan yargılanıyor. Türkiye’nin verdiği deliller
de siyonizmi ilk defa yargılatıyor.
Rusya- Ukrayna savaşının bölgeye yayılmasını, dünyada ekonomik ve siyasi
krizlere meydan vermemek adına Tahıl Koridoru’nu açması, esir
takasına aracılık etmesi Türkiye’nin varlık sebeplerindendir.
Savaşın yayılmasını isteyenler, Türkiye’yi kriz/kaosla meşgul etmenin
yollarını aramakta…
Son yüz yıldaki planlar bunun en açık delilidir.
Cumhuriyetin kuruluşuna giden süreçte 19 Mayıs 1919’da İstiklâl yolunda tarihi bir adım atılırken aynı günde mandacıların İngiliz Muhipleri Cemiyetini kurmaları saldırıların aralıksızlığını göstermektedir.
Her on yılda darbelerle, terör örgütleriyle ölümcül planlarını
uygulayagelmektedirler.
Gündemi değiştirip zulmü
perdelemeye çalışıyorlar.
Son bir ayda yaptıkları, asırlardır yaptıklarının devamıdır.
Mehmetçikleri şehit edip sonra
da devleti ve milleti aciz içinde gösterme yarışına girişiyorlar.
Milletin yardımlaşma duygusunu zehirlemek, birlikte yaşama iradesini
kırmak için bir yıl önce (6 Şubat2023) 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki depremin
enkazı üzerinde “Devlet enkaz altındakilerin
kurtarılmasını istemiyor, arama, kurtarma çalışmalarına katılanları
tutukluyor.” yalanını söylediler.
Yaptıkları yardımları başa kakınç yaptılar, kendilerine “sanatçı” denilen
güruhun dilinden depremzedelerle alay ettiler, alaycıları alkışladılar.
Filistin’de katliama en gür tepkiyi verenleri “Hilafet Bayrağı” açmakla hedef gösterdiler. Saldırganları “Eline sağlık” diyerek cesaretlendirdiler.
Mazluma sahip çıkmayı “Arap Seviciliği” olarak tahkire kalkışmak aynı zamanda ümmet düşmanlığıdır, diğer bir ifadeyle “Müslümanlar kardeştir.” ayetine isyandır, Kur’an düşmanlığıdır.
Ümmet olmayı, cihadı terörize etme girişimi, Riyad’da süper kupa kepazeliği de Türkiye düşmanlığıdır.
28 Ocak Pazar
günü İstanbul’da Santa Maria Kilisesine saldırı da bu minvaldedir.
Fikirler,
inançlar ve hayat tarzları çatışma aracı yapılmak isteniyor.
Ama planları
biliyoruz:
3 Kasım
seçimlerinden 40 gün sonra FETÖ, Necip HABLEMİTOĞLU’nu katletti.
Bir yıl
sonra…
25 Ekim 2003…
Ankara’da
Cumhuriyet Mitingi…
“Ordu Göreve”
pankartı açtılar…
Kasım 2003
İstanbul’da birer hafta arayla ikişerli beşer dakikalık aralarla dört bombalı
saldırı…
Sinagoglar,
konsolosluk ve yabancı bir banka şubesi bombalandı. Onlarca kişi katledildi.
5 Şubat 2005 Santa
Maria Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santoro,
17 Mayıs 2006
Danıştay saldırısı…
19 Ocak 2007
Hrant DİNK, öldürüldü.
18 Nisan 2007
Zirve Yayınevi katliamı…
28 Haziran 2016
Atatürk Havalimanı katliamı
19 Aralık 2016
Rus elçi Andrey KARLOV öldürüldü.
31 Aralık 2016
Reina katliamı…
Ve…
15 Temmuz…
Darbe
girişimleri ve yüzlerce saldırıdan bazıları, bunlar…
Hakperest Merhume
Alev ALATLI Hanımefendi’nin vasiyetinden:
“Aziz
ülkemize gelince, ille de bir şeye benzeteceksiniz, her budağından sürgün atan
salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz Türkiye'yi. Bir sürgünü
çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün.
Tek bir sürgünde takılıp kalmayın, bütüne bakmayı adet
edinin.
(…)
Mademki, son temsilcileriyiz, Gezegen'in iyiliği için
yaşatılması elzem bir medeniyetin, bizi durduracak tek "gerçek", soğuyan
Güneş'in dünyamızı yarı yolda bırakması ihtimali olmalı...”
***
Miraç Kandili, başta Kudüs olmak üzere, mazlumların
kurtuluşuna vesile olsun…