NETANYAHU İLE PUTİN YİNE GÖRÜŞTÜLER
Geziciler, hareketlendiler.
Türkiye ve bölge kritik bir süreçten geçiyor.
Ne zaman ki İsrail Başbakanı ile Rusya Devlet Başkanı biraraya gelseler , Orta Doğu'da terör ve katliamlar artıyor. 21 Eylül 2015'te Putinle görşmüş, kısa bir süre sonra da Rusya, fiilen Suriye'ye girmişti. Bu olaydan sonra PKK ve PYD/YPG daha pervasız katliamlara yöneldi, Türkiye ile Rusya arasında uçak krizi (24 Kasım2015)yaşandı, Türkiye bölgeden izole edilmek istendi. İçimizdeki Putinler de görev yarışına giriştiler.
İsrail, saman altından su yürütmeye devam ediyor. İsrail Başbakanı Netanyahu bir hafta önce ( 6/7 Haziran 2016) Rus'yada temaslarda bulundu. Aynı gün, İstanbul Vezneciler'de bombalı saldırıda (7 Haziran 2016) on bir kişi katledildi. İki gün sonra( 9 Haziran 2016) Halep'in Şaer mahallesinde hastane yerle bir edildi.
Gezicilerin sokak ısrarı üst aklın emri. Şiddeti tırmandıracaklar
Bundan sonra Münbiç üzerinden bölgeyi yapılandırmaya çalışacaklar, katliam planlarını uygulamaya koyacaklar. Göreceğiz. Münbiç'e DAEŞ'le mücadele etmek bahanesiyle girip bölgede PYD devletini ilan etmek isteyecekler. Türkiye'de de terörü yaygınlaştıracak
PKK'nın siyasi uzantısının Meclis'te PYD'ye kol kanat germeye çalışması da Münbiç üzerinden ikinci Kobani oluşturup bölgede hakimiyeti sağlamak ve etnik temele dayalı ırkçı bir PYD devleti kurdurmak. Bölgede yeni İsrailcikler oluşturmak. Türkiye'nin etkisizleştirilm
CHP grubunda " Tayyip'in ....p...leri yıldıramaz bizleri." hezeyanı da bu çapulculuğa açık davetti. CHP Genel başkanının kandan bahsetmesinden sonra bu grubun, TBMM çatısı altında özellikle provokatif amaçlı konuşlandığı anlaşılıyor. Şehit cenazesinde mermi kovanının atılmasından güvenlik birimlerinin sorumlu tutulması ise "slogancı grubu", kışkırtmaya, toplumu ise tedirgin etmeye yönelik.
Kılıçdaroğlu'nun :"Ben daha önce TOBB'de özgürlüğü, özgürlükçü demokrasiyi savunmuş ve bunu bizim kanımızı dökmeden değiştiremezsini
Türkiye , kanlı bir girdaba çekilmek isteniyor. Gezi darbe girişimini tamamlamaya çalışıyorlar. Ama "durumdan vazife çıkaranların" dönemi artık bitti. Gezi'dekilerle Tahrir'dekiler, Siyonist odağın kuklaları. Sisi'yi ilk tebriğe koşanların, Muhammed Mursi'nin akibetini göstererek Recep Tayyip Erdoğan'ı tehdit edenlerin zihin dünyaları da beslendiği kaynak da aynı. Aklı başında sorumluluk makamında olması gerekenlerin ağzından çıkıyor, bu sözler. Dehşet!..
Buna benzer çıkışları 27 Mayıs öncesi Millu00ee Şef de eline yüzüne kan sürüp saldırıya uğradığını ileri sürerek hükümeti suçlamış 27 Mayısın dolgu malzemelerinden birini oluşturmuştu. Şimdi, aynı "kazanımı" kullanmak isteyenler var.
Kılıçdaroğlu'nun sözleri kendisiyle çelişiyor. "Özgürlüğü, özgürlükçü demokrasiyi" savunmaktan bahsederek bunun kan dökülmeden değiştirilemeyec
Yoksa, Esed de özgürlükçü demokrasi için mi "kanlı""mücadele
Demokrasilerde bedel, sandıklarda oyla ödenir.
TOBB'de söylenenler kadar boş kovan söylemi de vahim; kanlı söylemin adeta tamamlayıcısı. Böylece sokağa çıkma gerekçesi mi üretiliyor?
Grupta atılan sloganlar, "boş kovan" ve Münbiç üzerinden "Kürtçülük" söylemi, provokasyona çanak tutmaktan başka bir şey değil.
Netanyahu ile Putin birlikte, Siyonist "planlar" devrede!..