Nejat Uygur ve Kemal Sunal'ın mahdumları
Merhum Nejat Uygur'u bugünkü kuşağın yüzde kaçı biliyor?
Merhum Kemal Sunal'ı televizyonlarda sürekli oynatılan filmlerinden dolayı herkes biliyor.
Nejat Uygur, Türk Tiyatrosu'na bütün ömrünü feda etmiş büyük bir oyuncu. Merhum Uygur'u sanatında büyük kılan sadece muhteşem performansı değil, aynı zamanda yerli ve milli olmasıydı.
Uygur'un bir ezan vaktinde sahnede sergilediği performansı hiç unutmam.
Dindarlığın horlandığı dönemlerde, akşam ezanı vaktinde oyununu durdurdu ama yine de tiyatroya devam etti. Şöyle ki:
Ezan okununca, oyunun metninin dışına çıktı. Ama namaz kılmayı yine bir oyun şeklinde izleyicilere hatırlattı. Ve ezan bitene kadar bunu sürdürdü. Yıllar sonra Uygur'un bu pasajını anlamış ve kendisine olan muhabbet ve hürmetim daha da artmıştı. Mekanı cennet olur inşallah.
Nejat Uygur'u bu milletin kalbinde ve gönlünde ölümsüz kılan diğer yanı da tiyatroyu bu milletin ayağına götürmesiydi. Merhum Kemal Sunal'ı da bu milletin dertlerini sinemaya taşıması onu ölümsüz kıldı.
Uygur, sahnede kalabildiği sürece her yıl tiyatroyu Anadolu'ya taşıdı. Burnundan kıl aldırmayan snop tiyatrocu görünümlü soytarıların aşağılamalarına "kumpanyacı" gibi küçümsemelerine aldırmadan, henüz yollarının yüzde 90'ı Şose Yol (asfalt olmayan toprak yol) olan Anadolu'yu kasaba kasaba dolaştı, oyunlarını sergiledi.
Rahmetli Uygur'un o yokluk yıllarındaki "gezgin tiyatrosu" eminim birçok sezon zararına kapatıyordu. Çünkü, o günkü Türk insanı inanılmaz yoksuldu.
Rahmetli Nejat Uygur, Tiyatro'yu, Orta Oyunu'nu, sahneyi sevdirdi bu millete. Babalarımız gibi Anadolu kökenli bizler de tiyatrodan haberdar ve sevgisine sahipsek, bunu öncelikle Nejat Uygur'a borçluyuz.
Uygur, vefat etmeden önce, çocukları Süheyl ve Behzat Uygur'un televizyonlarda fırtına gibi estiği dönemlerde onları eleştiren bir yazı yazmıştım. Yazıda, bu millete emeği olan babalarının yolunu neden takip etmediklerini sormuştum.
Behzat Uygur, telefonla aramış ve yaptığı açıklama ile beni utandırmıştı. O zaman telefonla kendilerinden özür dilemiştim. Çünkü şehirde hapsolduğum için iki kardeşin babalarının geleneğini sürdürdüğünü bilmiyordum. Ve Behzat Beyefendi, gözlerimi dolduran şu sözleri söylemişti:
"Erdal Bey, televizyonlardan kazandığımız parayı tiyatroya yatırıyoruz. Zarar ettiğimiz halde, babamın başlattığı turne işini bırakmıyoruz. Yine Anadolu'yu adım adım dolaşıyoruz. Maddi imkanlarımız el verdiği sürece, babamızın bu millete olan muhabbetini devam ettireceğiz, bu geleneği sürdüreceğiz."
Sonra yaptığım kısa bir araştırmada Behzat Uygur Beyefendi'nin söylediklerinde eksiklik vardı fazlalık yoktu. Babalarının sahnelerini açık tuttukları gibi, bir yandan oyuncu yetiştiriyor, bir yandan da turnelere çıkıyorlardı.
Bu ülkenin muhafazakar insanını sahne ve tiyatro ile tanıştıran, bu ülkede sahnede ilk kez namazı anlatan tiyatrocu merhum Nejat Uygur'un çocuklarının bu yıl turneye çıktıklarını duymadım. Demek ki ekonomik olarak artık güçleri kaldırmıyor.
Bu milletin gönlündeki bir diğer efsanevi oyuncu, kuşkusuz merhum Kemal Sunal'dır. Sunal'ın sanatı ve şahsiyeti ile ilgili yorum yapmayacağım. Çünkü bütün Türkiye onun asil, erdemli, onurlu, rikkatli şahsiyetini çok iyi biliyor. Bu millet, Kemal Sunal ismini rahmet kelimesi ile birlikte anıyor. Bu, çok az insana nasip olan bir durum.
Kemal Sunal'ın oğlu Ali Sunal da babalarının boşluğunu doldurmaya çalıştığı gibi, Türk tiyatro ve sahnesine bir adım daha ileride katkıda bulunuyor. Ali Sunal'ın Türk tiyatrosuna yaptığı katkıya şapka çıkarmak gerekiyor. Babası gibi beyefendi ve asil ruhlu biri. Ali Sunal'ın tiyatroya bu kadar katkı yaptığından haberim yoktu. Ta ki geçtiğimiz yıl bir televizyonda "Güldür Güldür" programına denk gelene kadar. Tabi, Ali Sunal'ın bunca emeğini görememek, benim ayıbım olduğunu belirteyim.
Ali Sunal, Türk sahne ve sinemasına birçok ismin kazanılmasına sebep olmuş. Sunal, tiyatroda yeni bir tarz geliştirmiş. Sahnenin kenarında duruyor ve oyuna anında müdahale ediyor. Müdahale ederken de hem oyuncuya hem de izleyiciye bir şeyler veriyor.
Oğlumdan da "Güldüy Güldüy"ü öğrendim. Ali Sunal'ın Kardeşi Ezo da orada çocuk oyuncu yetiştiriyor.
Ve Sunal kardeşlerin yeni sezon perdesini açmasını iple çekiyoruz. Çünkü ailecek her iki sahneyi de canlı performansla izlemek istiyoruz.
Uygur ve Sunal kardeşler; Türk tiyatrosunu ayakta tuttuğunuz, varınızı yoğunuzu yatırdığınız için bu millet size minnettardır. Sağ olun, uzun, bereketli ve hayırlı ömürlü olun inşallah.
Bir çift sözüm bütün belediye başkanlarına: "Abidik gubidik" etkinliklere tonlarca para harcayacağınıza, Türk tiyatrosuna varını yoğunu harcayan bu sanatçılarımızın sanatını şehirlerinizde sergilemelerine yardımcı olursanız emin olun gelecekte siz de rahmetle yad edilirsiniz.