Nehirler düşlerim göl kenarında
Düşlerimiz büyük, heyecan çok.
Bir sevgi hareketidir bu. Barış merhamet, bir iyilik hareketi. Dönüp dönüp kalbimize bakma, düşlerimizle hayallerimizle topluma güzellikler katma adına, savaşa, teröre, katliama kan akıtmaya ‘’dur’’ deme adına erdemlilik hareketi.
Vicdanın, merhametin, sevginin menfaatlere hapsedildiği bir zamanda imanın en üst şubesi olan elimizle bir şeyleri düzeltme çabasıyla yola koyulduk. Buğz etmenin gönülce duanın kalbimize verdiği sekine olsa da fiili, fiziki olarak yorulmak, yolda olmak zorunluluğumuzdur. Bu bilinçle çaba vermeliyiz kir sağanaklarına karşı.
Merhum Mehmet Akif İnan’ın dizelerinden aldığımız ilhamla durağanlığın olmadığı çalışan, çağlayan çoğaltan, paylaşan gönüller olmak istiyoruz. Bu minvalde nesiller düşleyerek.
27 NİSAN tarihinde öğretmenlerimizle birlikte nehirler düşledik göl kenarımız Orduzu Pınarbaşı’nda. Gölümüz, gönlümüz oldu. Bu hayallerle şaha kalktı.
Yavrularımız ve aileleriyle ile birlikte barış resimleri, arzu edilen şehirleri, yuvaları çizdik. Çocukların gülebildiği, yeşilin oyunun bol olduğu, bayrakların özgürce dalgalandığı resimler. ‘’Kırmızı en sevdiğimiz renk olarak kalmaya devam etsin’’ dedik. Kırmızı beyaz kâğıtlardan gemiler yaptık bıraktık göle. ‘’sevgiyle yol alsın, savaşın çocuklarına umut götürsün’’ diye.
Özgürlük sembolü gökyüzüne balonlar uçurduk.
Bu projede; Malatya Eğitim Bir -Sen Kadın Komisyonu olarak kırmızı kutular hazırladık.
İçine bir sınıfa yetesi otuz balon, otuz şeker ve metnini benim oluşturduğum otuz mektup var.
Bu mektup; kırmızının gülen yüzüyle yavrularımızda barış, sevgi, merhamet algısına dikkat çekiyor.
Çocuklarımızın kırmızıyı hayatın rengi olarak bilmelerini istiyoruz.
Dünyada ki katliamlar, çocukların masum yüreklerine işlerken, vicdan ve merhametle büyüyen çocuklar olmalarını istiyoruz.
Sevdik çocukları, sevindirdik. Hediyelerle, şekerlerle, ikramlarla. Tüm çocuklardan şunu duyduk.’’ Ey savaşın mazlum çocukları, çocuk olamayan çocuklar! sizleri çok seviyoruz, sizler için dua ediyoruz.’’ Cümleleri idi.
Mazlum kullar için bir araya gelişimiz ruhların hassasiyetini kaybetmeden, sevgi ve merhametin toprak gibi gönülleri örttüğü, erdemli bir duruş sergileme, adalet ve huzur inşasına tuğla olma adına idi.
Katılaşmayan kalplerle, sevgiyi kardeşliği yaymak istiyoruz. Bereketli topraklarımızda var olan güzellikler fışkırsın her daim.
Öğretmen ilimli kişidir. Yerinde oturmaz. Oturanı kaldırır, yürütür. Yürüyen koşar. Ayağımıza kalbimize bir Kudüs gücü gelmeli velhasıl.
Gazze, onlarca ülkede yeniden birer Gazze olurken! Çoğalırken! Kendimizde azalanların farkında olabilme duasındayız.
Şimdi bu kutlu yolculuğumuz; Elâzığ Hazar gölünde ikinci durak yapacak. Yurdumun dört bir yanında kırmızı kutularla zincirler devam etsin inşaallah. Çok kolay bir şekilde oluşan kutularda yavrulara hediyeler gitsin, barış mektubu elden ele okunsun istiyoruz. Sözler büyü gibidir nice güzelliğe vesile olur.
Bizlere desteklerini esirgemeyen Memur-Sen Eğitim-Bir -Sen konfederasyonu kadınlar komisyonu genel başkanı Sıdıka Aydın ‘a, başkan yardımcısı Necla Uluçay Doğan ' a bizlerle birlikte olan Elâzığ Ebs yönetimlerine İbrahim Bahşi ve Reyhan Polat başkanlarıma Adıyaman Ebs yönetimlerine Mine Dolgun başkanıma, Malatya 2 no’lu şube başkanımız Aziz Dinçer ve ekibine kalbi şükranlarımızı sunuyoruz.
Memur sen il başkanımız Hüseyin Söylemez 'e başkan yardımcısı Bayram Tophan’a, emek veren ekibimiz Eğitim Bir-Sen kadın Komisyonu’na katılım sağlayan kıymetli üyelerimize kalbi şükran.
Her eylem yeniden diriltsin bizi duasıyla.
Durağanlığı sembolik olarak göle yüklesek de hareket ehli olmak nehirler gibi çağlayarak yola revan olmak görevimiz, vesselam.