Dolar (USD)
32.50
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2490.82
BIST 100
9545.19
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Mart 2022

Nefis tezkiyesi ve mânevî arınma-5

Nefis tezkiyesi ve mânevî arınma yollarından bir tanesi de, “nefsi meşgul etmektir.” İmam-ı Şâfiî Hazretleri diyor ki: “Sen nefsini hakla meşgul etmezsen, o seni bâtıl ile meşgul eder. Vakit de kılıç gibidir; sen onu kesmezsen, o seni keser!..” Dolayısıyla ya insan hayırlı işlerle meşgul olup sevablarını çoğaltacak, ya da zararlı ve günah şeyler hayatını istila edip onu manevî iflasa doğru götürecek. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ümmetimin müflisi, kıyamet gününe; namaz, oruç ve zekât görevlerini yerine getirdiği halde; ona buna sövmüş, iftira etmiş, şunun bunun malını yemiş, kanını dökmüş, onu bunu dövmüş olarak gelen kimsedir. Bu kişinin iyiliklerinin sevabından hak sahiplerine verilir. Borcu ödenmeden sevabı biterse, diğerlerinin günahları ona yüklenir, sonra da Cehenneme atılır!” (Müslim)

Verimli bir araziye sahip olan bir kişi, şayet arazisine bakar; onu yabancı bitkilerden temizler, kaliteli tohum atar, sulamasını ve çapasını yaparsa -inşaallah- iyi bir mahsul elde eder. Yok eğer arazisini ihmal eder ve kendi haline bırakırsa; arazi faydasız bitkiler ve dikenlerle dolar, eline de hiçbir şey geçmez. Dikkat buyurun; verimli arazinin yabancı ve faydasız otlar ve bitkilerle dolması için özel bir gayret sarf etmek gerekmiyor. Çünkü onu, kendi haline bırakmak kâfidir. Fakat iyi bir mahsul almak için, özel bir gayret sarf etmek icab eder.

Nefis de böyledir. Onu hak ve hakikatle, hayır ve hasenatla, iyi ve faydalı şeylerle meşgul etmek özel bir itina ve ciddi bir gayret ister. Dolayısıyla akıllı insan nefsini ibadetle, zikirle, fikirle, dünya ve âhirete faydalı işlerle meşgul eder. Hadis-i şerifte buyuruldu ki; “el-keyyisü men dâne nefsehü ve amile li mâ bâde’l-mevt” yani (akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölüm sonrası için çalışandır.) (Tirmizi)

Dolayısıyla kişi, zamanını güzel ve faydalı şeylerle doldurursa, kötü ve zararlı işlere zaman da enerji de kalmaz. Araplar “el-meşgul lâ yüşgal” yani (meşgul olan bir şeyi, aynı anda başka birşeyle meşgul edemezsin,) derler. Mesela içi su ile dolu bir bardağı, aynı anda içkiyla dolduramazsın. Fakat rutinimizde böyle güzel şeyler yoksa, nefsimiz paslanır ve bizi başka şeylerle oyalar, farkında bile olamayız. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “…Onların yapageldikleri kötü işler, gitgide kalplerini paslandırmıştır.” (Mutaffifîn 14)Bu kirlenme ve paslanmanın neticesi ise, hüsrandır.

Kıyamette temiz kalbliler kazanır. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “O gün ki, ne mal fayda verir ne oğullar! Ancak Allah’ın huzuruna selîm (tertemiz) bir kalble gelenler kurtulur!” (Şuara 88-89)

Faydası ve zararı olmayan mübah şeylerle dahi meşgul olmak yine zarar ve hüsrandır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Kişinin, mâlâyanî ile uğraşmaması (kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terketmesi), onun iyi müslüman oluşundandır.” (Tirmizi)

Binaenaleyh bu nefis tezkiyesi ve mânevî arınma çok çok önemli bir iş olup hadis-i şerifte “cihad-ı ekber” yani büyük cihad olarak tavsif edilmiştir. Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, pek zorlu geçen Tebük Gazvesi’nden dönerken ashâbına:

Şimdi küçük cihaddan büyük cihâda dönüyoruz, buyurdu. Eshab-ı kiram: Yâ Rasulallah! büyük cihâd nedir, dediklerinde Efendimiz aleyhisselam: O, nefsin hevası ile mücahededir, buyurdu.” (Hatib Bağdadi ve Beyhaki)

Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmaktadır: “Ümmetim adına en çok korktuğum şey; nefislerinin hevasına uymalarıdır.” (Süyuti, Camiu’s-sağir)

Bu itibarla mümin, asla nefsini kendi haline bırakmamalı, onu tezkiye etmeli yani günah pisliklerinden arındırmalı ve hayır-hasenatla meşgul etmelidir. İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri:“Doğrusu arınan ve Rabbi’nin adını anıp namaz kılan kurtuluşa ermiştir.” (A’lâ 14-15) âyet-i kerimesi ile alakalı olarak şöyle buyuruyor: “Bu âyet-i kerimede, dine aykırı işlerden nefsi temizlemeye, kalbi dünya sevgisinden arındırmaya, gücü nisbetinde Allah’a yönelmeye, hatta Allah’tan başkasını hatırlamaktan bile sakınmaya işâret vardır.”