Nefis tezkiyesi ve mânevî arınma-4
İslam âlimleri, nefis tezkiyesi yani mânevî arınma için özellikle şu hususlara dikkat etmeyi tavsiye ederler:
1- Kelime-i tevhid’i
çok söylemek. Yani “lâ ilâhe
illallâh”ı (Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur) cümlesini çok söylemek.
Şöyle ki: “Lâ ilahe illallah”taki “lâ ilâhe” (hiçbir ilâh yoktur)
kısmı; putlaştırılmış nefis de dahil olmak üzere, Allahü Teâlâ’dan başka bütün
ilahları, bütün bâtıl inanç, düşünce ve ideolojileri ve bizi günahlara sevkedip
kirleten bütün hevâ, heves ve arzuları kalbimizden çıkarmak suretiyle içimizi
temizlemeyi amaçlar. Zira ancak bu temizlikten sonra “illallâh” (Allah’tan
başka) diyerek oraya yegâne ilahın Allahü Teâlâ olduğu inancını yerleştirmek
mümkündür.
2- Namaz kılmak. Çünkü namaz, kirlenmeyi önler. Âyet-i kerimede
buyuruldu ki:
“Kitaptan Sana
vahyedilenleri oku, namazı özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve
kötülükten meneder. Allah’ı anmak her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı
bilir.” (Ankebût 45) Hadis-i şerifte
ise şöyle buyurulmaktadır: “Ne dersiniz, birinizin evinin önünden
bir nehir aksa ve her gün o nehirde beş kez yıkansa, bu durum o kişide kir
namına bir şey bırakır mı?” Oradakiler;hayır,
o kişide kir namına bir şey bırakmaz, deyince; Efendimiz aleyhisselam şöyle
buyurdu: “İşte günde kılınan beş vakit namaz da böyledir, Allah onunla
hataları siler.” (Buhari)
3- Zikir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki: “Doğrusu nefsini tezkiye
eden (günahlardan arınan) ve Rabbinin adını zikredip (anıp) namaz
kılan, kurtuluşa ermiştir. Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.
Oysa âhiret daha hayırlı ve devamlıdır.” (A’lâ 14-17) “İyi bilin ki kalbler, ancak Allah’ı
zikretmekle (anmakla)
huzur bulur.” (Ra’d 28) Hadis-i şerifte de
şöyle buyurulmaktadır: “Allah’ı
zikreden (kişi) ile zikretmeyen (kişi arasındaki fark;) diri ile ölü (arasındaki
fark) gibidir.” (Buhari 6407)
4- Tevbe etmek. Yaniyanlış bir iş yapması
durumunda kulun; bu işin yanlış olduğunun farkına varması, bu işten vazgeçmesi,
bu işi yaptığına pişman olması, bir daha asla bu işe dönmemeye karar vermesi ve
eğer bir kul hakkı sözkonusu ise; sahibiyle helalleşmesidir. Kulun; cezalandırılmamak
için Allahü Teâlâdan; ‘af’ ve ‘mağfiret’ dilemesi yani yalvarıp
yakarması ise, ‘istiğfar’dır. Âyet-i
kerimelerde buyuruldu ki:
“Ancak tevbe edip inanarak sâlih amel
işleyenin (erdemli işler yapanın) durumu başkadır;
Allah böylelerinin kötü hallerini iyiye çevirecektir. Allah çok bağışlayıcı,
çok merhametlidir. Evet, kim tevbe edip sâlih amel işlerse (erdemli
davranırsa) bu durumda gerektiği şekilde Allah’a yönelmiş olur.” (Furkan
70-71)
“Şüphesiz Allah, çok tevbe edenleri ve
çok temizlenenleri sever.” (Bakara 222)
“Ey müminler! Hepiniz toptan Allah’a
tevbe ediniz ki, felaha eresiniz!” (Nur 31)
Hadis-i şerifte de
şöyle buyurulmaktadır: “Günahlarından tevbe eden kişi, hiç günah işlememiş
gibidir.” (İbn Mace)
5- Zühd. Yani dünyaya değer vermemek ve dünyevî
menfaatlere iltifat etmemektir. “Zâhid”; yüzünü dünyadan âhirete çeviren,
devamlı ibadet ve nefis muhasebesiyle meşgul olan kişidir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki: “Rabbinin
huzurunda durmaktan korkan ve nefsini hevâ ve hevesten alıkoyan kimseye
gelince, şüphesiz ki cennet onun varacağı yerdir…” (Naziat 40-41)
Bir sahabi, Efendimiz aleyhisselama
gelip sordu: “Ya Resûlallah, bana öyle bir amel göster ki, onu işlediğim
zaman beni hem Hak, hem de halk sevsin.” Bunun üzerineEfendimiz
aleyhisselam şöyle buyurdu: “Dünyaya karşı zâhid ol ki, Allah seni sevsin.
İnsanların ellerindekilere karşı zâhid ol ki, onlar seni sevsin.” (İbn
Mace)
4- Sadaka vermek: Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Onları temizlemek ve
tezkiye etmek (arındırmak) üzere mallarından sadaka al! Bir de onlar
için dua et; çünkü Senin duan onlara huzur verir. Allah her şeyi çok iyi
işitmekte ve bilmektedir.” (Tevbe 103)
Hadis-i şerifte de
şöyle buyurulmaktadır: “Suyun ateşi söndürmesi gibi sadaka da (işlenen)
günahları giderir.” (Tirmizi)
(Devamı haftaya…)