Neden 'Evet', neden 'Hayır'?(2)
Cuma günkü yazımızın başlığına devam edeceğiz. Çünkü Türkiye'nin sistem değişikliğine gittiği bugünlerde lazım olan belli ideolojiler, belli kalıplar, belli dogmalar değildir. Doğruların kısır tartışmalar arasında boğulup gitmesine müsaade edilmemelidir.
Her seferinde tekrarlıyoruz. 'Bundan başka kelimeniz, cümlenizde yok' diyebilirsiniz. Hakikaten Türkiye büyük bir değişimin büyük bir dönüşümün eşiğindedir. Toplum olarak da öyleyiz. 10 yıl önce 20 yıl önce, 30 yıl önce aynı düşünceyle, aynı fikirle, aynı mefku00fbreyle aynı kaderi yaşayan insanların bugün geldikleri hayat anlayışının ne kadar bir birine tezat düştüğü fark edilmektedir. Bu da doğaldır.
Bu 20 yıl önce, 30 yıl önce aynı düşünüp de bugün ayrı kulvar da olmak değildir. Bu değişimdir. Bu dönüşümdür. Unutulmasın maya aynıdır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi dolayısıyla kadim dostluklar arasında ki fikir düşünce ve bakış açılarında zıtlıklar yaşanıyor. Çünkü her kesin baktığı pencere, her kesin baktığı manzara farklı farklıdır. Kadim dostluklarda yaşasanız, aynı mefku00fbreye de sahip olsanız baktığınız pencere farklı olduğundan bazen aynı konularda farklı düşünülecek, farklı yorumlanacaktır. Toplum olarak buna alışmak zorundayız. Zaten Türkiye'nin değişimi ve dönüşümü, daha mükemmelle doğru yol alışının sermayesi de budur. Bu bir zenginliktir. Bu olmazsa olmazdır. Toplum öyle bir hafızadır ki farkına bile varmadan değişim ve dönüşümü sizden önce yakalar.
Toplum olarak, devlet olarak farklılıkları gökkuşağı gibi ahenkli bir dünyaya çevirmek zorundayız. Hiç kimse, ama hiç kimse endişelenmesin. Bir toplumun bu kadar zıt fikirleri tartışabildiği bir yerde yanlış çıkmaz. İnsan olarak ta, toplum olarak ta alışkanlıklarımızdan bazen vazgeçmemiz zor olur. Ama eninde sonunda bu alışkanlıkları terk ederiz. Yoksa yerimizde sayar, küçülür gideriz. Aslında bugün yaşadığımızda alışkanlıklarımızda ısrardır.
Unutulmasın, devlet olarak ta, millet olarak ta, toplum olarak ta büyüdük. Artık çocukluğumuzda, gençliğimizde sahip olduklarımız bugün için yeterli değildir. Yeni sorumluluklar, yeni yükümlülükler üzerimizdedir. Önemli olan değişim ve dönüşüme itiraz etmek değil, bu değişim ve dönüşümün daha iyi nasıl olması gerektiğidir.
Cuma günkü yazımızda olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı Sistemi konusundaki Anayasa Değişikliği'nin maddelerinin özetine devam edelim:
- MADDE: Cumhurbaşkanı'na Cumhurbaşkanı yardımcılarının vekalet etmesi ile Cumhurbaşkanı yardımcılarının ve bakanların yargılanmasını düzenliyor. Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanlar hakkında soruşturma açılması istenebilir. Soruşturma açılmasına karar verilmesi, Meclis üye tam sayısının beşte üçünün gizli oyuyla mümkün olacak. Meclis'te üçte iki çoğunlukla Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar Yüce Divan'a sevk edebilecek.
- MADDE: Cumhurbaşkanı ve Meclis'in birbirlerini aynı anda feshedebilmesini düzenliyor. Buna göre Meclis beşte üç çoğunlukla ve Cumhurbaşkanı da aldığı kararla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.(Müthiş bir otokontrol sistemi)
- MADDE: Cumhurbaşkanı'nın olağanüstü hal ilan etmesini düzenliyor. Sıkıyönetim kaldırılıyor.
- MADDE: Disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kaldırılıyor.
- MADDE: Daha evvel HSYK'nın 22 üyesi varken, yeni sistemde 13'e düşürülüyor. Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurul'un doğal üyesi olacaklar. Geri kalan 11 üyenin 4'ünü Cumhurbaşkanı atarken, 7'sini Meclis seçecek.
- MADDE: Bütçe ve kesin hesap kanunu teklifini düzenliyor. Bütçe teklifini Cumhurbaşkanlığı yapıp Meclis'e gönderecek.
- MADDE: Yeni sistemin Anayasa'ya uyarlanması için kimi maddeler çıkarılıyor. Kimi maddelerde yer alan ifadeler de değiştirilerek uyarlanıyor.
- MADDE: İlk genel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 3 Kasım 2019'da yapılmasını düzenliyor. Fakat Meclis Seçim kararı alırsa ilk seçimde Meclis ile birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimde yapılacak.
- MADDE: Yürürlük maddesi
Özetle 16 Nisan'da oylayacağımız Anayasa Değişiklik maddeleri bunlardır. Daha fazla yorum katarak kafa bulandırmaya gerek yoktur. Değişim bir ihtiyaçtır. Eğer ihtiyaç olmasaydı bugün bu tartışmaları yaşamıyor olurduk.
Kalın sağlıcaklau2026