Neden 'Evet'?- 2 İşte bunun İçin
Geçen hafta Pazar günü bu sütunlarda 'Neden 'Evet'?-1'i kaleme aldım. 28 yıllık gazetecilik hayatımda tamı tamına 24 kez ya hükümet kuruluşuna veya hükümet kurulması girişimlerine şahit olmuşuz. 24 kez yaşadığımız bu durumun izahını partilere, kişilere bağlamak işin kolayıdır. Bunların içinde yüzde 10,7 oy almış partilerin azınlık hükümetleri, seçim sonucunda en yüksek oyun %22'yi bulmayan partilerin iktidarları da var.
Bu zaman zarfında Türkiye'nin en karanlık dönemlerini de yaşadık. Hatta o karanlık dönemlerin iz düşümünü bugün bile yaşamaktayız. Parantez olarak işaret ediyorum. 1993 yılı iyi incelenmelidir. Hem de enine boyuna. Rahmetli Özal'ın öldürüldüğü yıl. Yani Demirel'in Cumhurbaşkanı olduğu. 1994 ekonomik krizi, 28 Şubat'ı, 2001 krizi.
Şu unutulmasın her yeni hükümet, her yeni siyasi oluşum Türkiye'de dışarı ile entegrasyon nedeniyle ülke menfaatlerinin peşkeşini getirmiştir. Halk desteğinden emin olmayan yapılar göreve gelmenin yolunu dış destekli aramışlardır. Tıpkı bugünlerde birilerinin sinsice arayışlara girdiği gibi.
Bu kadar yaşadığımız siyasi sirkülasyonun nedeni sadece siyasiler değildir. Bunun nedeni Türkiye'de zaten olmayan Parlamenter Sistem diye tarif edilen bugünkü sistemdir. Bu sistem sonuçta kısa ömürlü hükümetler doğurmaktadır. Siyasi istikrarın sağlanması güçlü siyasi partiler olsa da mümkün olmamaktadır. Onun için yeni sistemin en önemli getirisi yürütmede istikrarı sağlaması olacaktır.
Bununla sınırlı değildir.
Bir Meclis'in gücü nereden kaynaklanır? O Meclis'in çıkardığı yasalardan. Yasa çıkarmadan alır. 15 yıllık Parlamento Muhabirliğimde Meclis'te iki milletvekilinin bir araya gelerek millet menfaatine ülke menfaatine hazırladıkları bir tek kanun teklifinin geçtiğine şahit olmadım. Halende zaman zaman Meclis'e gelir giderim. Muhalefet partilerinin vekilleri bazen bu tür teklifler hazırlarlar. Bilirler ki bu teklifler Meclis gündemine bile gelmeyecek. Fakat yarın memleketine gittiğinde 'Bak ben şu teklifleri verdim' deme gerekçesi içindir. İktidar milletvekilleri zaten teklif vermeleri bir nevi yasaktır. Bu sadece AK Parti dönemine has bir uygulama değildir. Her dönem yaşanan bir durumdur.
Bugünkü sistemde bir milletvekilinin vereceği yasa teklifi, Meclis Başkanlığına, oradan ilgili bakanlıkların görüşüne, uygun görülürse ilgili komisyona, o komisyonda sıraya girer. Vekilin verdiği teklif aylarca, yıllarca komisyonda bekler. O arada Hükümetin gönderdiği yasa tasarıları gelir geçer. Vekil ısrarcı olursa belli bir süre sonra yasa teklifinin zamanında komisyonda görüşülmediği gerekçesi ile Meclis Genel Kurulu'na direk görüşülmesi için önerge verir. Fakat bugüne kadar da Meclis Genel Kurulun da böyle bir önerge kabul görmemiştir. Teklif veren vekilin dönem sonu gelir. Kanun teklifi kadük kalır.
Meclis'te kanunlar nasıl çıkar? Meclis'te kanunlar önce üst düzey bürokratın elinden, ardından bakanlığından, ardından Başbakanlık Kanunlar ve Kararlardan, uygun bulunursa Bakanlar Kurulu'nda tasarılaşır. Meclis'e, oradan da Bakanlar Kurulu ivedi istemişse komisyona. Meclis'te Bürokrat ben bu işi çok iyi biliyorum ayakları ile noktası virgülüne dokundurmadan Genel Kurula. Oraya inerken ise siyasi partilerin grup yönetimlerinin anlaşması ile geçer. Yani Meclis'te ne kadar kanun yasalaşmışsa bürokratın istediği istikamette geçer. Vekiller Hükümet tasarısı şeklinde geldiğinden sadece parmak indirip kaldırırlar.
İşte 16 Nisan'da oylayacağımız Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Türkiye Büyük Millet Meclis'inin ve milletvekilinin gücü artacaktır. Bizlerin Türkiye'nin faydasına, şehrinin faydasına yasalar çıkarsın diye gönderdiğimiz, asli vazifesi yasa çıkartmak ve yürütmeyi denetlemek olan milletvekili asli vazifesine dönecektir. Bugün olduğu gibi öncelikli vazifesi iş takipçisi konumunun üzerine çıkacaktır. Milletvekili zaten ağırlıklı yaptığı iş takipçiliği konusunda da imza sahibi değildir. Ricacı konumundadır.
Cumhurbaşkanlığı Sisteminde yürütmenin kanun tasarısı hazırlama yetkisi tamamen kaldırılmaktadır. Bundan böyle ülkenin ihtiyacı olan yasalar, kanunlar Türkiye Büyük Millet Meclis'in de hazırlanacaktır. Milletvekilleri bundan böyle asli vazifelerini öncelikle yerine getireceklerdir. Kanun tekliflerini gördükleri ihtiyaçlara göre parti grupları veya teker teker veya aynı ilin milletvekilleri olarak verebileceklerdir. Meclis'in üzerinde artık yürütmenin baskısı olmayacağından yeni yapılanma ile komisyonlarda dahil genel kurulda milletvekillerinin etkinliği artacaktır. Aynı zamanda milletvekilinin bundan böyle önünde hiçbir şekilde bakanlık beklentisi de olmayacağından yetkisi dahilin de daha özgürce hareket edecektir. Yürütmenin yapacağı bütün hataları bir milletvekili ister iktidar ister muhalefet milletvekili olsun Meclis'te dile getirecektir.
Bütün bunlardan dolayı daha güçlü bir Meclis daha güçlü bir milletvekilliği için 'Evet' diyoruz.
Cuma'nın hayrı üzerinize olsunu2026